OKURKEN EFKÂR BASTI İÇİMİ…
Önce başlığı açalım! Aslında niyetim bugün yine memleketi, dertleri, sorunları yazmak, havadan sudan konuları görmezden gelmekti ama yüksek tepelerden öylesine yürek ferahlatan açıklamalar geldi ki ne dert kaldı, ne tasa! Şimdi yazacaklarımdan kendini Kaf Dağı’nda gören yazarçizer takımının(!) alacağı çok ders olmalı diyor ve iktidar mensuplarınıninsanın ayağını yerden kesen açıklamalarını ve iktidar savunucularının pembe haberlerini özetliyorum!
CB açıklama yapıyor; “AKP bu ülkeye gerçek manada demokrasi, cumhuriyet ve refahı getirdi. Bu parti devrimci, milli ve yerlidir.”MEB açıklama yapıyor; “Zorunlu eğitimi 13 yıla çıkardık. Zaten eğitim anlamında sorunumuz yok gibi, birkaç pürüzde halledilecek boyutlarda. Ayrıca sorun çözmede ne kadar başarılı olduğumuz zaten ortada.”
En yetkili ağızlardan yapılan açıklamalar dâhil ve başta olmak üzere durum buyken, ülkenin diplomatik, bürokratik hatları başarıyla çizilmişken, kavrayan, anlayan, gören ve sezen kadrolar işin başında ikenülkemiz neden gergin anlamak mümkün değil…
Yine bu yetkin kadroların hırsla, hınçla, hırçınlıkla işleri yokken aileler neden umutsuz, gençler neden mutsuz, eğitimciler neden tedirgin, üstelik mutluluk onlara o kadar yakınken halkımızniye mutsuz! Bu gerilim niye!
Yok, efendim İstanbul yaşanmaz bir kent haline gelmişmiş! İmar rantı İstanbul’u nefes alınamaz hale sokmuşmuş. Duble yol yaparak şehirler toz- toprak içinde kalıyormuş, il şantiyeye dönüşmüşmüş, hafriyat kamyonları artık neredeyse uygarlık ölçüsü sayılıyormuş!
Son yıllarda artan baskılar nedeniyle insanlar kutuplaşmadan yorulmuşmuş, siyaset insanların üstüne üstüne geliyormuş, ekonomik sıkıntılar ve işsizlik tavan yapmışmış.
Yok, 1868 yılında kurulan Türk Kızılay’ının 319 şubesi kapatılıyormuş! Yok, 5 milyon gencimiz ne okula gidiyor ne de çalışıyormuş. Yok, üretim ve pazarlama da sıkıntılar varmış. Yok, sığır ithalatında Avrupa’da 1. dünyada 2. sıradaymışız!
Yönetim her kademede ne diyor? “Demokrasi. Cumhuriyet ve refahı gerçek anlamda biz getirdik.” Sorun çözmede ne kadar başarılı olduğumuz ortada” demiyor mu? Daha ne desin…
Bir de zeytin meselesi çıkardılar! Bu millete de yaranılmıyor doğrusu! Yasa değişirse, bir dönüm alanda 15’den az zeytin ağacı varsa, o alan zeytinlik kabul edilmeyecek ondan sonra gelsin inşaat, vurulsun kazmalar, girsin hafriyat kamyonları, açılsın kamu yararı için yatırımlar, çalsın sazlar!
Yok, efendim ülkede zeytin ağacı kalmayacakmış, bu yasayla zeytinin ölüm fermanı çıkacakmış, zeytin üreticisi perişan olacakmış! Ülkenin önemli bir ihraç maddesi olanzeytinyağına darbe vurulacakmış! Size ne oluyor ki? Koltuk merakı, tek adam olma arzusu, her şeyi ben bilirim havası, her şey benden sorulur egosu karşısında zeytin ne? Sen kimsin ya!
Unutma senin işin benim makam araçlarımı, maaşımı, fazla mesai ücretimi, yolluklarımı korumalarımın ve danışmanlarımın maaşını karşılamaktır.Yok, efendim ülkemizi gelen bir Fransız gazeteci uçaktan İstanbul’u seyrederken “Türkler betona mı tapıyor!” demişmiş de!Geçiniz bi kalem bunları…
Özel ve önemli not: Dikkatli gözlerden kaçmamıştır ama! Yine de hatırlatalım dedik! Beşiktaş şampiyon oldu ya günlerdir ortalarda siyah beyaz dolaşıyorum. Övünmek gibi olsun…