İRONİ
 

ACİL BİR KHK ÇIKARILMALI
 

Sarayda yapılan Erdoğan-Bahçeli zirvesinden ne sonuç çıktı bilmiyoruz. AKP Genel Başkanı MHP Genel Başkanı'nı sarayda kabul etti. Bahçeli muhtemelen Musul ve Kerkük'e gidecek gönüllülerin durumunu anlatmıştır. MHP liderinden 5000 gönüllünün hazır beklediğini ve her an Kerkük'e yola çıkacaklarını öğrenmiştik bir süre önce. Bahçeli “Bize yol verin kahramanlarımız hemen intikal etsinler bölgeye” demiş olabilir.
Ancak sanıyorum burada bir sorun var. Her ne kadar artık demokrasiden, hukuk düzeninden vaz geçtiysek, devlet yönetimi bir kişinin iki dudağının arasındaysa da bazı kurallara uymak gerekiyor ister istemez.
“Ben gönüllüyüm” diyen herkes yabancı ülke topraklarında savaşmaya gidemez öyle elini kolunu sallayarak. Ama bir kanun çıkarılabilir. Bu kanunla gönüllülerin yabancı ülke topraklarında savaşmalarına olanak sağlanabilir.
Yine sanıyorum bir an önce Musul ve Kerkük'e gidip Barzani'ye karşı savaşmak için can atan Bahçeli gönüllülerinin bu kadar beklemeye tahammülü yok. Muhtemelen Bahçeli de bu durumu anlatmıştır AKP Genel Başkanı'na. “Vallahi zor tutuyorum çocukları, bıraksam hemen inecekler aşağı Barzani'nin işini bitirecekler” demiştir muhtemelen.
Bu durumda sanıyorum yapılması gereken bir Kanun Hükmünde Kararname çıkarmaktır. Erdoğan gönüllülerin de yabancı ülkelerde savaşmak üzere gidebileceklerine ilişkin bir Kanun Hükmünde Kararname çıkartabilir. Bu durumda heyecan içinde bekleyen 5 bin MHP'li gönüllü hemen Kuzey Irak'a intikal eder, Kerkük'deki soydaşlarımızın yardımına koşar ve Barzani'nin hakkından gelir.
Tabii burada bir sorun Genelkurmay Başkanı'nın bu duruma alınıp alınmayacağıdır. Genelkurmay Başkanı “Biz dururken ne diye bu gönüllüler gidiyor” demesi de mümkün.
NOT: MHP Genel Başkan Yardımcısı gönüllü konusunun abartılmaması gerektiğini açıkladı biliyorsunuz. Meğer Türkmenler'in moralini yükseltmek için söylenmiş o sözler. Yani kimsenin gideceği falan yokmuş. Ne kadar kolay değil mi “Haydi toplandık gidiyoruz” diye hava basmak. Bu işler için cesaret ister.

 

BUNU YAZMAK GEREK
 

ERDOĞAN'a HER SEFERİNDE CUMHURBAŞKANI DENEMEZ
 

AKP Afyon'da kampa girdi. Partinin bütün önemli isimleri Afyon'da son gelişmeleri kendi aralarında konuşacak. Tabii kendi aralarında konuşacak demem formalite icabı. Aslında Erdoğan kimlerin gidip kimlerin kalacağını söyleyecek. Hepsi bu.
Asıl yazmak istediğim konu başka. Haberleri izlerken bütün haber kanalları
“Afyon'daki AKP toplantısı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması ile açılacak” diyor.
Bu cümle yanlıştır. Medya bu haber için “cumhurbaşkanı” tanımını kullanamaz. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan Afyon toplantısına cumhurbaşkanı olarak değil AKP Genel Başkanı olarak katılmaktadır. En azından henüz var olan devlet sistemine saygı göstermek gerek.
Aynı şekilde Meclis'teki AKP Grup toplantılarının haberleri de “Cumhurbaşkanı Erdoğan grupta yaptığı konuşmada” diye başlıyor. O da olmaz.
Türkiye'de bir ayıp yaşanıyor zaten medyanın bu ayıba bu kadar ortak olması da ayrı bir ayıptır.

 

KOMİK
 

BU PAZARIN AFORİZMALARI
 

Mizah yazarı İbrahim Ormancı'nın gönderdiği yeni aforizmalardan bir demet sunuyorum. Keyifli pazarlar;
Bankaların kârları 50 milyar liraya yaklaşmış. Bankaların kârları arttıkça, kredi kartı borcunu ödeyemeyen vatandaşların efkarı da artıyor. Bilmem farkında mısınız?
*  *  *
130 maddelik bir torba yasa ile devlet 28 milyarlık bir gelir hedefliyormuş. Torba yasa demek vatandaşın pazar torbasından bir şeylerin eksilmesi demek ne yazık ki.
*  *  *
Kadınların erkeklere “Hiçbir şey istemem. Yeter ki evlenelim” deyip daha sonra bilezik, zincir, küpe vs şeyler istemesine biz kısaca TAKI-YYE diyoruz.
*  *  *
Yaş kırkı geçti. Amca olduk, dayı olduk. Ama hâlâ “Şamar Oğlanı” olmaktan kurtulmadık.
*  *  *
Obama Newyork'ta 10 milyon dolara daire alıyormuş. Bizim siyasetçilerimiz iki dönem ABD Başkanlığı'ndan emekli olsalardı bırak 10 milyon dolara daire almayı, bir ülke alırlardı yeminle.
*  *  *
Eski Göktürkçe yazılı armalar TSK tarafından yasaklanmış. Oldu olacak, günün ruhuna istinaden armaları Arapça yapıverelim. Hadi bakalım.
*  *  *
Parayla saadet olmaz diyorlar ama parasız da saadet olmuyor. Aksini iddia eden varsa, tüm parasını bana havale etsin. Denemesi bedava.
*  *  *
Bir gece ansızın gelebilirim. Elinde terlikle bekleme beni.
*  *  *
Eskiden “Köyden indim şehre” durumları vardı. Şimdiyse, “Tatil köyünden döndüm şehre” durumları var.
*  *  *
Oooof kavanoz dipli dünya. Kimisi; yüreğinin götürdüğü yere gider, kimisi de belediye otobüsünün götürdüğü yere.
*  *  *
Bir çift KELAM etmesini bilmeyenler, sosyal medyada KALEM oynatıyorlar be.
*  *  *
Hanımdaki bellek kaç GB? Bir unut be kadın, bir unut.
*  *  *
Haftada bir saat spor depresyonu önlüyormuş. Ama daha sonra eve geliyorsun. Bir saat spor programı izlediğinde de depresyon katlanarak geri geliyor azizim.
*  *  *
El yıkarken en az 20 saniye şarkı söylemek gerekiyormuş. O da bir şey mi? Benim oğlan banyo yaparken opera söylüyor. İki saatte banyodan çıkmıyor. Sesi de ses olsa bari. Gelen su faturası cabası.

 

ÇOK GÜLDÜM
 

PARK TAMAM da TİME NEDİR?
 

Bu fotoğrafı bir büfenin kapısından çektim. Belli ki çalışacak elaman arıyorlar. Nereden duymuşlarsa duymuşlar tüm gün için istemiyorlar part-time çalışana ihtiyaçları var. Ama becerememişler part-time yazmayı. Adam duyup da aklında kaldığı kadarıyla “park time” diye yazmış.

Tamam anladım, bir dili bilmeyen bu tür hatalar yapabilir. Ama merakım şu; duyduğu kadarıyla “part” yerine “park” yazmış da time neyin nesi oluyor. Çünkü o time diye yazılan kelime taym olarak okunuyor. Part'ı bilmeyen time'ı nereden bilmiş acaba?

https://twitter.com/can_atakli_