SENDİKALARIN EKONOMİK KRİZLERDEKİ İŞLEVİ

Ülkemizde yaşadığımız ekonomik krizin vereceği hasarı azaltmada ve sıkıntıların çözümünde işçinin örgütlü gücü olan sendikaların devreye girmesi gerekir. İşçilerin çalıştığı işletmelerde ücretlerin dengelenmesi, enflasyona karşı ezdirilmemesi, verimliliğin artırılması, işçinin çalıştığı işyeri ile aidiyet duygusunun geliştirilmesi, işletmenin yaşamasına katkı sunulması bakımından sendikalar çok önemli işleve sahip olmalıdır.

SENDİKALARIN ÖNEMİ

Çalışma ekonomisinin değerli profesörlerinden Sayım Sorgun diyor ki; işçi ister ki ücreti en iyi şekilde belirlensin ve en yüksek düzeyden ücretini alsın. İşveren ise karının maksimum olmasına çaba harcar. Bunun için de maliyetlerinin daha aşağıda olması için öncelikle işçi ücretlerinin yükselmesini istemez. Müşteriler de bu işletmeden satın alacakları mal veya hizmetin en kaliteli ve en uygun fiyatta olmasını bekler. Bu üç faktör aslında birbirine zıttır. İşçiyi tam memnun ederseniz, işveren ve dolayısıyla müşteri memnun olmaz. İşveren memnun ise işçi ve müşteri memnun değildir. Müşteriyi memnun edeyim derseniz, işverenin karlarından feragat etmesi gerekir ve işçinin ücretlerinin de fiyatlara yansıyacağı nedeniyle ücretlerin yükselmesini istemez. İşte bu zıtlıkta dengeyi sendikalar sağlamalı. Çünkü sendikalar çalışma ekonomisinde belirleyici bir güce sahiptir veya sahip olmalıdır.

Gerçekten de sendikaların olduğu işletmelerde işçi bir anlamda işletmenin faaliyetlerini ve karını-zararını denetleyen konuma gelir. İşveren disiplinli davranmak zorundadır. İşçisini mutlu etmek adına katlandığı maliyetleri çıkarmak için satışlarını ve karlılığını artırmak ve daha etkin ve verimli çalışmak zorunda olduğunun farkındadır. Çalışanın mutluluğunun ve motivasyonunun artmasının verimliliği ve karını artıracağının bilincindedir veya bilincinde olmalıdır.

Sendikaların diğer önemli yararı da kayıt dışı ekonomiyi küçültmede oynayacakları roldür. Sendikalı işçinin ücretini eksik gösteremezsiniz. Bu da devletin gelir kaybının önler. Bütçeye oradan da ekonomik gelişmeye katkı sunar.

Diğer yandan enflasyonun canavarlaştığı zamanlarda işçi örgütlü gücü sayesinde bu canavarın kendisini yutmasını engeller.

İŞÇİNİN SORUMLULUKLARI

Sendikalı işçinin de önemli sorumlulukları vardır. Nasıl olsa sendika arkamda yan gelip yatayım, diyemez, dememeli. Daha verimli çalışmalı ve bu işletme benim duygusu ile işverenini ve işletmesini korumalıdır. Sendikalı olmanın gücünün dengeyi sağlama olduğunu unutmamalıdır .İşletmesini zarara uğratacak eylem ve çabalardan sakınmalıdır.

SENDİKA AĞALIĞI

Ne işçiden ne işletmeden yana olmayan sendikalar ise ekonomi ve işletmeler için bir kamburdur. Hantallaşmış işçinin örgütünden ziyade şirket haline dönmüş sendikaların ekonomiye ve işçiye de büyük zararı vardır.

Denetimsiz serbest piyasa ekonomisinin doğal sonuçlarından biri olan sarı sendikacılık işçinin yanında olan ve gerçek anlamda sendikacılık yapan sendikaların da gücünü azaltmaktadır. Bu nedenle bu anlayışta olan sendikaların ekonomiden ayıklanması gerekir.

ÇALIŞMAK İBADETTİR

Tüm dinler çalışmanın ibadet olduğunu vurgularken bu kutsallığın işçi ve işveren haklarının dengelenmesine katkı sunacağı noktasından mı bu tavsiyeyi yapmışlar;bilemiyoruz. Ama ekonominin temel faktörleri olan işçi ve işverenin "dengeli olmayı" ortak payda yapması ekonomide dengelemeyi sağlayacağı kuşkusuz. Bizce bu paydada şunlar olmalıdır:

1- İşçinin refahı

2- İşletmenin yaşaması

3- İşverenin kar etmesi ve işletme sermayesi yaratması

4- İşçi ve işverenin motivasyonun kaybolmaması

5- Makul olma ve rasyonel davranma.

İşte o zaman ekonomik krizlerde çözümler işçi ve işverenin dayanışması ile ortaya çıkar.

https://twitter.com/MPamukoglu
https://www.facebook.com/mustafa.pamukoglu.90