SINAV SONUÇLARINI AÇIKLIYORUM!

TBMM’de ANAYASA değişikliği görüşmelerine başlanması, maddelerine geçilmesi, ilk adımın 338 oyla kabul edilmesi malumunuz. Bu tarihi bir görüşme midir? Parlamenter sistem kökten değişecek midir?  Fire beklenenden az mı, çok mu olacaktır? Referandum yolu açılacak mıdır? Bunlar derin konular! Uzmanlık ister, pardon daha çok “parti disiplini”, “imzalı taahhüt”, “lider sultası”, “lider iradesi”, gizli olması gerekirken “açık oy” verilmesi gibi derin mevzular içerir!

Biz bildiğimiz ve gördüğümüzle yetinerek, aklımıza ve gözümüze takılanlara, milletin meclisinin önünde toplanan milletin başına gelenlere bakalım ve eğri oturup doğru konuşalım! Çoğunluğu Ankara Barosu avukatlarından oluşan ve aralarında CHP’li milletvekillerinin de bulunduğu grup,  (100-150 kişi kadar) önce kendilerinden en az 5-6 kat fazla olan polis, çevik kuvvet, özel harekâtçı, TOMA, polis köpekleri, biber gazı ve tazyikli suyla püskürtüldü. Aslında TBMM önünde toplananların amacı, rejimi değiştirmek, tüm yetkileri başkana devretmek olan bu düzenleme için bir basın açıklamasıyla bu durumu protesto etmekti! O kadar…

Peki, içeride niyeti ve amacı açık bir görüşme yapılırken, dışarıda arbede yaşanması, polisin göz açtırmaması, protestoculara eksi 4 derece soğukta tazyikli suyla müdahale edilmesi, içerdeki sinsi niyete böylesine kaba kuvvetle karşı çıkılması “Yeni Türkiye’nin” imajına uygun bir davranış mıdır? Onu yetkililer günü geldiğinde açıklar…

Biz tezgâha konan, yangından mal kaçırırcasına hızla geçirilmek istenen bu anayasa değişikliğinden milletin ne kadar haberdar olduğuna, ANAR’ın tasarı konusunda yaptığı araştırmanın sonuçlarına bakalım.

-Hiç bilgim yok diyenler: Yüzde 36
-Çok az bilgim var diyenler: Yüzde 28
-Biraz öğrendim diyenler: Yüzde 14
-Bilgisizlerin toplamı: Yüzde 78
-Ne olup bittiğini bilenler sadece: Yüzde 22

Tasarının kış kıyamet demeden, OHAL’in bitmesini beklemeden özenle gözden kaçırılması sonucu halkın görüşü budur. Şaşırtmayan ancak derinden düşündürten bu tasarı için söylenecek çok şey var mıdır? Yok mudur? Onu bilen bilir zaten…

Halkımızın yüzde 78’inin yapılmak istenilen değişikliklerin bu ülkeye neye mal olacağını bilmediği, boş kâğıtlara imza atanların ne yapılacağından tam olarak haberdar olmadığı bir ortamda; Bu anayasayı hazırlayanlar; bu sistem değişikliğinin altına imza atanlar, onlara destek verenler, ülkenin yarınlarını düşünmeyenler, bir rejim değişikliğine doğru doludizgin gidişe olumlu bakıp, omuz verenler! Ah keşke bir zamanlar başkanlık için Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin sözlerini hatırlasalar!

Örneğin 9 Mayıs 2015 günü Bahçeli’nin; “Recep Tayyip Erdoğan usulü başkanlık sistemi Türkiye’nin bölünmesinin reçetesidir. Demokrasinin idam fermanıdır” şeklindeki sözlerini, ya da Erdoğan’ın bu konudaki açıklamalarını! Ne iyi olur…
Önemli Not: Görüşmeler Meclis TV’de yayınlamayacak, halkın hiçbir şeyden haberi olmayacak, konuşmalar sınırlı tutulacak, adı da demokrasi olacak öyle mi? İyiymiş! Nisan ortası referandum varmış. O da iyiymiş! Şimdilik 2033 yılına kadar ülkeyi dilediği gibi yönetecek olan bir başkan varmış. O daha da iyiymiş! 

Geçerli Not: Not alıp not veren bir disiplinden geldiğim için bu haftanın enlerini(!) açıklıyorum. Bu yeni düzenlemeyle siyasi tarihimize son başbakan olarak geçecek Binali Yıldırım’ın 338 rakamı için; “Yarasız yere kurt düşürmeyin. 330’un üzerine ne gelirse iyidir. Allah bin bereket versin!” şeklindeki açıklaması Türk esnafı tarafından çok beğenildiği için ben de kendisine “orta” veriyorum!

Deniz Baykal’ın, vurgu, tonlama, örnekleme, mesaj, beden dili, konulara hâkimiyet vb gibi bir hatibin olmazsa olmazlarını içeren konuşmasındaki akıcı üslubuna “pekiyi” veriyorum! 

Meclis TV’nin vermediği görüşmeleri halkın haber alma özgürlüğüne gölge düşürmemek için kendi kurduğu profesyonel yayın sistemiyle canlı olarak yayınlayan “Şeker TV”(!) sahibi CHP milletvekili Ali Şeker’e hekimlik başarısını dijital ortamda da sergilediği için “iyi” veriyorum!

6 çocuklu, çocuk hastalıkları uzmanı olan doktor sağlık bakanının açık oy kullanması üzerine; “Sn. Bakan yaptığınız suç” diyenlere verdiği; “Hadi lan! Suç işliyorum, seni ne ilgilendiriyor? Sana mı soracağım!” cevabını önce kendi çocuklarını, sonra ülkemiz çocuklarını düşünerek, not verirsem havale(!) geçiririm diye, halk jürisine havale ediyorum! 

Adalet Bakanı konuşma yerine bağırmayı seçtiği için, bazı vekillerin de oylarını göstere göstere vermelerini çocukça bulduğum için “not” veremiyorum!

Dip Not: Anayasa’nın 175. maddesi der ki; gizli oylama anayasa değişikliğinde zorunlu usuldür.