ESAD İÇİN ASKER YOLLAYAN SON ÜLKE
İlkin 2015’te yazdım: Erdoğan’ın Kurtuluşu Suriyedendir. Aynısını 13.04. 2016’da yeniden dile getirdim. Yetmedi, 1 Temmuz 2016’da, “Bir Mektup da Esad’a Yazmalı” başlıklı yazımda aynı konuya değindim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Rus Lider Putin’le ilişkileri düzelttiği gibi Esad’la da düzeltmeye çağırdım.
Ama Erdoğan ve yandaş basını, hem Esad’ı hem de İran’ı kötülemeye devam ettiler. İran’ı “Şii hilali yaratarak Suriye ve Irak’ı yutmak”la suçladılar. Erdoğan, İran’ı “Pers milliyetçiliği yürütüyor!” diye kötüledi. Amerika’yı kıble sayan Sünni tarikatler, bizim Amerika’ya bağımlı holding medyası, sözde liberaller yakın zamanlara kadar müthiş bir Suriye düşmanlığı yürüttüler.
CIA bağlantılı ABD’li diplomatı holdinginin yöneticisi yapan İhlasçılar, gazetelerinde, televizyonlarında şimdilerde bile Esat yönetimini karalayan ve oradaki dinci teröristleri kahraman haline getiren haberlere devam ediyorlar. Çünkü bu haberler ABD ve İsrail’in işine geliyor.
Başta Yeni Şafak Gazetesi olmak üzere, iktidara hizmet eden Sünni mezhepçi basın organları, yalan Haşdi Şabi haberleri üreterek İran’ı karalamaya devam ettiler. Esad’ı ve Şiileri öne çıkartan bu düşmanlık, özünde Suriye’nin laik ve milliyetçi yönetiminin devrilmesini, Suriye’nin etnik parçalarına ayrılmasını hedefliyordu. Özetle: Esad, İran ve Şii düşmanlığı üstünden Kürdistan projesi dayatıldı ve hayli yol alındı.
YATAKTAKİ İLİŞKİNİN HASTANEDEKİ MEYVESİ
Peki, nesnel şartlar Erdoğan’ı nereye itekliyordu: Beşşar Esad’a olan düşmanlığı bırakmalı, Suriye hükümeti ile ve onun arkasındaki güçlerle ortak hareket etmeliydi.
Çünkü, ABD ile yürütülen gizli ilişkiler, pek tehlikeli açık ürünler olarak karşımıza çıkmıştı. 2005’te BOP’un eşbaşkanı olmakla övünüyorken şimdi o planla mücadele etmek zorunda kalıyorduk.
Bunca gelişmeye karşın şu soru pek çok insanın kafasında dönüp duruyor:
-Erdoğan Türkiye’yi mi savunuyor yoksa kendisini mi kurtarmak istiyor?
İster Türkiye’yi bu belalardan korumaya çalışsın isterse kendisinikurtarmaya uğraşsın... Erdoğan kurtuluşun Suriye, Irak, İran gibi bölge devletleriyle ve bunların arkasında duran Rusya ile işbirliği yapmaktan geçtiğini anladı. Sünni mezhepçi dünya liderliği hayalini kenara koymak zorunda kaldı. Düne kadar sempatiyle baktığı dinci-mezhepçi terör örgütlerine karşı güvenlik güçlerini harekete geçirdi.
Ve uluslararası destek bulmak için yönünü doğuya çevirdi. Rusya ile ilişkileri geliştirmeye başladı. Bugün bu ilişkiye Ruslar tam güvenmeseler bile Türkiye’nin bölgedeki önemini gördüklerinden Erdoğan’la iyi ilişkiler kurmayı dışlamadılar. Hem de uçaklarını vurmuş olmamıza karşın.
TÜRKİYE'yi SAVUNUYORUZ
Şimdi birileri, Türkiye’nin Suriye toprağı olan İdlib’e asker yollayıp oradaki dinci teröristlerle çarpışmamızı kara mizah konusu yapabilir. Erdoğan, Beşşar Esad’a yardım için orduyu harekete geçirdi, diyebilirler.
Ama herkesin bildiği bir gerçek var: Bölge devletlerinden birisi parçalanırsa bu domino etkisi yaratacak ve öbür ülkeler de parçalanacaktır.
Erdoğan bunu anlamıştır sonunda. Parçalanma süreci Erdoğan’ın iktidarını da yerle bir edecektir.
Öyleyse akılcı davranmak zorundadır.
O da Suriye’yi parçalayacak Kürtçü koridorun önünü kesmek için Suriye hükümeti ile dolaylı bir ortaklık yaratmıştır. Türkiye’nin Rusya ile birlikte İdlib’i temizlemeye çalışması, Suriye devletinin toprak bütünlüğünü sağlama gayretidir.
İdlib’deki sorun, buranın dinci teröristlerin elinde olması değildir; bu teröristler ele geçirdikleri her yeri daha sonra PKKPYD’ye bıraktıklarından İdlib de Kürt koridoruna eklenecektir. İdlib’i kurtarmak, Türkiye’yi kurtarmak gibidir.
Çünkü İdlib, Kuzey Irak’ta ve Kuzey Suriye’de bir Kürt kuşağı yaratan Amerika’nın Akdeniz’e ulaşacağı son noktadır. Türkiye’nin buraya el atmasına karşı çıkanlar, bölgemizde Türkiye’yi de parçalayacak bir Kürdistan kurulmasından yana olan güçlerdir. CHP Genel Başkanı’nın Güneydoğu’dan her gün gelen şehitleri söz konusu etmezken İdlib’den gelecek şehitler diye bağırmasının sebebi de bu olsa gerekir.
Peki AKP hükümeti ve Erdoğan, iç güçleri bu dış tehdide karşı bir araya getirebiliyor mu?
Onu da yarın yazalım...
https://twitter.com/r_zelyut