TEZKERE'DEKİ AYRINTILAR VE ÇEKİNCELERİMİZ

Uzun süredir bu köşeyi boş bıraktım, farkındayım.

Ancak Türkiye gündeminden de kopmadım.

En son yazımızda Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra ilk değerlendirmemi paylaşmıştım.

Şimdi de yine tarihi bir gelişmeyle ilgili yazıyla dönmek istedim;

TEZKERE

Aslında tezkere yeni değil.

2007 yılından bu yana Irak için, 2012 yılından bu yana da Suriye için tezkereler çıkarılıyor.

Daha doğrusu, ilk tezkeredeki süre bir yıl daha uzatılıyor.

Tezkerelerde Hükümete yabancı ülke topraklarına asker gönderme yetkisi yer alıyor.

Dün açıklanan ve tek tezkere olarak TBMM Başkanlığı'na gönderilen tezkere de bunlarla bağlantılı.

Dikkatimizi çeken ve görüştüğümüz uzmanların dikkat çektikleri bazı ayrıntıları paylaşmamız gerektiği kanaatindeyim.

Öncelikle, dün itibariyle ayrıntıları düşen tezkere ve gerekçesini ele almak lazım:

PKK

Türkiye daha önce Irak'la ilgili tezkerede PKK ile mücadeleyi ön plana çıkarmıştı. Şimdi birleştirilen tezkerenin gerekçesinde de PKK ismi belirtilerek konuldu. Gerekçede yine PKK'nın Suriye'deki varlığına değil Irak'taki varlığına dikkat çekiliyor. Ancak bir gerçeği gözönünde bulundurmak lazım; PKK'nın Suriye'de de ciddi bir varlığı var. Bu nedenle tezkereyi bir bütün olarak düşündüğümüzde, Türkiye, PKK'nın Suriye'deki varlığını da ciddi bir tehdit olarak görmeye başlamıştır. Yani mücadele edilecek kuvvetler içinde PKK da açıkça yer almıştır. PKK'nın tezkereye böyle feveran etmesinin önemli nedeni de sanırız bu.

IŞİD

Bu kanlı örgüt tezkere de açıkça belirtilerek hedef alınmıştır. Bu nedenle Türkiye'nin IŞİD'e tavır alması beklenen bir şeydi.

SURİYE YÖNETİMİ

Tezkere'de günler öncesinden tartışılan önemli bir konu Suriye yönetimine yönelik tavırdı. 2012'de çıkan ve 2013'te süresi uzatılan tezkerenin temel hedefinde Suriye yönetimi ve özellikle de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad vardı. Bu sefer tezkere metninden Suriye bölümü çıkarıldı. Esad yönetimi gerekçede hedef alındı. Elbette ki gerekçe bölümü hukuken önemlidir ve yapılması planlanan harekatın temelini oluşturur. Ancak bu ayrıntıyı da önemli bulduk.

YABANCI ASKER

Tezkerede, yabancı asker bulundurma da merakla bekleniyordu. Bu bölüm “...aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması, bu kuvvetlerin, hükümetin belirleyeceği esaslara göre kullanılması” ifadesiyle tezkerede yer aldı.

Ucu açık bir ifade olması nedeniyle soru işaretlerini de beraberinde getiren bir bölüm. “Yabancı asker Türkiye topraklarında konuşlanacak mı yoksa geçiş mi yapacak”, “Konuşlanırsa nerelerde konuşlanacak” gibi sorular ortaya çıkıyor.

'ÜS' KONUSU

Tezkerede üslerin açılıp açılmayacağı muğlak bir bölüm var. Yine hükümete verilen “risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması” gibi bir ifade üslerle birlikte hükümete sınırsız yetki tartışmasını beraberinde getirecektir. Bunların netleşmesi gerekir.

ÇEKİNCELERİMİZ

Bunlar dikkatimizi çekerken yabancı askerlerin konuşlanması, hükümete ucu açık yetkiler verilmesi, Türkiye'yi sıkıntılı bir döneme sokabilir.

Askerin BOP'a karşı ortaya koyduğu tavır, Esad yönetimini hedeflemeyen tespitleri rahatlatırken, hükümetin gizli ajandasındaki “Suriye” hedefi bizleri tedirgin ediyor. Türkiye'nin bunu netleştirmesi, hükümetin Türkiye'yi maceraya sokacak bir yörüngeye girmemesi için halkın bilinçli bir şekilde BOP'a, ABD'nin Kürt koridoruna, Türkiye'nin, Suriye'nin ve Irak'ın bölünmesine karşı tavır koyması gerekiyor.

Milletin tepkisiyle çekincelerimizi, kaybettiğimiz mevzileri yeniden kazanmaya dönüştürebiliriz.

Bunun için de, PKK ile omuz omuza yürüyerek değil, milletin hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak hareket edebiliriz.