ÇİPRAS ve AVRUPA BİRLİĞİ BOŞA KONUŞUYOR!..
Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Avrupa Birliği, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz arama çalışmalarını engellemeye çalışıyor. Yunanistan Başbakanı Çipras, Türkiye’nin Kıbrıs Adası açıklarındaki petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına ilişkin olarak Avrupa Birliği’nden yaptırım talebinde bulunacaklarını söyledi. 20-21 Haziran 2019’da Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği Liderler Zirvesi’nde de yazılı bir açıklama yapıldı. Avrupa Birliği, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini “yasadışı” olarak tanımlayarak, güçlü bir şekilde kınadığını belirtti.
Geçen ay Fatih Gemisi’nin mürettebatı hakkında sözde tutuklama emri çıkartan GKRY, şimdi de Türkiye ile işbirliği yapan üç şirketin Türk olmadığını belirterek anılan şirketler hakkında sözde yasal işlem başlattı. Çipras ve Avrupa Birliği boşa konuşurken GKRY de akıntıya karşı kürek çekiyor. Çünkü Fatih ve Yavuz gemilerimizin çalışma yaptığı alanlar Türk Kıta Sahanlığında bulunuyor.
GKRY, TÜRK KITA SAHANLIĞINI İHLAL EDİYOR!..
Doğu Akdeniz’i sahiplenmek isteyen GKRY, Mısır ile 17 Şubat 2003 tarihinde Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırma Anlaşması yaptı ve anlaşmayı Birleşmiş Milletler’e tescil ettirdi.
Türkiye, 02 Mart 2004’te BM’ye bildirdiği karşı nota ile Türk Kıta Sahanlığı doğu sınırının 32° 16’ 18’’ boylamından geçtiğini, GKRY-Mısır arasında imzalanan anlaşmanın Türk Kıta Sahanlığını ihlal ettiğini ve anlaşmayı tanımadığını deklare etti.
GKRY, Lübnan ile 17 Ocak 2007 tarihinde Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırma Anlaşması yaptı. Anılan anlaşmadan hemen sonra GKRY Parlamentosu, 26 Ocak 2007 tarihinde bir yasa kabul ederek, Mısır ve Lübnan ile çizdiği sınırların içerisinde 13 adet petrol arama ruhsat sahası ilan etti. Rum Yönetimi’nin ilan ettiği sahalardan beş adedi (1,4,5,6 ve 7 numaralı sahalar) Türk Kıta Sahanlığı sınırları içinde kaldı. Bu sahalar, Türkiye’nin 02 Mart 2004 tarihli Notası ile haklarını saklı tuttuğu Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı alanlarının 7 bin km2 lik kısmını işgal etti.
İŞTE O BELGE!..
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 29 Haziran 2012’de Kıbrıs Raporu yayınladı. Dönemin BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon tarafından yayınlanan raporun 7. sayfasında yer alan, “tampon bölge dahil, Kıbrıs Adası üzerindeki ve etrafındaki doğal kaynaklar tüm Kıbrıslılara aittir, doğal kaynaklardan her iki toplum yararlanacaktır” açıklaması BM üyesi devletlere ve bütün dünyaya deklare edildi.
Halihazırda, BM askerlerinin görev yaptığı Kıbrıs’taki tampon bölge Türk toprağıdır ve güvenliğin sağlanması maksadıyla BM’ye geçici olarak teslim edilmiştir. 29 Haziran 2012 tarihli BM Kıbrıs Raporu’na göre Türkiye, Garantör Devlet sıfatıyla, KKTC adına, Kuzey Kıbrıs’ta, Tampon Bölge’de ve Kıbrıs Adası’nın etrafındaki bütün deniz alanlarında petrol ve doğalgaz arayabilir. Türkiye’nin KKTC adına yapacağı petrol ve doğalgaz arama alanlarına, GKRY’nin ilan ettiği 13 parsel de dahildir.
TÜRKİYE NE YAPMALI?..
Türkiye, BM’ye gönderdiği ve Doğu Akdeniz batı sınırı olarak 28 derece boylamını deklare ettiği 18 Mart 2019 tarihli Resmi Mektubu derhal geri çekmeli,
Doğu Akdeniz’de, batı sınırı 33° 45’ 00’’ K enlemi ve 023° 20’ 00’’ D boylamından, doğu sınırı ise 33° 40’ 00’’ K enlemi ve 032° 16’ 18’’ D boylamından geçen Türk Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölgesini derhal ilan ve deklare etmeli,
Garantör Devlet sıfatıyla ve KKTC adına, 2012 tarihli BM Raporu ve uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını sonuna kadar kullanmalı, Kuzey Kıbrıs’ta, Tampon Bölge’de ve Kıbrıs Adası’nın etrafındaki bütün deniz alanlarında petrol ve doğalgaz aramalıdır.
Ümit YALIM
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri