11 Ocak 2014 Cumartesi günü, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihine maalesef bir kez daha utançla kaydedilen bir gün oldu.
AKP'li milletvekilleri HSYK teklifinin görüşüldüğü Adalet Komisyonunda Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'na saldırdı.
Başrolünde daha önceki icraatlarıyla TBMM tarihine küfürbaz milletvekili olarak geçen Zeyid Aslan'ın olduğu kavga esnasında AKP'li vekiller Yargıçlar Sendikası Başkanı Eminağaoğlu'nu adeta linç etmek istediler. Eminağaoğlu’na yapılan bu saldırı ise kameralar tarafından tespit edildi.
Bu menfur olay üzerine Haber Habere Genel Yayın Yönetmenimiz Gülgûn Feyman Budak, Ömer Faruk Eminağaoğlu ile görüştü. Görüşmeyi aynen yayımlıyoruz.
Gülgûn Feyman Budak: Sayın Eminağaoğlu, bugün Meclis’te maruz kaldığınız menfur saldırıya çok üzüldük, görüntüleri defalarca izledik ve kahrolduk, bize neler söyleyeceksiniz.
Ömer Faruk Eminağaoğlu: Bir demokratik kitle örgütü başkanı olarak benim Meclisteki komisyonlarda bulunma hakkım var. Bu çerçevede de meclis komisyonuna dilekçeyle başvurarak toplantıya katılma isteğimi bildirdim. Ancak dilekçem görmezden gelindi, görüşmeler ileriki aşamalara geçerken dilekçemin akıbetini hatırlatmak, bütün komisyon üyelerini bilgilendirmek için söz aldığımda AKP grubu ve o çerçevede yer alan kişiler benim üzerime yönelerek, beni kuşatarak, bana yönelik su atarak, hakaretler ederek ve sırtıma vurarak, yüzüme tekme atarak adeta linç girişiminde bulundular. Burada CHP, MHP, BDP milletvekillerinin etrafımı çevrelemesiyle onların saldırılarından kurtuldum ama iteleme, kakalama gibi birçok şekilde komisyondan dışarıya çıkarılma anlamında fiziki saldırılara muhatap oldum. Türkiye Büyük Millet Meclisinde artık yasalar demokratik hoşgörü ortamında görüşmelerle değil tekme tokatla çıkartılıyormuş. Bugün bunu bu şekilde gördük. Demokrasi bu düzeye inmiş. Türkiye’de darbe dönemlerinde bile yasalar tekme tokatla çıkartılmadı, böyle bir baskı ortamı oluşturulmadı. Bu, yargıya atılan bir tekmedir. Demek ki bu yasa çıkarsa, yargıya nasıl tekme atılacak… Bugün bu tekmeyi atanların yerine geçen aynı şekilde bir HSYK ile yargıya nasıl tekme atılacak, bunlar ortaya konuldu, halkımızın bunları görmesi lazım. Türkiye’de yargı bağımsızlığı için çıkarıldığı söylenen yasayla siyasi irade kendisine dokunulduğunda yargıyı nasıl kendine bağlayacağını da bu şekilde kararlı baskıcı adımıyla ortaya koymuş oldu. Gerek meclisteki diğer siyasi partiler, gerek biz demokratik kitle örgütleri olarak yasaya karşı her türlü hukuksal demokratik mücadelemizi sergileyeceğiz. Halkımızın bu konuda demokratik umutlarını muhafaza etmesi, bizim de bu mücadelemizi halkımızla birlikte sürdüreceğimizi ve sonuçta tüm bunların hesabının sorulacağını bir kez daha ifade ediyorum.
Gülgûn Feyman Budak: Yani, Sayın Eminağaoğlu, siz yaptığınız işinizden dolayı bu iktidar zamanında oradan oraya savrulup durdunuz, yaprak misali. Şimdi bir de küfürbaz milletvekili olan kişi ki, biz biliyoruz güya öfke kontrolü konusunda psikolojik yardım alıyorum demişti, demek ki yaramamış, aksine daha olumsuz etkiler yapmış ki size tekme atmaya kadar işi götürdü. Hattâ, görüntüde izledik, atmak için mücadele ediyor, yere düşüyor, sonra tekrar çıkıp o tekmeyi savurmak için bir gayret sarfediyor. Hepimize atıldı o tekme.
Ömer Faruk Eminağaoğlu: Bu Türk halkına, Türkiye’de hukuka atılmış tekmedir. Parti mensubu olması nedeniyle Başbakan’dan, mecliste olması nedeniyle Meclis Başkanı’ndan, komisyonda olması nedeniyle Komisyon Başkanı’ndan, benden değil, Türk Halkı’ndan, Türk hukukuna yönelik yapılan bu saldırı nedeniyle özür dilenmesini biz sendika olarak bekliyoruz. Bu irade eğer sergilenmezse bu konuda bizim de bu kişilere yönelik açıklama ve girişimlerimiz olacaktır.
Gülgûn Feyman Budak: Peki bu milletvekiline karşı siz bir hukuki mücadele, yani milletvekilliği dokunulmazlığı nedeniyle, herhangi bir şey yapabiliyor musunuz?
Ömer Faruk Eminağaoğlu: Ben bunun için elbette hukuksal yollara başvuracağım. Ama bu sadece bana yönelik kişisel bir saldırı değil. Ben bunu sadece kişisel bir saldırı boyutunda almıyorum. Kişisel boyutta elbette gerekli işlemlerimi yaparım, yapacağım ama bu bana kişisel yapılmış bir saldırı değildir. Benim yerime bir başkası da orada olsaydı, aynı şeyleri yapsaydı ona da onlar yapılacaktı. Bu, hukukun üstünlüğüne olan tahammülsüzlüktür. Bu, siyasi iradenin kendisini hukukun dışına çıkarmak için yapmış olduğu işlemlere karşı duruşa, mücadeleye yönelik yaptığı saldırıdır. O nedenle kişisel boyutun ötesindedir ki benim o kişilerle bugüne kadar herhangi bir muhataplığım da zaten söz konusu olmamıştır.
Gülgûn Feyman Budak: Sayın Eminağaoğlu, peki şimdi nasılsınız, sağlığınızda herhangi bir sıkıntı var mı?
Ömer Faruk Eminağaoğlu: Hastanede bazı tedavilerden geçtim, şu anda evdeyim, rapor verildi, tomografide herhangi bir sorun çıkmadı. Beş gün rapor verildi. İyiyim şu anda iyiyim, yarın da mecliste bu konuda, bu yasa nereye götürüyor, şu anki durum nedir, dünkü durum nedir, evrensel durum nedir, bunları konu alan bir konuşma yapacağım.
Gülgûn Feyman Budak: Çok geçmiş olsun. İyi ki varsınız, sadece hukuk adına değil insanlık adına iyi ki varsınız. Size çok saygılar sunuyorum. Siz her zaman çok dik duruş sergilediniz ve hepimizin kalbinde çok özel yeriniz var. Hukukun üstünlüğü ifadesini biz sizde aynaya bakarcasına gördük. Çok teşekkür ediyoruz Sayın Eminağaoğlu, sağolunuz, bu söyleşimizi de Haber Habere'de derhal ve aynen yayımlayacağız.
Ömer Faruk Eminağaoğlu: Teşekkür ediyorum, tüm bu süreci tekrar demokrasi ve hukukun üstünlüğüyle geçeceğimizi, siyasi iradeden tüm bunların hesabını sorarak, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü etkin bir şekilde yaşama geçireceğimizi halkımıza vaat ediyoruz. Nerede hukukun üstünlüğüne, hukuka yönelik bir saldırı olursa orada bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz.