YAZILI BASINDA KORONA ALARMI

Son birkaç yıldır Türkiye ekonomisinde yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle satışların düşmesi, maliyetlerinin artması, reklam pastasının küçülmesi ve adaletsiz dağıtımı, gazete okur sayısında genel olarak düşme gibi nedenlerden dolayı çok ciddi darboğazdan geçiyor.

2018’de dolardaki yükseliş kâğıt maliyetlerini olağan dışı tutarlara getirmiş ve kağıt tedarikini zorlaştırmıştı. Buna bağlı olarak birçok gazete satış fiyatlarını artırdıkları halde doğan zararlarını kapatamadılar.

***

Şimdi korona nedeniyle dünya ve ülkemiz büyük bir savaş veriyor. Korona virüsünün insanlığa verdiği kayıplar, sağlık sisteminin zorlanması ve arkasından beklenen büyük ekonomik çöküntü koronadan sonra başka bir dünya ile karşılaşacağımızı işaret ediyor.

Bu süreçte en büyük sıkıntıyı emekçilerimiz, esnafımız, çiftçimiz, küçük işletmelerimiz yaşıyor. 150 bin civarında işletme kapalı. Korona sonrasında neler olacağı konusunda oldukça büyük endişe yaşanıyor.

***

Bu büyük belanın zararlarını telafi etmek ve ekonomik çöküntüye meydan vermemek için Hükümet, “Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi” açıkladı ve önlemler bir bir uygulamaya konuldu. Ama pakete baktığımızda basın işletmeleri ve televizyonlar bu pakette yok. Özellikle gazeteler ciddi sorunlar yaşarken ve koronadan sonra ayakta kalmaları zorlaşmışken desteklerden mahrum kalması üzücü bir durum. Oysa şu anda korona nedeniyle gazeteler de çok ciddi zorluklar yaşıyor ve daha da yaşayacak.

Yazılı basın bugün ciddi satış kaybı yaşamaktadır. Bunun çeşitli sebeplerini şöyle sıralayabiliriz.

1-Gazete okur sayısının dijital haberciliğin gelişimi, Babıali gazeteciliğinin sona ermesi ve okuma alışkanlığında azalma nedenleri ile düşmesi sonucunda gazetelerin satış gelirleri ciddi biçimde azalmış ve satış fiyatı üretim maliyetini bile karşılayamaz durumda.

2-Gazete kâğıdının ekonomik yapısında yaşanan krizler ve basın işletmelerinin kâğıdı serbest piyasa fiyatı üzerinden satın alma zorunluluğu son yıllarda gazetelerin kâbusu oldu. Gazete kâğıdında dışarıya neredeyse yüzde yüz bağımlılık döviz hareketlerine göre kâğıt fiyatlarını etkilemiş ve işletmeler bu maliyet farklarını satış fiyatına yansıtamayarak ciddi zararlara uğradılar.

3-Özel reklam pastasının küçülmesi ve özel sektörün reklam bütçelerini hakkaniyete dayalı olmadan gazetelere pay etmeleri patronu olmayan, okuyucularının destek ve yardımları ile ayakta kalmaya çalışan gazeteleri oldukça zora soktu. Oysa gazete gelirlerinde özel reklam gelirlerinin payının en az yüzde 40- 50 olması beklenir. Ama son yıllarda maalesef birçok gazete özel reklam pastasından hakkı olan payını alamadı.

Özel reklamlardan pay alabilmek için savaş veren gazeteler tirajlarını artırmak için büyük masraflara girmektedirler. Baskı adedi arttıkça kâğıt maliyeti artmakta ve zarar büyümektedir.

4-Resmi gazetenin dijital yayına geçmesi ile gazetelerin Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından dağıtılan resmi ilan gelirlerinde de ciddi bir azalma oldu. Öte yandan duruşmaların nisan sonuna kadar ertelenmesi ve koronavirüsle ilgili mahkemelerde de alınan diğer önlemler nedeniyle yargı ilanları düşmüş durumda. Bu da BİK nisan ve izleyen bir iki ayda resmi ilanlarım oldukça azalacağını gösteriyor. Bu da gazetelerin Mart-Nisan-Mayıs 2020 hakediş ve ödemelerini olumsuz biçimde etkileyecek. Oysa gazeteler ödeme planlarını her ay ortalama almayı bekledikleri BİK hakedişlerine göre yaptılar. Bu yüzden ciddi bir gelir kaybı doğacak.

5-Yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı diğer maliyetlerde de büyük artışlar söz konusudur.

6-Gazeteler yayınladıkları haberler ve yazarlarının yazıları nedeniyle ciddi cezalara muhatap olmakta ve bu cezalar artık katlanılamaz hale gelmektedir.

7-Son olarak şunu söyleyebiliriz ki basın işletmelerinin vergi yükü ciddidir. Zarar ettikleri ve çok sınırlı nakit akışları olduğu için tahakkuk eden vergi ve sigorta primleri borçlarını ödeyememektedirler. Tüm yapılandırmalardan yararlanmalarına rağmen, taksitlerini bile ödeyememektedirler.

Gazetelerin arkasında zararları finanse edecek ticari işletmeleri de içinde barındıran holdingler yoksa neoliberal politikaların uygulandığı ülkemizde ayakta kalması çok zordur.

Çünkü basın işletmeleri oligopol pazar koşullarının içinde faaliyet göstermektedir. Alıcıların yani okuyucuların büyük çoğunluğu ekonomik sıkıntıya düştüklerinde veya gelirleri azaldığında gazete satış fiyatı artsın artmasın alımdan vazgeçmekte ve televizyon mecrasına yönelmektedir.

Basın işletmelerinin işletme modelinde iki ayrı ürünün satışı söz konusudur. Birincisi okura gazeteyi bir ürün olarak satmak; ikincisi de hedef kitlenin reklam verene ulaşmasını sağlayan reklam alanlarına girmek.

Son yıllarda ve yaşayacağımız süreçte bu işletme modeli ile hedeflere ulaşmak oldukça zor gözükmektedir.

Korona krizinin yaratacağı hasarı azaltmak için açıklanan ve teşvik ve önlemlerin adım adım uygulamaya sokulduğu Kalkan Paketi maalesef gazetelere kalkan olmaktan uzaktır.

Bir anlamda kamu hizmeti gören gazetelerin pakette sadece kısa çalışma ödeneği ve kamu borçlarının ertelenmesinden yararlanacak olması -ki bu önlemlerin ne yarar getireceği de belli değil- gazetelerin ya üvey evlat olarak kabul edildiğini ya unutulduğunu ya da batan batsın kalan kalsın, diye düşünüldüğünü gösteriyor. Umuyoruz ki unutulmuş olunsun.

Yukarıda açıkladığımız gibi basın işletmelerinin ayakta kalması zor gözüküyor. Korona ile birçok gazetenin kapanması büyük ihtimal.

Toplumun haber alma özgürlüğüne cevap veren gazeteler bir anlamda ülke güvenliği için birçok şart yanında olması gerekenlerden biridir. Bu itibarla gazetelerin yayınlarını sürdürmeleri sağlanmalıdır.

Bunu da sağlayacak devletin kendisidir. Gazetelerin yaşaması için alınması gereken önlemler ve destekleri gazetelerin hükümetten talebi olarak şöyle sıralıyoruz:

1- Kâğıt İle İlgili Önlemler

  • Döviz kurunun yükselmesi nedeniyle artması muhtemel kâğıt fiyatlarında döviz kur farkının 31 Aralık 2020 tarihine kadar devlet tarafından karşılanması
  • Devletin bir kamu kuruluşuna kâğıt ithalatı yaptırılarak bugün ki fiyatından(sabitlenmiş fiyattan) basın işletmelerine satışının sağlanması
  • Basın işletmelerinin bir kooperatif kurarak birlik olmaları ve serbest piyasada pazarlık gücünü artırmalarını sağlamak üzere devletin yönlendirici tedbirler alması

2- BİK İlan Gelirlerinin Azalışının Telafi Edilmesi

Resmi ilanlarda azalış nedeniyle mevcut ilan tarifelerine göre nakit akış bütçelerini yapan gazetelerin Nisan 2020 den başlayarak altı ay süreyle eksik ilan kısmının devlet tarafından BİK’e aktarılacak kaynakla basın işletmelerinin hiçbir şarta ve teminata bağlı olmaksızın uzun vadeli olarak kredilendirilmesi.

