MANZARA

Sigara kullanımı artıyor.

Alkol tüketimi artıyor.

Uyuşturucudan ölümler artıyor.

Kadın cinayetleri artıyor.

İşçi ölümleri artıyor.

İşsizlik artıyor. Yaz aylarında turizmin ve tarımın etkisiyle işsizliğin azalması beklenirken, işsizliğin artması önemlidir. Hastanelerin temizlik işlerinde çalışmak isteyen üniversite mezunları var.

İflaslar, intiharlar artıyor. Konkordato dosyaları, adliye depolarını taşırmış durumda.

Fabrikalar kapanıyor, aynı ilde hapishaneler açılıyor.

Sokak cinayetleri artıyor. Öğrenci öğretmenini, hasta hekimini, babalar evlatlarını, çocuklar büyüklerini öldürüyorlar. Silah taşımak, silah bulundurmak yasal düzenlemelerin dışına çıkmış adeta. 

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden beri subay, astsubay, general, öğretmen, öğrenci, akademisyen, savcı, yargıç, avukat, kaymakam, vali, sağlık çalışanı, hekim, diyanet görevlisi dahil toplam 260 bin kamu çalışanının işine son verilmiş.

Kurumların, ailelerin, bireylerin sorgulandığı, yargılandığı, mahkûm olduğu bir ülkede huzurdan söz etmek zordur. Muhalif yurttaşlar, iktidar yandaşlarının iftiralarına uğramanın endişesini yaşıyorlar. “Yurttaşların suçsuzluğunu koruyamıyorsanız, özgürlüğünü de koruyamazsınız” diyor Monteskiyö.

Devletin bir başka önemli görevi halkın sağlığını korumaktır. Tarımı ve hayvancılığı devlet eliyle tasfiye eden AKP iktidarı, yurttaşı sağlıksız beslenmenin çıkmazına itti. Maliye ve Hazine Bakanı damad-ı şehriyarinin her gün bir yenisi yayınlanan ve türlü çeşitli adlarla kamuoyuna sunulan yeni, yepyeni, en yeni ekonomi programı pahalılığı önleyip, mutfaktaki yangını söndüremiyor.

Halkın beslenmesi zabıta gücüyle, polisiye tedbirlerle, yasaklarla sağlanamaz. Gerçekler semt pazarlarının, marketlerin önünde fiyat mukayesesi yapan işçinin, emeklinin, memurun elindeki alışveriş listesindedir. 

Üzücüdür, 2. Dünya Savaşı’nda bile çayı çekirdekli üzümle içtik, ekmeği karneyle aldık ama inek kulaklı, sakat atlı soframız olmadı. Geçmişte salgın hastalıklarda, büyük depremlerde yurttaş, koyun memesi, inek kulağı yemedi.

Bütün bu gerçekler, bir üretim – tüketim, gelir – gider sorunuyken, kırmızı et tüketemeyen yurttaşa tarım bakanı, balık ve tavuk menüsü sunmakta. Vah ki vah.

Kısa başlıklar ve özet bilgilerle sıraladığımız bu gerçekler, 16 yıllık AKP iktidarının günümüzdeki görüntüsüdür. Unutmamak gerekir ki bir ülkede dış siyaset ne ise iç siyaset, ekonomi, ulaştırma, sağlık, eğitim, spor da odur. Geçen hafta ülkemizde ağırladığımız küçücük İsveç’e yenildik futbolda.

Bu iktidar halkın çok uzağındadır artık.