CUMHURİYET GAZETESİ’ni GERÇEK ‘CUMHURİYET’çiler YÖNETMELİ

2015 yılından beri, şu anki Cumhuriyet Gazetesi yönetimini eleştiriyorum.

Çünkü, bu yönetimin gerçek Cumhuriyet Gazetesi ile bir ilişkisi yok.

Türk basın tarihinde görülmemiş biçimde, gazetenin avukatı Akın Atalay, gazetenin patronu haline getirildi.

Kim yaptı bunu?

Cevabı pek açık: 21 Mart 2008 sabahı İlhan Selçuk’un evini basıp onu gözaltına aldıran o güç...

Adını doğru koyalım: AKP-FETÖ ortaklığı...

Ne yazık ki gazete çalışanları, 2008 yılında Cumhuriyet Gazetesi’ni ele geçirmek için FETÖ’nün yaptığı bu saldırıyı tam algılayamadılar.

Saldırının devamı geldi. Cumhuriyet Gazetesi Vakfı yönetimini kanunsuz biçimde ele geçiren bu özel ekip, gazeteyi PKK-FETÖ çizgisine soktu. Can Dündar’ın oraya yerleştirilmesinin sebebi buydu. Bu geriye gidişe direnen yazarları da gazeteden attılar. Ne yazık ki Ümit Zileli, Mustafa Balbay, Bedri Baykam gibi ulusalcı yazarların Cumhuriyet’ten kovulmalarını kimse düşünce özgürlüğüne vurulmuş darbe gibi görmedi...

Ve gazeteye, Ergenekon-Balyoz gibi FETÖ operasyonlarını öven, Hırant Dink cinayetini ulusalcılara yıkmaya çalışan, Kemal Atatürk’e ve CHP’ye düşman; AKP’nin yaptıklarını alkışlayan Sorosçu isimler dolduruldu. Bu gelişmeyi biz “Turuncu Cumhuriyet-Sorosçu Cumhuriyet!” diye eleştirdik.

Sadece bizler değil, Cumhuriyet Gazetesi okurları da bu operasyonu gördü ve gazeteyi terk etti. Hileci yönetim, Cumhuriyet’in mal varlıklarını satarak ayakta kalmaya çalıştı.

ERDOĞAN DESTEĞİ

Okurunun terk ettiği, laik ve çağdaş kesimin güvenmediği, Atatürkçülerin istemediği bu hileci Cumhuriyet yönetimini ayakta tutan ise Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Onun, MİT tırlarını bahane ederek gazeteye saldırması bu yönetimi mağdur konumuna düşürdü ve bazı insanların Cumhuriyet’e sahip çıkmasına yol açtı.

Yani Erdoğan, kavga ediyormuş görünerek bu ekibe destek verdi.

MAHKEME MAHKUM ETTİ

FETÖ, Cumhuriyet Gazetesi’ne 2008’de hain savcı Zekeriya Öz eliyle yaptığı operasyonda başarılı olamamış ama gazeteyi yöneten vakfı hile ile ele geçirebilmişti. Buna karşı, gazetedeki Atatürkçü ve laik kanat harekete geçti. İlhan Selçuk döneminde vakfın başkan yardımcısı olan Alev Coşkun, mahkemeye baş vurarak hileli yapılan vakıf yönetimi seçiminin iptalini istedi. Yıllarca süren yargılamadan sonra bugünkü yönetimin usulsüz seçildiği hem yerel mahkemece hem de yüksek mahkemece karara bağlandı.

Cuma günü Cumhuriyet Vakfı’nda yeni seçim yapılacak...

Bu seçimde şu anki hileci yönetim çoğunluğu sağlamak için her türlü vaatte bulunacaktır.

Şimdi görev Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarına kalmıştır.

Artık yasal olarak hileleri tespit edilen bu FETÖ_PKK destekli Amerikancı ekibin gönderilmesi ve gazetenin cumhuriyet çizgisindeki çalışanların eline verilmesi gerekir. Bunun yolu da Cuma günkü toplantıda bu ekibi vakfın başından göndermektir.

Eğer bu yapılmaz ise bu hileci ekip Cumhuriyet’i batırdıktan sonra kaçacaktır.

Buradan Ataol Behramoğlu’na, Ali Sirmen’e, Şükran Soner’e, Erol Manisalı’ya, Orhan Bursalı’ya, Özgen Acar’a, Işık Kansu ve öbür Atatürkçü arkadaşlara sesleniyorum!

-Lütfen sesinizi daha fazla yükseltin! Üstünüzdeki sorumluluk sizi daha açık tavır takınmaya çağırıyor...

https://twitter.com/r_zelyut