BEYİN GÜCÜNÜ BEYİN GÖÇÜNE ÇEVİRENLER! MUTLU musunuz?

Son günlerin başat konularından biri! Eğitimli gençler neden ülkeyi terk ediyor? (CB, 4 çocuğu da batıda okuduğu, kabinesinin pek çok üyesi, danışmanları ve damadı oralarda eğitim aldığı halde) batıda okuyanları “gönüllü ajanlık ve adanmış havarilikle” suçluyor! Fransız haber Ajansı AFP’ye göre onlar da kendilerini şöyle savunuyor; “Azalan iş imkânları, artan muhafazakârlık, insan hak ve özgürlüklerinin azalması.”

AFP’ye göre; “Türkiye’de son dönemde beyin göçü arttı. Eğitimli gençler ülkelerini terk ediyor aralarında akademisyen, eğitimci, ekonomist film yapıcısı var. Onlar üzülüyoruz ama gitmek zorundayız diyorlar. Ülkemizi seviyoruz, kendimizi kaçmış gibi hissediyoruz ama iş bulamıyoruz diyorlar. (Son yıllarda hiç bir açıklama bana bu kadar ağır gelmemişti)

Bir daha dönmemek için gidenler var, ortalık düzelsin döneceğim sözü verenler var, iş olanakları kısıtlı olduğu için, iş bulamadığı için, muhafazakâr yaşam tarzı dayatıldığı için, özgürlük alanları giderek daraldığı için çekip gidenler var. Bir de daha iyi eğitim almak, daha kolay iş bulmak, geleceğini burada görmediği için orada planlamak üzere gidenler var.

En tercih edilen yerlere gelince; ABD’ye talep çok, Kanada’ya ev alarak giden çok, bunun dışında evlenerek, çocuğunu orada doğurup vatandaşlık alarak, iş kurarak giden de çok. İngiltere, İspanya, İtalya, Yunanistan, bugünlerde de Arnavutluk, hele de Montenegro çok tercih ediliyor. ( Bir arkadaşım orada emlak ofisi açtı, ondan duydum)

Çocuklar üzerinden rejim inşa ediliyorsa, karanlığın içinde aydınlık aranıyorsa, insan sadece anadan- babadan değil vatandan da yetim kalmayı göze alıyorsa, gidenlere kızamıyor insan!

Bugünün flaş soruları ertesi güne kalmıyor, gündem saat başı değişiyorsa, gönderilen başbakanlar ve belediye başkanlarının neden gönderildiği ne kendileri tarafından ne de onları yollayanlar tarafından açıklanmıyorsa, İstanbul’u yöneten zihniyet bu güzelim memleketi gökdelen ormanına, çimento yığınına, kentsel dönüşüm adı altında rantsal paylaşıma açmışsa beyin gücünün beyin göçüne dönmesine kızamıyor insan!

Bir çırpıda sayacaklarım bunlar! Hele de bunca işsizlik varken ve insanlar iş bulamadığı için ülkesini terk ederken, intiharı seçerken, hangarlarda uçaklar çürürken, aramızın hiç bu kadar iyi olmadığı “Dostumuz Donald” iki ara bir derede bize 40 uçak satıyorsa gidenlere kızamıyor insan…

Tam da burada aklıma yıllar önce bizi eğiten ve bir yerlere getiren kadrolar geliyor, kafamda evirip çeviriyorum. Bakanlarının kitap yazdığı, eğitim kalelerinin fırsat eşitliğini yaydığı, Mantık, Felsefe, Sosyoloji derslerinin düşünen, eleştiren, yargılayan bireyleri hedeflediğini hatırlayınca gitme kararı alanlara kızamıyor insan…

Kültür merkezlerini kapatıp, kütüphanelerin ödeneğini keserken, “diş macununun içindeki florür insanları koyun gibi yapıyor” diyen zatı milletvekili yaparken, ABD’de sayıları 500 bini bulan yurttaşımızı eleştirmeden önce bir kez daha düşünmek, New York’un ünlü Public Library’sinde kitap sayısının 55 milyonu bulduğunu unutmamak zorundayız…

Hele de karanlığın arttığı bugünlerde Büyük Atatürk’ün kurduğu eğitim sitemi; Rahmetli Süleyman Demirel’i İslamköy’den alıp Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtmuşsa! Erdoğan’ı Kasımpaşa İHL’den Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına taşımışsa! Aziz Sancar’ı Mardin’den çıkarıp NOBEL aldırmışsa!

Gel de eğitimde fırsat eşitliği sağlayan, ayırt etmeden, kollayıp kucaklayan bu sistemin temellerini atanları alkışlama…