3- BİK Kredi Sisteminin Esnekleştirilmesi

Mevcut durumda BİK tarafından resmi ilan yayınlama hakkı bulunan; Kurum’daki ilan/reklam alacakları üzerinde haciz, temlik vb. kısıtlamalar bulunmayan, Kurum’un idaresine iştirak eden İstanbul, Ankara ve İzmir ilinde yayınlanan mevkutelere münhasıran mesleki yatırım veya işletme faaliyetlerinde kullanılmak üzere kredi verebilmektedir.

Ancak bu kredilerde teminat şartı şu anda basın işletmeleri tarafından yerine getirilmesi mümkün değildir.

Bu kredilerde de Kredi Garanti Fonu’un devreye sokulması basın işletmelerin yıl sonuna kadar yaşayacakları nakit sıkıntısında yararlı bir finansman kaynağı yaratılması çok önemlidir.

4- Kamu Bankalarının Kredi Vermesi

İster kamu ister özel bankalar bugüne kadar medya kuruluşlarına hep mesafeli durdular.

Zarar eden basın işletmelerinin mali tabloları yeterli olmadığı gibi bankalar tarafından iktisadi değer olarak kabul edilen varlıklardan da yoksundur.

Çek karnesi almakta zorlanmakta ve kredi performanslarını iyileştirmekte güçlük çekmektedirler.

Bu durum ticari işletmeler olan gazeteleri diğer ticari işletmeler karşısında haksız rekabet içinde bırakmaktadır.

Korona ile doğacak sıkıntıları da aşmak üzere kamu bankaları gazetelere KGF kaynaklı kredi vermesinin sağlanması, bu kredileri nakden vermeyin ödemelerle eşleştirmeyi önemli bir destek olarak görüyoruz.

Kamu bankaları altı ay ödemesiz üç yıl vadeli kamu borçlarını ödemek üzere kredi vermeleri halinde gazeteler oldukça rahatlayacaktır.

5- Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Gazete Satın Alınması

Bütün gazeteler ayrım gözetilmeksizin tüm kamu kurum ve kuruluşları ve yerel yönetimler tarafından belli sayıda satın alınmasının sağlanması da gazetelerin istikrarlı satış gelirlerinin artmasına neden olacaktır.

6- Vergisel Önlemler

Gazete işletmeleri ciddi vergi yükü altındadır. Ayrıca vergi ve sigorta prim borçlarını da ödeyememektedirler.

  • Birikmiş vergi ve sigorta borçlarının bir yıl faizsiz beş yıl vade ile tecil ve taksitlendirilmesi
  • 2020 ve 2021 yılları için kurumlar vergisi oranın sıfırlanması veya küçük bir orana düşürülmesi
  • 2020 yılı zararlarının geçmiş yıl karlarından mahsup edilerek vergi iadesi sağlanması
  • İndirimli KDV oranına tabi satışlarda uygulanan KDV iadelerinde avans sisteminin getirilmesi. İade tutarının yarısının hemen ödenmesi
  • 2020 yılı sonuna kadar kâğıt-kalıp ve mürekkep alımlarında KDV oranının sıfırlanması

7- Sicil Affı

Basın işletmeleri finans kurumlarından kredi alamadıkları gibi kredi performanslarının da oldukça bozulması nedeniyle diğer ticari işlemlerinde de ciddi zorluklar yaşamaktadırlar.

Bu nedenle bu döneme ilişkin değil bu dönem dahil geçim dönemleri de kapsayacak şekilde sicil affı gazetelerin önünü açacaktır.

8-Kısa Çalışma Ödeneği

Basın emekçilerinin de en hızlı ve formaliteye takılmadan kısa çalışma ödeneği almalarının sağlanması

Yaşadığımız zor şartlarda artık el ele vermenizin ve toplumsal dayanışma içinde olmamızın zamanıdır.

Küçücük bir düşman bizi ne hallere soktu. Artık kavga etmenin değil sevgiyle birbirimizi kucaklamanın zamanı.

Beklediğimiz toplumsal dayanışmanın sağlanmasında basının da çok önemli bir işlevi olacak.

Bu nedenle devletimizin basın işletmelerin sesine kulak vermesini ve gerekli desteği sağlamasını bekliyoruz.

https://twitter.com/MPamukoglu
https://www.facebook.com/mustafa.pamukoglu.90