MUSTAFA KEMAL'in TOKAT'tan ÇEKTİĞİ TELGRAFTA NE SÖYLENİYORDU?
Birinci Dünya Savaşı’nda yenilen Osmanlı Devleti, İngiltere-Fransa-İtalya gibi devletlerle 31 Ekim 1918’de Mondros’ta ateşkes antlaşması imzaladı. Peşinden de Devletin başkenti İstanbul İngiliz-Fransız kuvvetleri tarafından işgal edildi.
Fırsatı ganimet bilen Rumlar, Doğu Karadeniz’de bir Pontus Devleti kurmak için ayaklandılar. Buna, bölgedeki Türkler çeteler oluşturarak cevap verdiler. İngilizler, “Rumlar katlediliyor, bunu önlemezseniz oraları işgal ederiz!” diye sert karşılıkta bulundular.
Padişah Vahdettin, kendi topraklarını koruyan bölge Türklerini baskı altına alması için etkili ve otoriter bir subay olan Mustafa Kemal’i kullanmak istedi. Zaten Anadolu’ya geçmenin planlarını yapan Mustafa Kemal Paşa da bu fırsatı değerlendirdi.
O, ülkenin elden gittiğini görüyordu. Amacı da Pontus Rum Devleti projesine direnen Türkleri önlemek değil daha kuvvetli biçimde örgütlemekti. Bu stratejisini uygulayabilmek için yanına bazı subayları da almıştı.
AMASYA GENELGESİ
Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıkar çıkmaz Anadolu’nun içlerine doğru yürüdü. Havza’dan sonra Amasya’ya geldi. İşte burada, hem Padişah Vahdettin’e hem de işgalci düşman devletlere karşı başkaldırı anlamındaki ünlü Amasya Tamimi (Genelgesi) yayımlandı.
Ali Fuat Paşa, Refet Bey, Rauf Orbay gibi isimlerin doğrudan, Kazım Karabekir Paşa’nın telgrafla imzaladığı Amasya Genelgesi’nde özetle söylenen şudur:
“Vatanın tamamı, milletin istiklâli tehlikededir. Hükümet merkezi İstanbul, sahip olduğu sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir. Bu durum, milletimizi adı var, kendi yok durumuna düşürüyor.
Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Bunun için ivedilikle Sivas’ta milli bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır.”
Böylece Kurtuluş Savaşı’nın gerekçesi açıklanmış, bunun için atılacak ilk adımlar gösterilmişti.
TOKAT’ta KARŞILANDI
Amasya Genelgesi, İstanbul’daki padişah hükümetini bir biçimde devre dışı bırakıyordu. Böylece de Mustafa Kemal ile arkadaşları isyancı haline geliyorlardı. Padişahın onu tutuklatması mümkündü. Amasya’dan Sivas’a doğru yürüyen bu kurul Tokat’a girerken, Kelkit Irmağı üstündeki taş köprü başında bir bölük asker onları karşıladı. Ve başındaki yüzbaşı, Mustafa Kemal’e “Emrindeyiz Paşam!” diyerek tekmil verdi.
Artık umudu daha da kuvvetlenmişti.
TOKAT’ın YÜZDE 80’i ALEVİ…
Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş Savaşı’nı başarıya ulaştırmak için milletin tümünü kucaklayan bir politika izledi. Bunun için Alevilerin de bu milli mücadelede yer almasını istiyordu. Özellikle de Amasya, Tokat gibi yerlerde Alevilerin çok yoğun olduğunu tespit etmişti. Onları milli mücadeleye kazanmak için Tokat’tan 26 Haziran 1919’da Konya’daki 2. Ordu Komutanlığı’na şu telgrafı çekti:
“Tokat ve havalisinin İslam nüfusunun yüzde seksenini ve Amasya havalisinin de mühim bir kısmını Alevi mezhep olanlar teşkil ediyorlar ve Kırşehir'deki Baba Efendi hazretlerine fevkalade bağlı bulunuyorlar. Vatanın ve milli istiklalin bugünki tehlikesini bilfiil görmekte olan müşarünileyhin (o kişinin) şu anki kanaati şüphe yoktur, buna pek müsaittir. Bu yüzden söz sahibi ve emniyetli bazı zevatı görüştürerek kendilerince muvafık görülecek Müdafaa-i Hukuk-u Milliye ve Redd-i İlhak cemiyetlerini takviye edecek surette bir kaç mektup yazdırılarak bu havalideki Alevi nüfuzlularına dağıtmak üzere Sivas'a gönderilmesini pek faydalı telakki ediyorum! Bu konudaki etkili yardımlarınızı istirham ederim.”
Mustafa Kemal Paşa Alevi olmamakla birlikte Alevilere güveniyordu. Bu yüzden de hem Havza’da hem de Tokat’ta Alevi inançtan insanların evinde gecelemişti. Sivas’taki işlerini tamamlayıp Ankara’ya dönerken de Hacıbektaş’a uğramıştı. Hacı Bektaş-ı Veli Dergâhını ziyaret edecek, buradaki babalarla konuşmuş, sonra da Alevilerin önderlerinden Çelebi Cemalettin Efendi’nin evinde o gece konuk olmuştu. O gece yapılan konuşmada, Çelebi Cemalettin Efendi’ye, düşman yurttan atıldıktan sonra cumhuriyet rejiminin kurulacağını şimdilik bir sır olarak kalması şartıyla söylemiştir. (Konunun ayrıntıları ve belgeleri TÜRK ALEVİLİĞİ isimli kitaplarımızda yer almaktadır.)
Büyük Atatürk, hayatını tehlikelere atarak başlattığı milli mücadeleyi tamamladıktan sonra verdiği sözü tutmuş, kendisine, “Padişah sen ol!” diyenleri hiç dikkate almamış ve cumhuriyet rejimini kurmuştur.
O bize, dünya faşizm karanlığına gömülürken aydınlık ve demokrat bir Türkiye armağan etmiştir. Tokat halkı da o güç dönemlerde Mustafa Kemal Paşa’ya verdiği destekle ne kadar övünse azdır.
https://twitter.com/r_zelyut