Ne yazık ki ülkemizde, eğitim-öğretim haklarından yoksun toplumsal ve kültürel baskı gören çocuk yaşta evlendirilen, cinsel istismara, şiddete ve cinayete kurban giden kadınlarımızın sayısı azımsanmayacak kadar çok ve bu durum toplumumuzun kanayan yaralarından biri olmaya devam ediyor.
21. yüzyılın Türkiyesi’nde tarihler 2014 yılını gösterirken halen kadına uygulanan cinsiyet ayrımcılığı, kadının toplumumuzda ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmesi, yaşama, okuma, çalışma hakkından mahrum edilmesi, erkek egemen toplumlarda sözde eşit yurttaşlık hakkının kadına tanımaması, vicdanları kanatıp, yaralayan bir durum. Ne yazıktır ki ülkemizde kadın haklarına evrensel normlarda tahammül yok. Kadınlarımızın modern hayata katılım isteği ve özlemi, giderek muhafazakarlaşan toplumumuzda kabul görmüyor. Ekonomik bağımsızlığını elde edememiş kadınlar şiddetten uzaklaşamamakta...
2014 yılı Haziran ayında 18 kadın cinayete kurban gitti.! Haziran ayında ölen kadınların yüzde 50’si kocaları tarafından öldürüldü. Ölen kadınların yüzde 61’i kendi hayatlarına dair karar almak istediği, yüzde 17’si ise boşanmak istedikleri için yaşamlarından oldular. 2014’ün ilk altı ayında 139 kadın cinayeti işlendi..!! Şiddet ve saldırıya maruz kalan kadınlarımız devletten yeterince yardım görmüyor.. Şikayet üzerine koruma kapsamına alınan kadınların eşlerine uzaklaştırma dahi verilse, bu çoğu zaman eşler tarafından uygulanmıyor ve kadın soluğu tekrar karakolda alıyor.. Polis, saldırgan eşle ahbap, çavuş ilişkisine girip eşleri karakolda barıştırma yoluna girerek kadınların hayatlarını yok sayıyor. Kadının ise bir daha polise başvurma şansı olmuyor, çünkü ölmüş oluyor.
6284 sayılı kanun gereği bir kadının emniyete, valiliğe, savcılığa ya da Bakanlığa şikayette bulunup başvurması halinde tüm kurumların başvuru yapan kadının şikayetini dikkate alıp canını koruma zorunluluğu var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam ‘Türkiye’de Aile Yapısı Araştırmaları’ toplantısına katılarak koruma altında öldürülen kadın olmadığını, ancak belli bir dönem koruma altında olup koruma kararı kaldırıldıktan sonra ya da kadının bu koruma kararından vazgeçtikten sonra öldürüldüğünü açıkladı..! Buna rağmen 2014 yılının ilk altı ayında koruma kararına rağmen öldürülen kadın sayısı 11..! Demek oluyor ki Bakanlık görevini yapmıyor… Bakan Ayşenur İslam doğruları söylemiyor.. Gönül rahatlığıyla kadınlar öldürülmüyor diyebiliyor.. Bakan İslam’a naçizane tavsiyemiz caydırıcı düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmeleri.. Bu cinayetleri durdurmak Devletin ve toplumun görevi.. Hep beraber bu cinayetlere ‘DUR’ demenin vakti… Daha kaç kadının ölmesi, yaşam haklarının ellerinden alınmasına seyirci kalınacak..
Bu arada Devletin koruyamadığı kadınlarımıza Şefkat-Der’den de ilginç bir tavsiye geliyor. Şefkat-Der’in hazırladığı ‘ Hayatta Kalma Klavuzunda’ kadınlara gerekirse basit bir suç işleyip belli bir dönem hapse girmeleri tavsiye ediliyor..!! Cezaevi geçici barınma ve güvenli yer olarak öneriliyor. Devletin koruyamadığı kadınlarımıza, cezaevlerinin barınak olarak gösterilmesi Devletin aczini gösteriyor.
Değerli okurlar, toplum olarak ayağa kalkmalı ve bu CİNAYETLERE dur demeliyiz.. Bu konuda sesini duyurmaya çalışan "Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun" yanında olmalı ve seslerini elimizden geldiğince duyurmaya çalışmalıyız… Bu durum yaşama ve yaşam hakkına saygı duyan vicdanı olan her bireyin üstlenmesi gereken bir sorumluluk.. Lütfen kendimizi ‘DEVLETİN’ yerine koyup seyirci kalmayalım.. Çünkü Devlet böyle yapıyor..
Toplumsal baskıyı arttırıp bu konuda kadınlarımızın yanında olalım…!
https://twitter.com/ceydaknay
https://www.facebook.com/ceymin