ONUN HEYKELİNİ İSTİYORUZ
Önce Başbakan Binali Yıldırım’a sesleniyorum...
O duymazdan gelir ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum:
Alanında dünyanın en büyük sporcusu olduğu herkesçe kabul edilen Naim Süleymanoğlu’nun heykelini istiyoruz,
Türkiye’nin gücünü göstermesi açısından Ankara’nın göbeğine...
İki kıtaya ve dolayısıyla da bütün dünyaya hükmetmeyi simgelemesi açısından da İstanbul Boğazı’na bakan bir tepeye...
Örneğin Nakkaştepe’ye...
Hem de halterin iki ucunda iki dünya olacak biçimde...
Dünyayı kaldıran Türk olarak hiç unutulmaması için...
Yaşarken kıymetini bilemedik hiç değilse aramızdan göçtükten sonra Kırcaali’nin bu büyük evladına borcumuzu ödemeliyiz.
Süleymanoğlu Naim’in heykelini istiyoruz efendiler!
PATRONUNA NE YAPTILAR?
Ben de şu dünyada kendi halimce bir Rıza’yım amma şu Zarrab Rıza’nın binde biri kadar değerim olmadı, olmayacak da. Oralarda ölsem bile soran bulunmaz ama Amerika’da tutuklu Rıza’dan iki gün haber gelmeyince bizim hükümet hemen nota verdi. Müzik notası değildi bu elbette. Çok kıymetli vatandaşımızın başına ne geldiğini merak ediyordu AKP iktidarının seçkinleri...
Halbuki ilk tutuklandığı sıralarda, “Bize ne Rıza Zarrab’tan?” havaları basıyorlardı.
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, onu suçsuz bile ilan etmişti: “... Kaldı ki gerek Adalet gerek Ekonomi Bakanlığımızın yaptıkları çalışmalara göre, bu kişinin bir suçu da bulunmuyor. İran da aynı şeyi söylüyor. Ancak buna rağmen bu kişi 6 aydır ABD’de tutuklu durumda.”
Şimdi ise, “Onun üstünden bize kumpas kuruyorlar!” diye bağırıyor AKP’liler...
Kıskana kıskana, bu Rıza Zarrab kimdir diye yeniden düşündüm.
İranlı Babek Zencani adlı birisinin Türkiye’deki adamı...
İran petrolü üstünden bir yığın yolsuzluk yapmışlar.
Peki İran bu Rıza’nın patronu Babek Zencani’ye ne yaptı?
Yargıladı, idama mahkum etti.
Türkiye, daha doğrusu AKP ne yaptı?
Zarrab Rıza’yı jet sosyeteye kattı, Boğaz’da yalı sahibi yaptı, buraya kaçak kat çıkmasına bile ses etmedi...
Sadece kendisi değil, Zarrab’ın rüşvet verdiği bakanlar bile siyaseten koruma altına alındı.
Öyle sevmişlerdi ki bu Zarrab Rıza’yı, bakanlar onun yoluna yatmaya can atıyorlardı.
Bu necib millet bunca hırsızlığı-yolsuzluğu görmezden geldi.
Lakin “Gizli boğaya gelen aşikâre doğum yapar.”
ABD fırsat bekliyordu...
Türkiye’yi eğmek için işte bu yolsuzluk-hırsızlık-kara para aklama işini servise soktu.
AKP seçkinleri paniklediler.
Başbakan Yıldırım, ABD seferine çıktı; orada parklardaki ağaçlara açıklamalar yaptı.
Belli ki sıkışmış durumdalar...
Halbuki yapılacak iş çok basitti:
Bu iş patladığında Rıza Zarrab derhal tutuklanacak, hesaba çekilecekti. Bununla paralel olarak onun ilişki kurduğu ve hatta rüşvet verdiği kim varsa mahkemeye çıkartılacaktı.
Bu yapılsa idi bugün Amerikan yargısının elindeki kuvvetli gözüken kozlar alınacak, dava Türkiye ile ilişkili kılınamayacaktı.
Ama, hep korudular, gizlediler; inkâr ettiler...
Şimdi de “Bize Amerika komplo kuruyor” diye bağırıyorlar.
O kuyuyu, Rıza Zarrab gibi geçmişi karanlık yeni yetme birisini muhatap alarak kendiniz kazdınız. Korumayıp da yargılasa idiniz yargılanacak duruma düşmezdiniz.
https://twitter.com/r_zelyut