İKİNCİ GÜN HEYECANI

Fenerbahçe'nin geçen yıl final- four oynamış bir takım olarak ilk maçında kendi salonunda Bayern Münih karşısına çıkarken pek de zorlanacağını düşünmemiştik aslında. Rakip her yıl yükselen grafiğine rağmen orta ayar bir Euroleague takımıydı sonuçta. Maçın başındaki 6-0 ilk Fenerbahçe serisi de rahat bir maç izleyeceğimiz hissini uyandırdı. Ama öyle olmadı.


Önce rakipten 10-0 ilk bir cevap geldi ve geri düştük. Sonra da kalan tüm çeyrekte yalnızca 4 sayı bulabildik. Çeyrek bitiminde 20-10 gerideydik. Fenerbahçe maça hiç konsantre olamamıştı. Hem oyuncuları ile hem de seyircisiyle. Salonda büyük boşluklar göze çarparken, gelenler de kopuk kopuk cılız bir destek verdi.


Anlaşamamış bir yıldızlar topluluğu görüntüsündeki Fenerbahçe ikinci çeyreğe Bogdanovic ve Dixon'ın iki üçlüğüyle ile iyi girdi . Ama yine stop etti. Şaşılacak top kayıpları sonrasında fark 15 sayıya kadar çıktı. Son 3,5 dakikada Dixon'ın yerine giren Sloukas önce aldığı faullerde sayı kaçırmayarak takımını ayakta tuttu sonra da asistleriyle Fenerbahçe'nin farkı 9 sayıya indirmesini sağladı. İlk yarı 39-30 Bayern'in galibiyetiyle geçildi.


Üçüncü periyodun başında çok paslaşan ve savunmada yardımlaşan bir Fenerbahçe ortaya çıktı. Çeyreğin başındaki 11-2 ilk seri oyunu berabere getirdi. Tabii Pesic'in molasını da... Bu dakikadan sonra Fenerbahçe yine sustu. Ekpe Udoh'un yokluğunda Ante Tomic'in etkisiz pota altı oyunu Vesely'nin yalnız kalmasına ve çok yorulmasına sebep oldu. Vesely'nin yerine Antic, Sloukas'ın yerine de Dixon girdikten sonra fark yeniden Bayern lehine açılmaya başladı. Çeyrek sonuna 10 sayı geride girmekten Dixon'un son saniye bir şans üçlüğüyle kurtulduk ve son periyod için umutlandık.

Son çeyreğe fırtına gibi girdik ve bitime 6.43 kala ilk kez öne geçtik. Tabii yine bir Pesic molası geldi.

Ancak bu kez moladan iyi dönmeleri yetmedi. Eski formuna dönen Dixon takımı ateşledi. Daha organize ve gayretli Fenerbahçe maçı kazanmayı bildi.

Dikkati çeken nokta geçen yılki üstün pota altı rotasyonu bu yıl Vesely'nin sırtına kalmış. Udoh'u görmedik ama Antic çok yetersiz. Mücadeleden kaçıyor ve üçlük atmak için dışarı çıkıyor. Datome ve Sloukas'ın mücadele gücü yeterli. Dixon son çeyreğe kadar çok tutuktu ama üçüncü çeyrek sonunda attığı 'buzzer' onu eski temposuna soktu ve çok iyi bir maç sonu çıkardı.

Zorlanarak da olsa kazanmayı bilen bir üst düzey takım artık Fenerbahçe ve biz de onlardan bu yıl da final-four bekliyoruz.

EFES FRANSA'DA

Limoges karşısında yenilenmiş ama eski kadronun çekirdeğini korumuş bir Efes gördük. Efes fırtına gibi başladı. Adeta bir üçlük yağmuru  izledik. 9 da 7 üçlük yüzdesi bu periyodu Efes'in 30/17 önde bitirmesiyle sonuçlandı.

Erken gelen fark Efes'te konsantrasyon bozukluğuna sebep oldu. Oyun tarzını da değiştiren Efes oyunu özellikle Tyus'u içeride iyi kullanarak boyalı alan sayıları buldu. Bu çeyrekte neredeyse dış alan basketi atmadılar. Ancak periyod sonundaki top kayıpları farkın Efes lehine olan farkın 10 sayıya gerilemesine neden oldu.

Üçüncü periyodda iyi oyun kurmasına rağmen pota altında çok sayı kaçıra ve çok blok yiyen Efes uzun rotasyonu farkın açılmasını kendi eliyle engelledi.

Dördüncü periyod başında fark 8 sayıya indi ve Efes savunmada çok kolay pozisyon vermeye başladı. Bir ikili oyun ve Granger'den gelen üçlük rakibi mola almak zorunda bıraktı. Limoges farkı 8 sayıya indirse de Efes kontrollü bir oyunla hiç geri düşmediği maçı 89-77 kazandı.

Açılış haftasında 4 de 4 yaptık. Türk takımları için çok güzel bir başlangıç oldu.

Sevgiyle kalın...


https://twitter.com/rtkala