NEREDEN GELDİK NEREYE GİDİYORUZ?

Uzunluğundan ötürü okurken nefesi kesen, yazarken kalemi tüketen toplantılarda konuştu CB. İlkinin adı; “İslam İşbirliği Teşkilatı Kadın Danışma Konseyi Genç Kadınlar Liderlik ve Girişimcilik Programı Sertifika Töreni.”( üşenmedim saydım 14 sözcük var)

İkincisinin adı; “Kültürel Mirası İhya Projeleri Tanıtım Programı. (nasıl haklıyım değil mi?)

Allah için engin deneyimini biz fanilerle paylaşırken gerçeklerin altını hep çizen ve daha sonra söyledikleriyle insanı hep şaşırtan AKP genel başkanından çok şey öğreniyor insanlık!

Örneğin CB’nin OnaltıDokuz kulelerinin sahibi olan arkadaşına; “Traşla şu gökdelenleri dedim, yanaşmadı ben de küstüm” dediği arkadaşı tüm giderlerini üstlenip RTE adını verdiği İHL’yi açınca CB dayanamayıp barıştı ya!

Aynı CB şimdi de; “Vali ve belediye başkanlarımdan rica ediyorum. Lütfen şu dikey yapılaşmaya müsaade etmeyin. Bizim mimari anlayışımızda yatay mimari esastır. İstanbul’u yeniden fethedelim” diyor- diyebiliyor ya!

Yine; “Günümüz şehirleri insana huzur vermiyor beton beton orada ruh yok, orada huzur yok. İstanbul’a ihanet ettik. Bunda benim de sorumluluğum var. Yeşillikleri artık sadece mezarlıklarda görebiliyoruz. Yeşillik arıyorsanız mezarlıkların olduğu yerde bulursunuz İstanbul’da servi bulacaksanız Karaca Ahmet Mezarlığında bulursunuz ancak. Onun dışında bulamazsınız” diye itiraf ediyor ya!

Küsmek, barışmak, gerçeği açıklamak ve geciken itirafları, anlamaya ve aktarmaya benim mimari ve şehircilik bilgim bana izah edemediğinden, anlayan beri gelsin diyor ve bu konuyu uzmanlarına bırakarak aradan çekiliyorum!

Yine oylar düşünce, ayan beyan oy eksiği ortaya çıkınca, her günün yeni kayıplar getirdiğini görüyor, eksiği tamamlama hesabıyla sanata, AKM’ye, Atatürk’e sarılıyor ya!

Dış politikadaki tartışmasız başarısızlığı, eğitimdeki beceriksizliği, ekonomi ve işsizlikteki çözüm üretme yetersizliğini, pek çok soruna çare bulunamayan ufuksuzluğu görüyor ya!

15 yıldır uygulanan yöntemlerin ve buna bağlı olarak bir türlü tutmayan yanlış hesapların Bağdat’tan Şam’dan, Berlin’den Brüksel’den, Washington’dan döndüğünü yaşıyor ya!

Yıllardır tantanalı tanıtmalı her toplantıda kendisini gel deyince alkışlayan, git deyince alkışlayan, her dediğine inanan, her koşulda savunanların önüne sandığın gelmesine az kaldı ya!

Fokur fokur kaynatılan ve abartılan her adımda, isim vermeden ayar verdiği her kişide, önceleri dostum kardeşim olanları daha sonra irtifa kaybına uğrayınca silip atıyor ya! Açık ve seçik olarak şu gerçeğin altını çizmeme izin verin. Her seferinde o yine kaldığı yerden konuşmaya, partilileri çılgınca alkışlamaya devam edecektir.

Ta ki yeni bir seçim anketinin sonuçları yeni ilhamlar estirene kadar…