DURUM BUDUR, BU TABLO ÜLKEMİZİN AYNASIDIR, BAŞKA SÖZE GEREK VAR mı?
Dakikalardır, (saatler mi demeliydim) Bilgisayar bana ben ona bakıyorum. Meğer içimiz dışımız seçim olmuş. Gerilim, heyecan, coşku, umut, düş, düşüş, yükseliş, tartışma gündüzler ve geceler boy bizi tutsak almış.
Aslında bu yazıyla derdim sizi iyi hissettirmek, kendime moral vermek değil. Ekonomisi çıkmazda olan, tarımı batmış, işsizliği tavan yapmış, enflasyonu bi türlü inmeyen, yıllardır savaşta olan Suriye’den bile patates ithal eden bir ülke seçimi hala kazanabiliyorsa!
Bi o yandan bi bu yandan karışık kuruşuk konuşanlara değil siyaset mühendislerine, devletin bekasını düşünen devletin zirvesine, bu zirvenin kurmaylarına, anlı şanlı strateji uzmanlarına, politikanın girdisini çıktısını, seçimin psikolojisini iyi bilenlere ve onların ne dediklerine bakma ve o doğrultuda muhasebe yapma zamanıdır.
Adı geçenler bu zaferi nasıl yorumlar, nasıl değerlendirir, neler söyler, söyledikleri bize ne gibi düşünce ufukları açar bilmiyorum. Bildiğim iyi niyetli, geniş kapsamlı, serinkanlı bir analizi hak ediyor olmamız...
Aslında kimse burun kıvırmasın, gözünü deberdip bakmasın! 49 milyon yurttaşı yoksulluk sınırında olan bir ülkenin 21 milyon yurttaşına devlet yardımı yapılıyorsa, halkın da iyi kötü yapısı biliniyorsa bazı şeyleri masaya yatırma ve kabul etme zamanıdır.
O nedenle bugün siyasi konuları bir kenara bırakıyor, kafamızı değişik bir konuda karıştırmak ve bazı konuları not etmek istiyorum! Bi kere baştan anlaşalım! Saray, krallık, padişahlık, hanlık, sultanlık, imparatorluk zaten bizim konumuz ve ilgi alanımızın dışında olan şeyler bir…
İkincisi seçim biter bitmez ortalık “Teşekkürler Türkiye! Kazanan ülkemiz oldu” afişleri, CB’nın tüm ekranlarda sağ elini kalbine koyarak, kavga ve kaygıyı geride bırakın, yeni bir sayfa açıyoruz, biz karşıtlıklarımızla güçlüyüz mesajları, saraydaki oturma düzeninin sık sık değişiyor olması yeni sürecin ipuçları değilse nedir? Demek ki yüksek tonlu bağırmalar yerini bundan böyle şefkatli seslenişlere bırakacak. Biz yazarçizer takımına da durumdan vazife çıkarmak kalacak!
Bu gerçekten yola çıkarak bugün kanatlanıp uçacak 2023- 2053- 2071 hedeflerine doğru yol alacak, yönetimin önerdiği ve öngördüğü düşler dünyasında dolaşacağım. Nasılsa ülkemiz 2023’te dünyanın en güçlü ülkeleri arasına girecek. 2053’te dünya liderliği bize geçecek, ülkemiz 2071’de dünyaya egemen olacak. (Tam da burada ağlayacağım galiba…)
Ülke bundan böyle adına “Türkiye Tipi Başkanlık Sistemi” (benzeri yeryüzünde olmadığı için siz bunu Erdoğan tipi de okuyabilirsiniz) yönetim şekli denilen ve siyasi sorumluluğu olmayan bakanlarla, kurullarla ve ofislerle yönetilecek. Dolayısıyla masraflar, kiralar ve makam araçları azalacak, böylece kibir tedavülden kalkıp, tevazu esas alınacak, kin, öfke, şiddet tarihe karışacak, yaralar sarılacak, mal mülk değil emek yüceltilecek. Yine ilime, bilime giden tüm yollar açılacak, yaratıcılık desteklenecek, insan onuru yok sayılmayacak, medya özgür ve bağımsız olacak. (Tam da burada galibasız ağlıyorum)
Bitmedi! Görünen o ki bundan böyle haykıran, azarlayan, parmak sallayan değil yüzde 53’e yakın bir oy almış bir parti genel başkanı olarak halkını kucaklayan, 81 milyona sarılan, yer yer mizahı esas alan, sanata göz kırpan bir anlayış hâkim kılınacak. (Tam da burada kanatlanıp uçmak istiyorum)
Durum bu, vaatler böyle, hedef bunca yüksekken ve Cumhurbaşkanlığı yeni teşkilat yapısı şekilleniyorken gelin de heyecanlanmayın, içinizi umutla doldurmayın ve coşarak kaleme sarılıp yazmayın…
Özetle CB’nın balkon konuşmasından yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki; Bu dönemde başat konulardan biri sanat olacak. Sanatın barışçı dili, evrenselliği, dostluğu ve kardeşliği geliştiren özelliği esas alınacak. Dikkatli okurlar hatırlar daha önce yazmıştım, yönetimce dikkate alındığı için çok mutluyum! Sanatsal etkinliklere bütçeden ciddi pay ayrılacak. Vergilerimiz geçici betona değil, kalıcı ve yararlı yeşile akıtılacak. (Tam da burada ayakta alkışlıyorum)
Not: Herkesin yüreğinin ve aklının bir köşesinde ülkesine ait hayalleri, hedefleri, umutları, beklentileri vardır. Aklına takılan soruları zaman zaman sorguladığı, bazen altında kaldığı, bazen uçuşa geçtiği dönemler olduğu gibi! Bu yazı böyle bir ruh haliyle yazıldı da…