KORKU FİLMİ GİBİ CİNAYET!..
Hani insanın kimyası bozulur derler ya, inanın bir ayı geçkindir inanılmaz derecede kimyam bozuldu.
Aslında 2 Ekim’den bu yana tüm dünya kamuoyunun kimyası bozuldu. Hep birlikte korkunç bir Alfred Hitchcock filmi izliyoruz sanki ama film değil maalesef gerçek…
Ve bu korkunç olayın yönetmeni Suudi Arabistan Veliahtı Prens Muhammed bin Selman, başrol oyuncuları ise Suudi katillerden oluşan 15 kişilik infaz timi…
Kaşıkçı Cinayeti ile ilgili her gün yeni bir iddia, her gün ayrı bir cinayet detayının ortaya atılması akıl tutulması yaşatıyor bizlere, sizlere, hepimize…
Düşünsenize en mutlu gününüz için yani sevdiğinizle evlenebilmek için evrak almak üzere ülkenizin konsolosluğuna gidiyorsunuz güvenle ve içeri girer girmez ülkemize cinayet işlemek için gelen cehennem zebanileri tarafından akıl almaz bir yöntemle hunharca, vahşice katlediliyorsunuz.
Nasıl bir öfkedir…
Nasıl bir kindir…
Anlamak mümkün değil…
Zaten kimse de bunu anlatamaz, izah da edemez…
Her gün ayrı bir açıklama ile sarsılıyoruz. En çok da bu açıklamalarda zorumuza giden bir insanın öldürüldükten sonra bile cesedine yapılan korkunç sadistlik...
Hangi dinde vardır, hangi din böyle bir vahşeti kabul eder. Kesinlikle hiç bir din kabul etmez bunu.
Böyle vahşetin gerçekleşmesi için emir verenler, planlayanlar, uygulayanlar ve vahşeti bilip de seyirci kalanlar bunun bedelini ödemeyecekler mi? Yanlarına kalacak mı?
Kalmayacak elbet…
Eğer suçlular hak ettikleri cezayı almazsa ve yanlarına kalırsa unutmayın ki ilahi adalet her zaman yerini bulur.
Yalnız merak ediyorum eğer öldürülen kişi ABD ya da İsrail vatandaşı olsaydı bu kadar kör, sağır ve dilsiz olurlar mıydı?
Bu insanlık suçunun emrini veren ve bu barbar emri uygulayanlara yaptırım uygulamazlar mıydı?
Uygularlardı tabi ki, hem de taş taş üstüne bırakmazlardı.
Bu arada merak ediyorum ortaya çıkmamış başka bir Kaşıkçı Cinayeti vakası var mı?
Çünkü Avrupa’da yaşayan kayıp prensler var ve akıbetleri maalesef bilinmiyor. Acaba Kaşıkçı’nın başına gelenler bu prenslerin de başına geldi mi? Onlar da 15 kişilik infaz timi tarafından öldürülüp, parçalara ayrılıp sonra da asitle mi eritildi?
Zira totaliter rejimlerde topluma ve medya organlarına uygulanan baskı ve sansürler nedeniyle bu tür olaylar gün yüzüne çıkarılamıyor. Eğer Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz o gün orada olmasaydı bu olay da diğerleri gibi örtbas edilecekti ve tüm dünyanın gözleri önünde ülkemiz güvensiz bir ülke konumuna düşürülecekti. Kaşıkçı’nın nişanlısı sayesinde Suudi caniler suçüstü yakalandılar.
Dileğim bu suçu işleyenlerin ve azmettirenlerin hak ettikleri cezayı almasıdır.