ANALİZ
Muhalefet ilk kez becerdi
İktidarın 19 yılı bulan yönetimi sırasında yanılmıyorsam bir ilk yaşanıyor.
O da şu: İlk kez muhalefetin bir atağı AKP’de büyük bir panik ve endişe yarattı.
CHP’nin ortaya attığı “128 milyar dolar nerede?” sorusu, sarayın bütün kimyasını bozdu.
Bunu fark eden CHP’liler ilk kez yaptıkları bu muhalefetin arkasında durdular ve her tarafa “128 milyar dolar nerede?” afişleri asmaya başladılar.
Saray şu sıra, ne yapacağını bilemez halde.
Valilere, emniyet müdürlerine talimatlar yağdırıyorlar.
“Bu pankartları derhal kaldırın” diyorlar.
Bazı valiler kurşun asker gibi olduklarından, hemen harekete geçtiler ve polisin canhıraş çabasıyla afişleri söktürdüler.
Bazı yetkililer ise, “Bari bir gerekçe bulsak” kaygısı taşıyınca onun da formülü bulundu.
Saray, “Bu afişleri asanlara ‘cumhurbaşkanına hakaretten’ soruşturma başlatın” emri gönderdi bu kez.
Ona rağmen afişler her tarafa asılıyor, sosyal medya 128 milyar dolar esprileri ile yıkılıyor, AKP’liler bile tedirgin, “Sahi 128 milyarın ne olduğunu niye açıklayamıyoruz?” diye birbirlerine soruyorlar.
Hesapta iktidar sorunun cevabını veriyor.
Verdiğini düşünüyor daha doğrusu.
Örneğin genel başkan yardımcısı çıkıyor ortaya, kendince “tane tane” anlatıyor.
Hepsi boş şeyler ama.
“30 milyar doları ithalatçılar satın almış. 2019 ve 2020 yıllarında toplam 36 milyar dolarlık altın ithalatı gerçekleştirildi. 75 milyar doları Türkiye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişiler tarafından satın alınmış. Yani 75 milyar dolarlık TL cinsinden hesaplarını dolara çevirmişler. Bu 75 milyar dolar Türkiye’deki bankalarda hesaplarda durmaktadır” diyor, ekonomiden anlayanların alaylarına muhatap oluyor.
Kokainci adamın patronu olan kişi çıkıyor ekrana, “Para kasada” diyor.
İyi de kasa hangi kasa ve nerede?
Bunu sormuyor tabii saray sunucusu, sorsa cevabı yok çünkü.
Tabii her nedense konunun ilgilileri hiç konuşmuyor.
Örneğin Maliye Bakanı ağzını açmıyor.
Merkez Bankası Başkanı zaten ortada yok.
Ekonomik kurulların başkanları da suspus.
Sanki Merkez Bankası, parti kasasıymış gibi parti yöneticileri konuşuyor.
Bunca panik niye biliyor musunuz?
Çünkü CHP ilk kez, en bilgisiz insanların bile anlayacağı biçimde sordu soruyu.
“Para nerede?” dedi.
İşte AKP’nin şaşıp kaldığı nokta burası…
Merkez Bankası mantığını, ekonomiyi düzende tutmak için operasyonlar yapılması gerektiğini anlatamıyorlar, çünkü kendi kitlelerinin bunu anlaması mümkün değil.
Bu nedenle “Paranın ne olduğunu anlatmaya çalışıyorlar” ve sürekli batıyorlar.
Tabii büyük ihtimalle Merkez Bankası’nın eritilen rezervlerinden bazı özel kasalara da kaymalar olduğunu biliyorlar galiba ki, panikleri iyice artıyor.
Sanıyorum CHP konuyu diri tuttukça sarayın paniği daha da artacaktır.
Tabii bunun sonucunda iktidarın çok sertleşmesi ve ortalığı birbirine katması da muhtemeldir.
BUNU YAZMAK GEREK
Şimdi sıra o müthiş sorunun ikinci aşamasında
CHP’nin olağanüstü başarı sağladığı “128 milyar dolar nerede?” sorusunun sarayda derin hasar yaratacağı ortada.
Sarayın hırçınlaşmasıyla konu bir süre sonra biraz etkisini yitirebilir.
İşte o zaman ikinci aşama gelecek.
CHP ve tabii ki diğer muhalefet partileri, çok basit olan “Para nerede?” sorusundan biraz daha “teknik” sorulara geçeceklerdir artık.
Örneğin, “Dövizi kimler aldı?” sorusu sorulmalı.
“Para, bankalarda Türk müşterilerin hesabında” savunmasına karşı, “Bu kişiler dövizi hangi yolla aldılar?” sorusu gelebilir.
Yine bu soruya devam edilerek, “Bu müthiş girişimciler döviz hesabına dönerken neye güvendiler?” denilebilir.
Sorulardan biri “128 milyar dolar eritilirken bunları satın alanların şu anki kârları ne kadar?” sorusu da sorulmalı.
Bir soru da “Satılan dövizlerin karşılığında alınan Türk Liraları nereye harcandı” olmalı bana göre.
Biraz daha teknik olarak, “Piyasaları düzenlemek için döviz satışı yapıldıysa, bunlar bugüne kadar olduğu gibi neden yerine konmadı?” sorusu da sarayı zora sokacaktır.
Bu sorular benim kıt ekonomi bilgimle sorulmuş sorular.
