DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

ANKETLER HDP ve İYİ PARTİ'de ANLAŞAMIYOR

Seçimlere elbette neredeyse iki yıl var ama anket şirketleri tam kapasite çalışıyor. Yılbaşından bu yana birçok anket şirketi 2019'da yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri ile ilgili ilk tahminlerini açıkladılar. Tabii anket şirketlerinin yaşadığı bir zorluk olduğunu fark ediyorum; milletin de kafası ister istemez karışıyor çünkü aynı gün iki seçim birden yapılacak. Bu durumda partilere verilecek oylarla cumhurbaşkanı adayına verilecek oylar birbirini tutmayacaktır. Kamuoyu araştırma şirketleri bu nedenle her iki seçim için farklı anket yöntemleri uyguluyor. Bu yazımda “bugün genel seçim olsa hangi partiye oy verirdiniz?” sorusuna verilen cevapları irdelemeye çalışacağım. İlk olarak ORC'nin rakamlarını vereyim;

AKP:  47,2
CHP:  25,9
MHP: 10,8
HDP: 8,5
İYİ PARTİ: 5,5

ORC'ye göre eğer 2019'daki seçimlerde baraj yüzde 10'da kalacaksa üç parti Meclis'e girebiliyor. HDP ve yeni kurulan İYİ Parti parlamento dışı kalıyor.
Gelelim SONAR'ın sonuçlarına;

AKP: 40.1
CHP: 25.3
İYİ PARTİ: 14.2
HDP: 10.7
MHP: 7.09

Daha önce pek çok seçim tahmini doğru çıkan SONAR'ın anketine göre Meclis'e 4 parti birden girebiliyor, MHP ise parlamento dışında kalıyor.
AKDENİZ'in sonuçları ise şöyle;

AKP: 45.8
CHP: 22.5
MHP: 12.7
HDP: 10.3
İYİ PARTİ: 8.7

Görüldüğü gibi Akdeniz şirketine göre parlamentoya giren partiler değişmiyor, yeni kurulan İYİ Parti ise barajı aşamıyor.
MAK Araştırma da sadece iki partiye şans tanımış;

AKP: 48.8
CHP: 25.2
MHP: 8.5
HDP: 8.2
İYİ PARTİ: 5.3

Eğer MAK'ın çıkardığı tahmin tutarsa Meclis iki partili sisteme dönüşecek.
KONSENSUS'un şaşırtan sonucu;

AKP: 44.9
CHP: 23.7
MHP: 10.6
HDP: 9.1
İYİ Parti: 2.7

Diğer şirketlerin yanı sıra İYİ Partiyi en kötü gösteren Konsensus olmuş. Şirkete göre İYİ Parti ile birlikte HDP de sistem dışı kalıyor. Rakamlardan da görüleceği gibi araştırma şirketleri AKP ve CHP oylarında birbirine çok yakın rakamlar sunuyorlar. En büyük sorun İYİ Parti oylarında. Araştırma şirketlerinin verileri birbirleriyle çok farklı. İYİ Parti bir araştırmada 14.2 görünürken bir başkasında ise 2.7 gibi bir rakama inmiş. Araştırmaların sorunlu ikinci partisi ise HDP. Bu partinin oyları bütün araştırmalarda birbirine yakın çıkıyor ama ikisinde barajı aşıyor üçünde ise geride kalıyor. Aslına bakarsanız bugüne kadar yaşadığımız manipülasyonları galiba yine yaşamaya başladık. Bu anketler büyük oranda halkı yönlendirmeye yönelik.

KOMİK

ARTIK DİZİ ve FİLMLERDEN MEDET UMUYORLAR

Artık tarihi bile okumaya gerek kalmadı. AKP genel başkanı gençlere “bu film ve dizileri izleyin tarihinizi öğrenin” öğüdü verdi biliyorsunuz. Diriliş'i izleyerek Osmanlı'nın nasıl kurulduğunu öğreniyor gençler. Abdülhamit dizisiyle Osmanlı'nın nasıl çöktüğünü anlamaya çalışıyorlar. Her ikisinin de senaryolarına saraydan müdahale edildiği ve “gençlerin tarih öğrenmesine katkı sağlaması” amacıyla Erdoğan'ın her fırsatta söylediği cümlelerin konuşmalara eklendiği de biliniyor. Şimdi tarihimizin bir başka evresi olan Kutül Amare direnişi ekranlarda. Bu diziden de Araplarla olan tarihi ilişkilerimizi öğrenecek gençler. Tabii şunu bilemiyorum; Erdoğan iki üç ay önce yaptığı bir konuşmada Cumhuriyet tarihi yazılırken Arapların bizi arkadan vurduğu yalanının dayatıldığını söylemişti. Sonra Dubai bakanlarından biri Fahrettin Paşa'ya dil uzatınca “Biz kutsal emanetleri korurken senin ceddinin ne yaptığını iyi biliyoruz” diye ayar vermişti Erdoğan. Kutül Amare dizisinin galası sarayda yapıldı. Bakalım dizi gençlere tarih öğretirken Arapların bizi arkadan vurduğunu mu anlatacak yoksa bizimle omuz omuza çatıştıklarını mı?

