İŞ DÜNYASINI YILDIRMAK KOLAY

Doğan Medya ve Boydak’a yapılan operasyonlar Türkiye’de iş yapmanın ne kadar zor olduğunu gösteren son örnekler. İhbar kabul edilebilecek bir husus gerçek olsun olmasın aleniyet kazanınca kamu soruşturmalarına başlamak bir savcının iradesinde. Soruşturmalar başladıktan sonra soruşturma sonucu haklı çıksanız da fark etmez. Soruşturma sürecinde olan olur.

İş dünyasını yıldırmanın, zayıflatmanın çok çeşitli yolları var. Bir taraftan bürokrasi, bir taraftan yargı, bir taraftan bankalar iş dünyasına baskı yapabilecek önde gelen kurumlar.

VERGİ SİLAHI

Bugün birebir kayıtlı çalışan vergisini tam ödeyen firmaların bile vergi incelemesi sonucunda hasar görmeden çıkmaları mümkün değildir. Genç ve iddialı vergi müfettişleri ne eder ne yapar bir şeyler bulur. Ama bu müfettişler silah olarak kullanılırsa her husus vergi kapsamına alınabilir. Örneğin kravatınızın beğenilmemesi bile vergiyi doğuran olay haline gelebilir!

Üstelik vergi inceleme süreci işletme sahiplerini bezdiren, lanet gelsin ne vergi-ceza çıkacaksa çıksın, işimize gücümüze bakalım, noktasına getirir.

MAKUL ŞÜPHE

Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda ‘makul’ şüphe varsa, şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilmek ve hükümeti devirmeye çalışmak, silahlı isyan, örgüt kurmak gibi anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlarda taşınmazlara el konulabileceği olanağını kullanmak, hukuk düzenimizde çok kolaylaştı. Makul şüphe dediniz mi, işletmeleri sarsmak kolay.

Aslında hepimiz makul şüphe tehdidi altındayız...

KREDİLER TEK BAŞINA BİR BASKI UNSURU

Bugün reel sektörün banka kredi borçları kriz dönemlerinde baskı yaratıyor. Bankalar müşterilerine ihtiyatlı yaklaşıyor. Teminata verilen çekler karşılıksız çıkmışsa çekleri yenilemiyor. Kredi limitleri artırılmıyor. Mevcut kredi limitleri kullandırılmıyor. Kredi verirken bonkör olan bankalar ekonomik krizlerde şahin haline geliyor.

Bankacıların müşteri ziyaretleri bu aralar bir hayli artmış ve bankacılar müşterilerini yakın takibe almış durumda. İşadamı bir dönem faizini ve/veya taksitini ödemeye görsün; hemen baskılama başlar.

Çoğu işletmenin net işletme sermayesi yetersiz olduğundan bankalar önemli bir ortak ve aynı zamanda huysuz bir ortak. Bankalara borçlu olanlara, kriz döneminde Allah yardımcıları olsun, demek en uygun temenni olacaktır.

GAZETECİ KORKUYOR VE KORKUTUYOR!

Ne yazarsam hakkımda dava açılır, diye yazı ve haber üreten gazeteciler kalemlerini ya kılıç olarak kullanıyorlar ya kalemleri ile yağlıboya resimler yapıyorlar. Korkusuz ve dirayetli gazetecileri bu âlemden hariç tutmak gerekiyor. Onlar inandıkları doğru adına kelle koltukta gidiyorlar.

İş dünyası da medyadan korkuyor. İş adamının kendisi veya işletmesi manşet ve haber konusu oldu mu, arkasını toplamak artık çok zor hale geliyor.

PEKİ, NE OLMALI?

İş dünyası korkularıyla yüzleşmeli, sadece bu toprakları kendine vatan kabul etmeli ve sesini gür çıkarmalı. Öte yandan korkacağı sonuçlara yol açacak iş ve işlemlerden kaçınmalı. Kendine çeki düzen vermeli..


https://twitter.com/MPamukoglu
https://www.facebook.com/mustafa.pamukoglu.90