DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Her şey bir projeyle başladı
Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz sık sık makaleler gönderir bizlere.
Daha önce de bazı makalelerini sizlerle paylaşmıştım.
Vecdet Öz’den son gelen makale de çok ilgimi çekti.
AKP iktidarının 20 yılını çok öz cümlelerle anlatmış.
Sizlere de sunmak istedim;
Önce TSK’ya kumpas kuruldu ve ülke savunmasız bırakıldı..
Ardından din, suça kalkan yapıldı ve FETÖ devlete kapılandı..
Sonra çöküş için düğmeye basıldı ve her türlü musibet arttı..
Döviz arttı..
Enflasyon arttı..
İşsizlik arttı..
Yoksulluk arttı..
İflaslar arttı..
Ekonomik çöküş arttı..
İstikrarsızlık arttı..
İthalat arttı..
Dışa bağımlılık arttı..
Vatandaşın borcu arttı..
Dış borç arttı..
Beyin ve sermaye göçü arttı..
İhanet ve hain sayısı arttı..
İç ve dış düşman sayısı arttı..
Ajan ve provokatör sayısı arttı..
Bölücülük ve ayrımcılık arttı..
Yandaş trol sayısı arttı..
Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı arttı..
T.C. ibaresine düşmanlık arttı..
Türk ifadesine düşmanlık arttı..
Türk bayrağı düşmanlığı arttı..
Andımız karşıtlarının sayısı arttı..
İstiklal Harbi karşıtları arttı..
Soysuzluk ve haysiyetsizlik arttı..
Anti demokratik uygulamalar arttı..
Yandaş medya sayısı arttı..
Siyasette seviyesizlik arttı..
Devlette tahribat arttı..
Devlet malına çökenlerin sayısı arttı..
Saltanat ve sefahat arttı..
İsraf ve vurdumduymazlık arttı..
Orman ve doğa katliamı arttı..
Çarpık kentleşme ve betonlaşma arttı..
Mülteci sayısı arttı..
Demografik tahribat arttı..
Gettolaşma arttı..
Her türlü suç ve kriminal olaylar arttı..
Rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk arttı..
Rant ve haksız kazanç arttı..
Harama itibar arttı..
Torpil ve tavassut arttı..
Yandaşlık ve yalakalık arttı..
Tehdit ve şantaj arttı..
Toplumsal korku ve panik arttı..
Psikolojik bozukluklar arttı..
Düşmanlık, öfke ve çatışma arttı..
Kadına şiddet ve cinayetleri arttı..
Sübyancılık ve çocuk evlilikleri arttı..
Vahşet ve vicdansızlık arttı..
Nefret, kin ve düşmanlık arttı..
Çaresizlik ve İntiharlar arttı..
Aile içi şiddet arttı..
Boşanmalar arttı..
Adalet sisteminde tahribat arttı..
Haksızlık ve hukuksuzluk arttı..
Sosyokültürel çöküş arttı..
Eğitim sisteminde tahribat arttı..
Sahte dindarlık ve din istismarı arttı..
Ahlaksızlık ve edepsizlik arttı..
Yalan, riya ve dedikoduculuk arttı..
Cehalet ve görgüsüzlük arttı..
Yozluk ve yobazlık arttı..
Saygısızlık ve sevgisizlik arttı..
Derin sosyo-ekonomik çöküş nedeniyle kapımızda bekleyen felaketlerin sayısı arttı..
Gelecekten umutsuz çaresizlik içinde kıvranan evlatlarımızın sayısı arttı..
Eli kalem tutup konuşan bir avuç vatansever aydına olan baskı ve tehdit arttı..
Tüm felaketlere rağmen halen projenin farkında olmayıp ihanete destek veren düşünme özürlülerin sayısı arttı..
Sonunda tahribat tamamlandı ve tehlike kapıya dayandı..
Aklını başına al Türkiyem..
Sen mülteci olamazsın başka Türkiye yok.!
KOMİK
Saraydakiler ne çok hastalanıyor böyle
Sarayın nasıl bir lüks ve ihtişam içinde yaşadığını hepimiz biliyoruz.
Ancak bunlar bazen rakamsal olarak önümüze konunca insan daha bir tuhaf oluyor. Bazı harcama kalemlerine bakınca ister istemez “Ne bu yahu?” demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Örneğin dün tabii ki muhalif gazetelerde Sayıştay raporlarına dayanılarak yapılmış haberler vardı.
Sarayın harcamaları dökülmüştü ortaya.
Kırtasiye için bir yılda 4 milyon 100 bin lira harcanmış.
Mutfak için alınan gıda ürünlerine 5 milyon 400 bin lira ödenmiş. Artık her gün ne kadar yemek yeniyor anlayın.
İçecek için 1 milyon 800 bin lira ödenmiş. Sarayda içki yok biliyorsunuz, bu durumda su ve meşrubat gideri bu kadar tutmuş demek ki.
Meşrubat dediğin iki lira, üç lira olduğuna göre maşallah ne çok şey içmişler.
Bana en garip gelen harcama kalemi sağlık giderleri oldu.
2019’da 5 milyon lira olan sağlık harcamaları için 2020’de tam 51 milyon lira harcanmış, yani on kat artmış. Demek ki AKP genel başkanının yanında çalıştırdığı personele dikkat etmesi gerekiyor, bir anda ne çok hastalanmaya başlamışlar böyle.
