İstanbul’da araba kullanan değerli dostlar;
Direksiyonunuzun sol tarafında bulunan küçük bir çubuk var.
Dönüşlerden önce sol için o çubuğu aşağıya doğru, sağa dönüş için yukarı doğru itin ve mümkünse kimse var mı diye aynaya bakın.
O çubuk sizin dostunuzdur, güvenin ona.
Yol isteyin. Yol verilince teşekkür edin.
Siz de yol verin.
İnanın büyük bir iyilik yapmış gibi son derece haz veren bir duygu.
Kullanmaya, kullanmaya unutmuş olabilirsiniz ancak insan hemen alışıyor.
Çocuklara, bayanlara, ihtiyarlara ve yayalara yol verin, öncelik verin.
Sonra onların biraz şaşkın, biraz ürkek biraz da mutlu ifadelerini inceleyin.
Alışık değiller tabii.
Siz yol verip onlar yolun yarısına gelince gaza basıp bizi avlayacak mı acaba diye düşünmeyenler de yok değildir.
Motorlu bir araca binince uzay mekiğine binmiş bir astronot hisleriyle bütün yollar bana ait gibi düşünmeyin.
İçinize canavar kaçmasın.
Önünüzdeki araç bir yayalara yol vermek için yavaşladığı ve durduğu zaman “yürrisene gardeşşim, niye ezip geçmiyon lann” şeklinde kornaya basmayın.
Evet kornaya basma şeklinden ne dediğiniz belli oluyor.
Ters yönden, sağdan, soldan, fizik kurallarına aykırı geçişler yaparak askerliği jandarma yapmış uyanıklar gibi başkalarının önünü kestiğinizde emin olun kimse size “vay be ne güzel öne geçti filan demiyor.
Hak yemeyin.
Açıktan avanta, rüşvet almak ile yolda bir başkasının hakkına tecavüz etmek farklı kavramlar değil aslında.
Roman yazar gibi mesaj yazmayın direksiyon başında.
Üstünüz açık uyumayın…
Gülümseyin.
Nazik olun.
Deneyin hoşunuza gidecek.
İnanın bulaşıcıdır.
Bu mesajı onbin kişiye gönderin geyiği yapmayacağım ama insan çevreye uyuyor.
Eskiden İstanbul’a gelenleri İstanbul eritir, eğitir, çıtayı yükseltirdi.
Artık biz eleştirdiğimiz kültür tarafından eritilir, eğitilir duruma geldik.
Yaşlıların elinden pazar fileleri aldığımız, otobüste yer verdiğimiz, kapılarını açtığımız günleri hatırlayan var mı?
Güzel günlerdi değil mi?
ÜmitSİZSİNİZ!
https://twitter.com/kboztepe
https://www.facebook.com/kaya.boztepe