ARAP SAÇI

Bürokrasi; kısa bir tanımla, devlet yönetiminde görevlerin kurumlar arasındaki yazışmalarına denir. Günlük hayatta, ister kamuda ister özel sektörde olsun, bu yazışmaların zaman zaman uzayıp gitmesi, bürokrasi sözcüğünü itibarsızlaştırmıştır.

Ülkemizde, başkanlık sistemine geçişteki en büyük gerekçelerden biri de “bu sevimsiz, bu lanetli bürokrasinin” tasfiye edilmesi veya en azından bu tarz yazışmaların kısaltılıp, çabuklaştırılması idi. O nedenle ilk aşamada başbakanlık makamı iptal edildi. Bakanlık sayısı azaltıldı. Başbakan Binali Yıldırım, devlet üstün hizmet madalyası alırken, bakanlık sayısı da 24’ten 16’ya indi.

Ne var ki; Adalet, Gençlik ve Spor, Kültür ve Turizm, Sağlık, Ulaştırma ve Altyapı bakanlıklarına atanan toplam 13 bakan yardımcısından sonra, Çevre ve Şehircilik ile Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlıklarına da 6 adet bakan yardımcısı atandı. Böylece daha şimdiden 7 bakanın yanında 19 da bakan yardımcısı oldu. Sonuçta bugün, hâlihazırda henüz yardımcıları tayin edilmeyen 9 bakan beklemede iken, bakanlar kurulu da 35 kişiden oluştu. Önümüzdeki günlerde 9 bakanlığa atanacak bakan yardımcıları ile birlikte, başkanlık sisteminin hükümetinin, bakan ve yardımcılarıyla beraber 50 koltuğa ulaşacağı tahmin ediliyor.

Kaldı ki cumhurbaşkanlığının bu konudaki ilk kararnamesinde 16 bakan ile birlikte ayrıca 9 kurul ve 4 de ofis var idi. Şimdi geldiğimiz noktada bakan, bakan yardımcısı, kurul, ofis derken yeni yönetim oldukça kalabalık ve oldukça karmaşık bir heyetten oluştu.

Geçmişte uzun süre devlet hizmetinde çalışanların bugün anlamakta ve yorumlamakta zorlandıkları bir yönetim var şimdi. Öyle ki nakil, tayin, terfi, yetki, sorumluluk meçhuller ve sürprizlerle dolu. Bekleyelim görelim.

Son söz: Görünen odur ki, başkanlık sistemi, bürokrasiden kurtulayım derken, yeni ve daha ağır bir bürokrasinin ağına dolaşacak gibi.

Haydi hayırlısı…