HAYALİMDEKİ CUMHURİYET

23 Nisan 1920’de  bir kişinin iki dudağı arasından alınan egemenlik halka verilmiş, ümmet olmaktan millet olmaya, padişaha kul olmaktan, birey olmaya geçilmiştir. 

16 Nisan 2017’de ise egemenlik tekrar bir kişinin hükümdarlığına teslim edilmiştir. 

Gücümün yettiği her yere gidiyorum, yazıyorum, anlatıyorum.

Nereden nereye geldiğimizi ve hayalimdeki 23 Nisan’ı, 19 Mayıs’ı, 30 Ağustos’u, 29 Ekim’i anlatacağım sizlere.

Ben sadece imam hatip yetiştiren okullar yerine, çağdaş zihinler, teknik elemanlar, uzmanlar, sanatçılar, sporcular, sağlıkçılar, ziraatçiler yetiştiren okulların olduğu bir Cumhuriyet istiyorum.

Parayı bastırıp Olimpiyatları Türkiye’de yaparız diye düşünen zihniyetler değil, olimpiyat madalyaları kazanacak gençler yetiştirelim diyecek zihniyetler istiyorum.

Herkesin üç çocuk, beş çocuk yapması yerine bakabilecekleri, zamanlarını, sevgilerini verebilecekleri, hayatı paylaşıp, gelecek verebilecekleri kadar çocuk yapmalarını istiyorum. 

Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, hedefleri olan, ümitleri olan, değerleri olan, bilgili, kültürlü, saygılı, soran, sorgulayan gençler istiyorum. 

Eğitim ve adalet sisteminin önemini kavrayan dünya vatandaşları yetiştirmek istiyorum, insanlara, çevreye, hayvanlara duyarlı... 

Başkalarını mutlu ederek mutlu olan insanlar hayal ediyorum. 

Belediye otobüsüne binen Başbakan, kırmızı ışıkta bekleyen bir Cumhurbaşkanı, milletin vekillerinin millet için çalıştığı bir meclis istiyorum. 

Kökeni ne olursa olsun bu ülkenin vatandaşıyım diyen, laik Cumhuriyete, bu ülkenin birliğine, bütünlüğüne, hukukun üstünlüğüne inanan, oluşabilecek tehlikelerde sorumluluğu eline alıp tek vücut olacak gençlerle kutlamak istiyorum Cumhuriyeti.

Gözünün içi gülen yakışıklı beylerin şapkalarını çıkararak selamlaştıkları günleri, güzel giyimli, donanımlı, bilgili, kültürlü insanları, zarif bayanları özlüyorum.

Eleştiri yaparken bile nezaketlerini koruyan vatandaşları, eski bayramları özlüyorum. 

Fener alaylarını da... 

En çok da Atatürk’ü özlüyorum.

Her şeyimiz varken hiçbirşey yapamıyoruz. 

O ise hiçbir şey yokken her şeyi yapmış.

Onun bizlere emanet ettiği bu vatanda kurduğu düzeni ve bayrağı daha yukarıya taşımak için çırpınan insanları görebileceğim bir Cumhuriyet istiyorum.

Kendi koltuğunu değil, ülkeyi düşünen, fedakâr ve vatansever partililer istiyorum.

İlla da general değil ama bir nefer olacak çalışacak, egosunu değil, bizden sonra gelen kuşakları düşünecek liderler istiyorum.

İşte bunları konuşuyor, bunları anlatıyorum.

Çıkış yolunun 19 Mayıs 1919’dan daha zor olmadığını.

Bu Pazar günü Toronto’da yine bunları anlatacağız.

Bazen gözleriniz yaşaracak.

Bazen kahkahalarla güleceksiniz.

Hiç duymadığınız keyifli Atatürk hikayeleri dinleyeceksiniz.

Ve bu iş bitmedi diyeceksiniz!

Önce İngilizce, sonra biz bize, Türkçe.

Genç yaşlı, çoluk çocuk gelin.

Bekliyorum...

https://twitter.com/kboztepe
https://www.facebook.com/kaya.boztepe