Futbolumuzun “Ordinaryüsü”ydü Lefter…
Lefteris”ti asıl adı. Rumca’da “Özgür” demekti!
Gelmiş geçmiş en iyi futbolcuların başındadır!
17 yıl sarı-laciverti kuşanmış, 615 maça çıkmış 423 de
gol atmış; Ay-Yıldız’da da 50 maç oynamış,
22 kez rakip fileleri havalandırmıştı.
Fransa ve İtalya’da ülkemizi temsil etmiş,
“Türko… Türko” tribünleri
ayağa kaldırmıştı.
“Tribünler inledi binlerce kere/ Ver Lefter’e/
Yaz Deftere/ Bitti Kalem Doldu Defter” tekerlemesini
dillere yerleştirmiş,
“Ben Fenerbahçe formasını sırtımda değil başımda taşıdım” demişti.
Yunanistan’a karşı oynadığı maçlarda, gol atmış çok küfür yemişti!
Sonra da “Irkıma karşı ulusumu temsil ettiğim
Yunanistan maçlarında çok heyecanlandım” sözünü etmiş topçuydu!
***
6-7 Eylül 1955’tir tarih...
Selanik’te “Atatürk’ün evi
bombalandı’’ diye provokasyon yapılır .
İçinde gazeteciler, siyasetçiler ve ajanlar vardır.
Bir anda nereden geldiği belirsiz insanlar
ellerinde balta, bıçak, kazmalarla azınlıklara
ait işyeri, ev, kilise, mezarlıklara saldırır. Yağma başlar!
60 Rum kadını tecavüze uğrar.
Ölenler vardır!
Polis -nedense- güruhu seyretmektedir (!)
Fenerbahçeli Lefter de Büyükada’da yaşamaktadır.
Evi basılır, taşlanır! Çapulcular
“Vurun şu gâvura’’ diye bağırmaktadır!
Lefter sabaha dek elde silah kapıda bekler!
Hadiseyi duyan Fenerbahçeliler
hemen motorlara binip Ada’ya koştururlar,
korumaya alırlar Lefter’i..
“Sana bunu kim yaptıysa söyle,
haddini bildirelim’’ diye isim isterler.
Hepsini isim isim tanıdığı halde
kimseyi ihbar etmez Lefter!
Şikâyetçi de olmaz! Fenerbahçelinin, diğer futbol
gönüldaşlarının verdiği destek güç vermiştir!
“Günlerce, Aylarca, Yıllarca” için için ağlar,
gözyaşlarınını saklar!
Yıllar sonra sözleridir:
“15 gün önce gol attığımda omuzlardaydım.
O gün ise kayalar ve boya tenekeleri ile karşılaştım.
En kötüsü harçlık verdiğim çocuklar evime saldırdı.
Kızlarım küçüktü, onları öldürmeye kalktılar. (…)
Çok sordular kim yaptı diye, ama o gün de
söylemedim, bugün de söylemeyeceğim!’’
Küsmez! İki kızını iki Türkle evlendirir!
Yine de “kefere”dir.
Birgün Büyükada Polis Karakolu’nda dayak bile yer (!)
“Senin gibileri denize dökeriz” hakaretiyle!..
***
61 yıl geçmiş aradan...
Yüzleşme şart!
Geçmişle yüzleşme konusunda
adım atmak için beklemeyelim...
Büyükada Ortadoks Mezarlığı’nda “dinlenen’’
Ordinaryüs’ün kemikleri -artık- sızlamasın!
Önerimdir; “Futbolumuzun eşsiz değerinin
adının bir stada verilmesi…”
Geciken özür de böyle dilenir!
Sarı’nın Lacivert’e, Kırmızı’nın Beyaz’a
dokunduğu her yerde
Lefter vardır !
Peki, Aydınlık ve Güzel Türkiye’nin tarihine
“İki Kara Gün’’ yazdıranlar nerededir?
Asırlardır Anadolu’da yaşayan Rumlar’ın
bugün İstanbul’da 600 aile tarafından
temsiline sebep olanlar!
Vicdanınız rahat mı?
***
Babası Rum Annesi Ermeni;
Sinema sanatçısı Nubar Terziyan’ın da
yeğeni müzisyen Fedon’un(kalyoncu)
yazdığı şarkıyla bitirelim yazıyı:
“Dostluk, sevgi ve gözyaşı,
Seni bana getirdi,
Elimdeki zeytin dalı,
Ege’yi birleştirdi,
Geia sou ile Merhaba,
Buzuki ile bağlama,
Kardeşlik şarkıları hep bir arada,
Haydi be Lefteri haydi be Mehmet, Nedim,
Uzat şu kadehini dostluğa içelim,
Bir gün senin adada,
Bir gün Büyükadada,
Kardeşlik şarkıları hep bir arada,
Bir gün sana içelim,
Bir gün bana içelim,
Sirtakiler zeybeklerle gel meşk edelim,
Geia sou ile Merhaba,
Buzuki ile bağlama,
Kardeşlik şarkıları hep bir arada...’’
Yaşasın Barış,
Yaşasın Kardeşlik!..
Zito i İrini,
Zito i Adelfosini!..
https://twitter.com/Atikopruluoglu
https://twitter.com/Atikopruluoglu