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

PAŞA'DAN UYARI; CHP'YE TACİZ ATIŞI GEREKLİYDİ

İstanbul Barosu'nun eski başkanı Ümit Kocasakal dün düzenlediği basın toplantısı ile CHP Genel Başkanlığı için aday olduğunu açıkladı. Tabii CHP'de adaylık bir kişinin isteği ile olmuyor. Delegelerin yüzde 10'unun bir kişiyi aday göstermesi gerekiyor. CHP'nin kurultayda 1300'e yakın delegesi olacak. Demek 130'a yakın delegenin “Bu kişiyi aday gösteriyoruz” diyerek imza atması gerekiyor. Kocasakal bu sayıyı bulur mu, bilemiyorum. Ancak CHP'de demokratik bir mücadelenin yapılması, kurultayın bir fikirler buluşması olarak geçmesi için Kocasakal'ın adaylığı bence çok olumlu bir girişim. Ancak emekli general Osman Pamukoğlu'nun benzetmesi bana göre çok ilginç. Tesadüfen Ümit Kocasakal adaylığını açıklayacağını duyurduğunda Pamukoğlu Paşa ile konuşuyordum. “Bak bu iyi oldu” dedi ve ekledi “CHP'ye bir taciz atışı lazımdı.” Merakla “Ne anlama geliyor?” diye sordum. Anlattı; “Gece 600 kişilik askeri kışla tam uykuya hazırlanırken dışarıda üç beş terörist kalaşnikoflarla iki şarjör boşaltır. Kalaşnikofun korkunç sesi gece karanlığını yırtar geçer. Sonra bu teröristler muhtemelen gidip bir mağarada yatar uyurlar ama 600 kişilik kışla sabaha kadar teyakkuzda kalır. Kocasakal'ın adaylığı da CHP'ye taciz atışı gibi gelecek inşallah. Hepsi biraz uyanık kalsın.”

CANIMI SIKAN ŞEYLER

AKP'liler O DOMUZA DEĞİL BU DOMUZA BAKSIN

Yeni seçilen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu başta AKP Genel Başkanı Erdoğan olmak üzere bütün AKP'nin boy hedefi haline geldi. İl Başkanının yıllar önce attığı bazı tweetleri gündeme getirenler “Böyle bir nasıl olur da CHP'nin il başkanı olabilir?” diye soruyor hiç çekinmeden. CHP'liler sorsa haklı olabilirler de AKP başkanı sorunca bir tuhaf olmuyor mu? Bunlardan bir tanesinde bir tabakta duran kemiklerin fotoğrafı paylaşılmış altında da “7 dakika önce burada 1/4 domuz vardı” yazıyor. Kaftancıoğlu tabağın karşılarında oturan birine ait olduğunu anlattı dün. Sosyal medyada her akla gelenin paylaşılması bazen böyle ağır kazalara yol açabiliyor. Domuzlu espri elbette bazı çevrelerde hassasiyet yaratabilir ancak bu tweeti eleştiren AKP'lilere şunu söylemek istiyorum. “Madem şu günlerde domuza taktınız Soner Yalçın'ın ‘Saklı Seçilmişler' kitabını da bir zahmet okuyun. Orada üstelik bu iktidar tarafından nasıl domuz ürünlerine maruz bırakıldığınızı bir öğrenin. Ucuz diye kapışılan ithal etlerin ne olduğunu bir görün. Sonra CHP'nin çiçeği burnunda il başkanının domuzuna da laf yetiştirin.”

BUNU YAZMAK GEREK

TAMAM O KURULUŞ MATAH DEĞİL ama NE YAPARSIN ki DÜNYA ONLARI DİNLİYOR

Amerika merkezli Freedom House Türkiye'yi “özgürlüklerin olmadığı ülke” statüsüne soktu. Oysa Türkiye “Özgürlüklerin sınırlı olduğu ülke” konumundaydı daha önce. Her yıl dünya özgürlük raporu yayınlayan kuruluşun önceki gün yayınlanan son raporunda Türkiye bölümünde şunlar yazılı; “Erdoğan partisindeki rakiplerini ve geçmişteki müttefiklerini dışarı attı, medya patronluklarını kendi ihtiyaçlarına uyacak şekilde yeniden yapılandırdı, anlamlı bir kuvvetler ayrılığının bulunmadığı bir ‘süper başkanlık' sistemi yaratmak için rağbet görmeyen anayasa değişikliği referandumunu yaptı. 2016'daki darbe girişimine verdiği karşılık gittikçe yayılan bir cadı avına döndü. 60 binden fazla kişi gözaltına alındı, 160'tan fazla yayın kuruluşu kapatıldı, 150'den fazla gazeteci tutuklandı. Ülkenin en büyük 3. siyasi partisinin liderleri hapishanede. 100'den fazla belediye başkanı OHAL kapsamında ya da Cumhurbaşkanından gelen siyasi baskılarla görevlerinden alındı.” Tabii yandaş medyamız bu rapora çok öfkeli. Anında karalama kampanyası başladı Freedom House aleyhine. Bu kurumun çok matah olmadığını düşünüyorum ben de, ancak ne var ki dünya bizim gibi bakmıyor. Pek çok ülke bu tür raporlara bakarak ülkelerle olan ilişkilerini yeniden düzenliyor. Örneğin bazı demokratik ülkeler özgürlük olmayan ülkelerle ticaret ve yatırım yapmayı askıya alıyor. Yüzlerce ülkenin vatandaşları tatil için yer belirlerken özgürlüklerin sıkıntıda olduğu ülkelerden çekiniyor ve gitmek istemiyor. Dünya bizim iktidar ve yandaşlarının istediği gibi bir yer olsa çok mutlu olacağız ama öyle değil işte.
 

https://twitter.com/can_atakli_