Merhabalar Sevgili Dostlar,

Bugün konumuz 'AYDINLANMA'.

Herbirimizin kafasında aydınlanmayla ilgili bir fikir oluşmuştur sanırım.

Kiminin aklına, aydınlanma deyince, BUDA, MEVLANA gibiler yada peygamberler gelir.

Sizinle bir hikaye paylaşırsam daha iyi anlatabilirim.

"Bir dilenci otuz yıldır bir yol kenarında oturmaktadır. Bir gün onun önünden bir yabancı geçer. Dilenci eski şapkasını mekanik bir biçimde ona uzatarak, 'Allah rızası için bir sadaka' der. 'Benim sana verecek  hiçbir şeyim yok' der yabancı. Sonra ,'Sen neyin üzerinde oturuyorsun?' diye sorar. 'Hiçbir şey' diye yanıtlar dilenci. 'Sadace eski bir sandık. Kendimi bildim bileli onun üzerinde oturuyorum'.

'Onun içine hiç bakmadın mı?' diye sorar yabancı. 'Hayır' der dilenci. 'Niye bakayım ki,onun içinde hiçbirşey yok' . 'Sen yine de bir bak' diye ısrar eder yabancı. Dilenci yerinden kalkar ve biraz uğraştıktan sonra sandığın kapağını açmayı başarır. Ve o, şaşkınlık ve sevinç içinde sandığın altınla dolu olduğunu görür."

İşte koç olarak ben de size içinize bakmanızı söyleyen yabancıyım. 

Evet kimse dilenci değil. Ama hayatta maddi olarak herşeye kavuşmuş olduğu halde kendini mutsuz ve bahtsız bulanlar yok mu?

Ne yaparlarsa yapsınlar hep bir tatminsizlik duygusu yaşayanlar.

Bu insanlar egolarıyla haz ve onaylanmayı, güvenliği ya da sevgiyi dışarıda aramaktadır. Halbuki içimize döndüğümüzde tüm dünyanın bize sunabileceğinden daha büyük bir zenginlikle karşılaşabiliriz.

'Aydınlanma' kelimesine insan üstü bir başarı fikri yapışmış gibi. Ego bunu böyle göstermeyi seçer.

Oysa bakmak ve görmek isteyen için aydınlanmak an meselesi egodan sıyrılmak için ise sürekli anda ve farkında olmanız yeterlidir.
 
Aydınlanma sizin birlik duygusu içinde olmanız varlığın birliğini hissetmeniz bu yollada doğal halinizi yaşamanızdır. Formun ötesinde olan gerçek doğanızı yaşamaktır, aydınlanma. Aydınlandığınızda korkudan, ıstıraptan, kederden sıyrılırsınız. Kuşkusuz olursunuz.

Kendinizi öyle yüksek bir bilincin tamlığı ve bütünlüğünde hissedersiniz ki ruhunuz da yüzünüz de gülümser. Hayatın anda yaşanması gerktiğinin, bir önceki anın geçtiğinin ve geleceğin henüz gelmediğinin bilincindesinizdir. Andan başka seçeneğiniz olmadığının farkında olarak yaşarsınız. Dolayısıyla sizi o güne kadar üzmüş olan herşeyin bir illüzyon olduğunu da bilirsiniz.
 
Anlatmak istediğim; ruhunuza ıstırap çektirmeyi bıraktığınız gün aydınlanmış olcdaksınız.

Sevgiyle kalın...


https://twitter.com/aynurtumen
https://www.facebook.com/aynurtumen