BAKIN! BURASI ÇOK ÖNEMLİ…
Bugün başlık damat bakandan! Hakkını verme halktan…
Yapay gündemli siyaset dilini bi yana bırakırsak, tehlike çanları çalan ekonomiyi bir an unutursak, CB’nın ortalama seçmeni üzerinde son derece etkili olan “posta koyan dünya lideri” imajından bir an uzaklaşırsak! Burası önemli…
Her ailede iki işsiz olmasının bir aile için ne demek olduğunu, ülkemizde 20 milyon işsiz bulunduğunu, işsiz ve yoksul babanın, atanamayan öğretmenin canına kıydığını unutmazsak! Burası da çok önemli...
Mağrur ve mağduru iyi oynayan yönetimin çizdiği pembe değil pespembe tablonun arka planını iyi okursak, yönetime iyi gelen, ancak halkı yerle bir eden gerçekleri görebilirsek, 2009 yılında 200 lira ile 131 dolar aldığımızı, bugün 200 lira ile 39 dolar aldığımızı unutmazsak! Burası çok önemli…
Dünyayı “ey!” diye hizaya sokarak, “bizim sabrımızı zorlamayın!” diye ayar çekerek, dünya bizim tercihlerimizin rüzgarıyla döner havasını girerek, miting meydanlarında 100 gramlık çayı halka atarak, üzerinde adayın yazdığı gübre çuvallarını vatandaşa dağıtarak ekonominin düzeleceğine inanırsak! Bakın burası çok önemli…
“Okkalı bir Osmanlı tokadına varmısınız? Sandıklarda ders vermeye hazır mısınız?” gibi repliklerle havanın ısıtıldığı, çok pahalı, bol ışıklı, çay ikramlı, devlet destekli, otobüslerle taşımalı propaganda sürecinin tam gaz sürdüğü günümüzde; pahalılık, yoksulluk, adam kayırma, katlanan dış borç, betonlaştırılan kentler, borcunu ödeyemediği için 19 milyon 700 bin abonenin kesilen elektrik ve doğalgazını unutmazsak! Bakın burası da az önemli değil…
Sevginin, şefkatin, huzurun yok edildiğini, hoyratlığın, kabalığın, ayrıştırıcı dilin benimsendiğini, haykırmanın, korkutmanın, baskının, “bedel ödeyecekler!” tehdididin egemen olduğunu, iç ve dış düşman hayalcilliğinin prim yaptığını, gerilimden ve kavgadan medet umulduğunu unutmazsak! Bakın burası çok önemli…
“Zillet, millet, beka” diye diye gözlerin korkutulduğunu, taraflarca; “31 Mart’ın köprüden önceki son çıkış ve bu seçimin bir milat olduğunun” altının sık sık çizildiğini, böylece; dış borcun unutulduğunu, kur arttıkça batan ya da konkordato ilan edenlerin sayısının çokluğuna bakılmadığını hatırlarsak! Bakın bu çok önemli…
Devletin imkanları kullanılarak doldurulan meydanlarda kullanılan hasmane dilin nelere mal olduğunu unutmazsak, neyin açıldığı bilinmeyen açılış, temel atma, kurdele kesme törenlerini iktidar partisinin propagandasına dönüştürüp, seçim kampanyasına çevirmezsek! Bakın burası çok önemli…
Yeni Zelanda üzerinden yapılan, seçmeni konsolide etmeye yönelik politikanın dünya genelinde başımıza açtığı işleri, dergi ve gazetelerin birinci sayfalarında yer alıp, karikatürlere konu olmamızı unutmazsak! Burası çok önemli…
Gelelim içimizi açan çok çok önemli habere!
Ülkesinin kültürel kodlarına meydan okuyarak, dünya siyasetçilerine sağduyu dersi veren vicdanlı, mantıklı, içten, cesur bir lider olan 39 yaşındaki Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern’in sergilediği davranış modelini, ezber bozan jestlerini, özellikle silahlar konusunda attığı yürekli adımlarla “tehlikeli yükselişe dur!” deyişini örnek alabilirsek! Bakın burası çok çok önemli…
Barış dilinin ta kendisi dedirten duruşuyla, siyah başörtüsü başında kurbanların yakınlarına tek tek sarılışıyla, sevginin, içtenliğin, şefkatin resmini çizen içtenliğiyle genç başbakanı rol model alırsak! İşte burası çok önemli…
Yeni Zelanda’da 50 kişinin yaşamını kaybettiği cami katliamından sonra Müslümanlara destek için başını örten 24 yaşındaki kadın polis Michelle Evans’ın; “İnsanları anlamak ve onlara saygı göstermek görevimin bir parçası” şeklindeki sözlerini anlamaya çalışırsak! İşte bu da çok önemli…
Y.N: Yazı başlığını konuşmalarında sık sık kullanan damat bakanın yeni bir özelliği ortaya çıkmasın mı? Meğer sıkı şive taklidi yaparmış bizim çok yönlü bakan! “Dolar 10 lira olacah ya! 15 lira olacah ya! Şimdi bunlar gara gara düşünüyor!” şeklindeki şive taklidi yandaşların gülme efektiyle zenginleşen çok yönlü bakan damat, ülkemiz ve Erdoğan ailesi adına şans değil midir?
Mesele mühim ve burası çok önemli…