Muhalefetin ekonomiyi gerçekten iyi bilen kurmayları kim bilir daha ne sofistike sorular bulacaklardır.
NOT: CHP’liler bu soruları soruyorlar aslında. Ama şu sıralar sinir bozucu biçimde “128 milyar dolar nerede?” sorusu ağırlıklı olmalı. Diğerlerini biraz sonra da sorsalar olur.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Bu adam nerede bileniniz var mı?
Daha bir ay bile geçmedi üzerinden Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın gece yarısı kulağından tutulup kapı önüne konmasından.
Neden atılmıştı Ağbal?
Çünkü Erdoğan’ın nefret etmesine rağmen faizleri iki puan artırmıştı.
Muhtemelen kendini gerçekten Merkez Bankası Başkanı zannettiği için güya piyasa koşullarına ve ekonominin kurallarına uyduğunu düşünmüştü.
Şahap Kavcıoğlu
Yerine Yeni Şafak gazetesinin “faiz düşmanı” yazarı Şahap Kavcıoğlu getirildi.
Faizi artırdığı için atılan başkanın yerine gelenin ilk icraatı ne olurdu normalde?
En azından iki puanlık son faiz artımını durdururdu değil mi?
Ama öyle olmadı.
Adam hiç konuşmadı bile.
Onun yerine sarayın kanal kanal gezdirilen ekonomi danışmanları, “Merkez Bankası, piyasa koşullarına uygun davranacaktır, kimse başka bir beklenti içine girmesin” dediler.
Aradan bir ay geçti, Merkez Bankası’nın aylık toplantısı yapıldı yine.
Faizlerde yine bir değişiklik yok.
Faizlerde değişiklik olmadığı gibi güya Merkez Bankası Başkanı olan adam da ortalıkta yok.
Faizin artırılmadığı yazılı açıklama ile duyuruldu.
Merkez Bankası Başkanı yapılan adam, 128 milyar tartışmalarında da yok ortalıkta.
Demek ki başkanlık palavra, o sadece açıklamaların altına imza attırılan biri.
Onun bankası konuşuluyor ama o hiç konuşmuyor, başkaları çırpınarak dil döküyor.
Böyle bir ortamda ekonominin iyi olması mümkün mü?
Değil zaten.
KOMİK
Soru sorma tekniği
İktidar “128 milyar dolar nerede?” sorusundan çok rahatsız.
Bu soruyu sormayı yasak etti.
Soranı da “cumhurbaşkanına hakaret ettiği” gerekçesiyle gözaltına alıyor.
Bu soruyu ille böyle sormak gerekmez.
Örneğin madem, “128 milyar dolar nerede?” diye sormak cumhurbaşkanına hakaret olarak kabul ediliyor. “128 nerede?” denebilir.
Hatta etrafa sadece “128” yazısından ibaret olan afişler asılabilir.
Bir de “okul tipi” soru sorabiliriz.
İşte size ilkokul kitaplarında bulunabilecek türde bir soru sorma taktiği;
Aşağıdaki sıralı rakamları dikkatle inceleyin ve ………… nerede? bölümüne cevabınızı yazın.
“125, 126, 127, 129, 130, 131, 132, 133, 134”
(Okurlarımdan Ersoy Ö.’ye teşekkürlerimle)
Bİ SORALIM BAKALIM
Ali Babacan ne zaman konuşacak?
Bugünün muhalefet partisi DEVA’nın Genel Başkanı Ali Babacan düne kadar AKP’nin kurucu kadrosunun ekonomi uzmanıydı.
Babacan, çok uzun bir süre ekonominin başında oturdu, Türkiye’nin en önemli ekonomik kararlarını aldı zamanında.
Yani hem ekonomiyi biliyor hem de AKP mantığının ekonomiye nasıl yön verildiğini.
Babacan, bugün saray iktidarına ateş püskürüyor.
10 gün kadar önce 128 milyar dolar konusunda konuşmuştu Babacan yine.
Şöyle demişti; “Bu berbat tablonun sorumlusu kim? Bu millet, kötü yönetimin bedelini ödemek zorunda değil. Lafa gelince ne diyor? ‘Benim alanım ekonomi’ diyor. Uzmanlık alanındaki sonuçları görüyoruz. Allah’tan tek bir uzmanlık alanı var, yoksa diğer alanlar ne hale gelirdi bilemiyoruz. Merkez Bankası’nın rezervlerine, yedek akçelere ne olduğunu açıklamak zorundasınız. Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı olan kaynakların nereye gittiğini açıklamak zorundasınız. Açıklamazsanız, biz zaten o kayıtları açıp vatandaşlarımıza göstereceğiz. En iyisi siz kendiniz yapın da sonradan yanlış anlaşılacak başka şeyler ortaya çıkmasın.”
Aradan geçen zamana karşı, AKP bu sorunun cevabını vermedi.
O halde ben de şimdi konuyu en iyi bilenlerden olan Babacan’a şunu sormak istiyorum;
“AKP ne olduğunu açıklamazsa siz kayıtları açıp her şeyi söyleyeceğinizi belirttiniz. Size hâlâ cevap gelmediğine göre bu kayıtları ne zaman göstereceksiniz? En iyi bilen olarak 128 milyar doların nerede olduğunu halka ne zaman anlatacaksınız?”
https://twitter.com/can_atakli_