Bu kadar hasta insan ülkeye nasıl hizmet eder, değil mi?
Bİ SORALIM BAKALIM
Şu tıkış tepiş yurtlardan bir fotoğraf rica etsek
Erdoğan yurt bulamayan öğrencileri azarladığı konuşmasında “Biz CHP döneminde 30-40 kişi sıkış tepiş yurtlarda kaldık, şimdi 4 yataklı otel odası gibi yurtlar yaptık” demişti.
Ben de dünkü yazımda “Erdoğan’ın ne zaman yurtta kaldığını” sormuş ve “Onun öğrencilik dönemlerinde CHP yönetimde değildi ki” demiştim.
Okurlarımdan gelen mesajlara bakarken dikkatimi çekti, bir okurum demiş ki “Erdoğan, ‘Bizden önce öğrencilere; burs olarak 45 liracık veriliyordu’ diyerek, suçu CeHaPe zihniyetine attı yine… Oysa, 2002’de, iktidarın şimdiki pek sevgili yoldaşı Bahçeli de öğrenciye yeterli kredi vermeyen sorumluların başında geliyordu.”
Okurum “Ama hepsini bırakalım, benim merakıma mucip olan bir şeyi sormak istiyorum” demiş ve eklemiş “Şu kaldığı ranza tipi yataklarda uzandığına/yattığına dair bir fotosu var mıdır acaba?
Olması lazım aslında. Hepimizin askerde ya da yurtlarda kaldığımız koğuşlardaki; ranzalardan hatıra olarak çekilmiş fotomuz vardır muhakkak…”
BUNU YAZMAK GEREK
MHP, Amerika ile ilişkiyi kökünden kesip attı bile
Amerika Temsilciler Meclisi’’nin Ülkü Ocaklarını terörle bağlantılı ilan etmesine MHP Genel Başkanı çok şiddetli bir tepki gösterdi.
Bahçeli imzalı yazılı açıklama hayli uzun ve ayrıntılı.
Biraz fazla lafa boğulmuş sanki.
Baştan sona Amerika’ya nefret saçan açıklamanın bir bölümü hayli dikkat çekici.
Bahçeli “Türkiye-ABD ilişkilerinin çetin bir yol ayrımında” olduğunu belirterek “Aynı şeyi NATO ittifakı için de ileri sürmek doğru bir tespittir” diyor.
“Biden yönetiminin Türkiye ve Cumhur İttifakı alerjisi tedavi edilemez boyutlardadır” diyen Bahçeli, Biden’ın New York’taki Türkevi’nin açılışına katılmamasını kabul edilemez bulmuş.
“Türkiye seçeneksiz değildir. Çaresiz hiç değildir” diyen Bahçeli bakın nasıl devam etmiş;
“Türkevi vasıtasıyla, 193 üyeli Birleşmiş Milletler’e ve ABD’ye aynı anda komşu olduğumuz ortadadır.
Biden yönetiminin şaşı bakışı, bölgesel ve küresel planda ülkemiz üzerinde oyun kurma telaşı elbette beyhude bir çabadır. Türkiye’nin gerçek komşuları vardır, dünya ABD’den ibaret, ABD’yle ihata edilmiş de sayılamayacaktır. ABD Başkanı Biden, Türkiye’yi hafife almasının, hakir görmesinin ciddi sonuçlarına günü saati geldiğinde mutlaka katlanmak durumunda kalacaktır.”
Tabii bu lafları Beyaz Saray’ın veya herhangi bir dünya ülkesinin ciddiye alması mümkün değildir.
Zaten her zaman olduğu gibi burada da hedef Amerika değil, koalisyon ortaklarının dayandığı seçmen tabanıdır, bunu da unutmamak gerek.
ÇOK GÜLDÜM
Bu sefer de bakın nereye girmiş
Saray medyası bağır çağır reklamını yapıyor Erdoğan’ın kitabının.
“Dünyaya yön veriyor, bugünün değil geleceğin dünya düzeni, ülkeler nefesini tuttu Erdoğan’ı dinledi, şimdi de kitabı kapış kapış giriyor” diye başlıklar attılar, yazılar yazdılar.
“Daha adil bir dünya mümkün” kitabı dünyada! olduğu kadar Türkiye’de de her kitapçıya ulaştırıldı.
Anladığım kadarıyla saray yetkilileri kitapçıları uyarmışlar, “Bu kitap görünür her yerde sergilenecek” diye.
Kitapçılar ne yapsın, başlarına iş gelmesin diye her standa kitaptan bir tane koyuyorlar.
Hele D&R, bütün mağazalarının bir vitrinini olduğu gibi bu kitaba ayırdı.
Geçen hafta Erdoğan’ın yazdığı belirtilen kitabın Korku- Gerilim ve Bilimkurgu- Fantastik stantlarındaki fotoğraflarını sunmuştum.
Bir arkadaşım da de “Mizah-çizgi roman” standında sergilenen Erdoğan kitabı fotoğrafını göndermiş.
Zorlama olunca işte böyle komiklikler çıkıyor ortaya.
https://twitter.com/can_atakli_