ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK ve HABERLEŞME BAKANLIĞI’nın YÖNETİM KADROSU, YUNANİSTAN HESABINA ÇALIŞIYOR!..
Ege Denizi’nde, Midilli Adası’nın doğusunda, 04 Mayıs 2018’de, Türk yük gemisi ile Yunan savaş gemisi çarpıştı. Konu ile ilgili haberler Türk ve Yunan basınında yer aldı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'ndan kazaya ilişkin olarak yapılan yazılı açıklamada, "04 Mayıs 2018 günü saat 04.08'de, İzmir'den Tekirdağ'a 2 bin 150 ton çimento yükü ile gitmekte olan Türk bayraklı 73 metrelik Karmate isimli genel kargo gemisi zararsız geçiş hakkını kullanarak seyir halinde iken Yunan Bayraklı 54,8 metre boyundaki Armatolos isimli savaş gemisi ile Midilli Adası'nın yaklaşık 3,8 deniz mili doğusunda çarpışmıştır.” İfadesine yer verildi.(Sabah, 04 Mayıs 2018)
Yunan basınında, Savunma Bakanı Panos Kammenos’un olay hakkında Başbakan Aleksis Çipras’a bilgi verdiği ve Yunan Sahil Güvenliği’nin Türk yük gemisinin kaptanının tutuklanmasını isteyeceği iddia edildi.(Hürriyet, 05 Mayıs 2018, Yorgo Kırbaki)
Yunan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, anılan kazanın Yunan karasuları içinde cereyan ettiğini ileri sürdü. İşin ilginç ve de vahim tarafı, T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı da, kazaya karışan Türk gemisinin “zararsız geçiş hakkını kullandığını” ifade ederek kazanın Yunan karasularında olduğunu iddia etmesidir. Yunan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının iddiaları tarihi ve coğrafi gerçeklerle bağdaşmayıp hayal mahsulü iddialardır. Anılan kaza Türk karasularında meydana gelmiş olup Armatolos isimli Yunan savaş gemisi Midilli Adası Türk karasularını 3,8 mil ihlal etmiştir.
YUNANİSTAN’A, KUZEY EGE ADALARININ KULLANMA HAKKI VERİLDİ. ADALARIN MÜLKİYETİ, DENİZ YETKİ ALANLARI VE HAVA SAHASI TÜRKİYE’NİN EGEMENLİĞİNDE KALDI !...
13-14 Şubat 1914 tarihli Altı Büyük Devlet (Almanya, Avusturya-Macaristan, İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya) Kararına göre Yunanistan’a, Kuzey Ege adalarının egemenliği değil, sadece kullanma hakkı yani zilyetlik (possession) hakkı verildi.
1923 Lozan Antlaşması’nın 12.Maddesi ile 13 Şubat 1914 tarihli Altı Büyük Devlet Kararı bir kez daha teyit edildi. Yunanistan’a, Kuzey Ege Adalarının egemenliği değil, sadece kullanma hakkı yani zilyetlik (possession) hakkı verildi. Kuzey Ege’de bulunan Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba, Midilli, İpsara, Sakız, Sisam ve Ahikerya adalarının mülkiyeti ile adaların karasuları, bitişik bölge, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölgeleri ve hava sahası Türkiye’nin egemenliğinde kaldı.
13-14 Şubat 1914 tarihli Altı Büyük Devlet (Almanya, Avusturya-Macaristan, İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya) Kararı ve 1923 Lozan Antlaşması’na göre Midilli Adası’nın mülkiyeti ile karasuları, bitişik bölge, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesi Türkiye’ye aittir. T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın, Midilli Adası’nın Türk karasularında meydana gelen kazayı “zararsız geçiş hakkı” ifadesini kullanarak Yunan karasularında meydana geldiğini iddia etmesi asla kabul edilemez.
T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, “zararsız geçiş hakkı” ifadesini kullanmak suretiyle, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi Madde 27’ye göre, kazaya karışan Türk kaptanın, Yunanistan tarafından yargılanması ve tutuklanması için Yunanistan’a açık çek vermiştir.
Bakanlığın sebep olduğu skandallar sadece bu olayla sınırlı değil. Bakanlık, 2015 yılından itibaren Yunanistan’ın Bern Mutabakatını ihlal ederek Taşoz Adası Türk karasularında bulunan Türk petrolünü çalmasına da seyirci kaldı. Deniz hak ve menfaatlerimize sahip çıkması gereken Denizcilik Bakanı Ahmet Arslan, asli görevini yapmak yerine, Kanal Bizans’ı, Kanal İstanbul adıyla Türk Milletine yutturmaya çalışıyor.
Başta Bakan Ahmet Arslan olmak üzere Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın yönetim kadrosunun, 1923 Lozan Antlaşmasını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını yok saydığı ve Yunanistan hesabına çalıştığı açıkça görülmektedir.
Ümit YALIM
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri