“BERLİN’de HAKİMLER VAR!”
Prusya (Almanya) Kralı Büyük Friedrich, 1750 yılının güzel bir bahar günü Potsdam ormanlarında at gezintisi yaparken yeşillikler içinde bir tepeye gözü takıldı… Hayatında gördüğü en güzel yerlerden biriydi; cennet tasvirlerine örnek sayılabilecek bu tepeye bir yazlık saray yaptırmak istedi, adamlarına “Tam şu tepeye bir saray yapılmasını istiyorum, hemen başlasın” emrini verdi…
Hemen ertesi gün adamlar tepenin bulunduğu yere gittiler, baktılar ki Kral’ın pek beğendiği yerde bir değirmen. Kapıyı çaldılar, yaşlı bir adam çıktı karşılarına:
-Buyurun?
-Bizi Kral Friedrich gönderdi. Burayı gördü ve çok beğendi, satın alacak. Kaç para?
-Satmıyorum ki, ne parası?
-Saçmalama Kral istedi!
-Bana ne! Ben satmadıktan sonra kimse alamaz ki!
Adamlar dil döktüler, tehdit ettiler, değerinin çok üstünde para teklif ettiler ancak değirmenci “Nuh” diyor, “Peygamber” demiyordu! Adamlar Kral’ın huzuruna çıkarak dert yandılar:
–Efendim, beğendiğiniz yerdeki değirmenci delinin teki, satmıyorum diye tutturdu…
Friedrich hem kızmış hem de çok merak etmişti; bir de kendi gözleriyle görmek istediği “kaçık” ihtiyarı, emir verdi:
–Çağırın bakalım bana şu adamı!
Yıldırım hızıyla gidildi, yaşlı adam derdest edilip Kral’ın huzuruna getirildi… Büyük Friedrich adamı şöyle bir süzdükten sonra konuştu:
–Yanlış anladınız herhalde, ben satın almak istiyorum…
-Yoo, yanlış anlamadım, adamların da dün bunu söyledi. Satmıyorum!
-Beyefendi inat etmeyin, paranızı fazlasıyla vereceğim…
–Sen koskoca kralsın, paran çok, git Almanya’nın her yerine saray yap. Burayı benden önce babam işletiyordu. Ona da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım. Satmıyorum!
Büyük Friedrich tahtından doğruldu, öfkeyle söylendi:
–Unutma ki ben kralım, istersem zorla alırım!
Değirmenci biraz da hüzünlü ve acıyan gözlerle baktı krala ve tarihe kazınan şu sözlerle yanıt verdi:
–Asıl sen unutma ki BERLİN’DE HAKİMLER VAR! Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar, kral bile olsa adaletten üstün değildir. Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz, orada oturamaz!..
Gelecek kuşaklara gurur duyacakları bir armağan!
Potsdam’da o saray yapıldı…
Hem de o değirmenle yan yana! Yüz yıllar boyunca adaletin simgesi olarak örnek gösterildi! Kral sarayına artık komşusu olan değirmenci Sans-Soici adını verdi. Büyük Friedrich’in şöyle söylediği rivayet edilir:
–Adalet her sabah bana sıcak bir ekmek kokusuyla gelirdi!..
Berlin’e yolu düşenler o şahane sarayla, mütevazi değirmenin bugün de sarmaş dolaş ayakta olduğunu görebilirler…
Şimdi ben, 270 yıl sonra, Kızılay’ın tam ortasında avazım çıktığı haykırmak istiyorum:
–ANKARA’DA HAKİMLER VAR!..
Gelecek kuşaklar gururla, gözleri yaşararak okusunlar diye!.
NOT: Bu yazıyı SÖZCÜ gazetesine verilen akıllara seza “FETÖ’ye yardım” cezasından sonra kaleme almıştım. Bu kez de, Cemal Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan’a devredilmesine karşı çıkarak şerh düşen ve son kararname ile Kahramanmaraş’a sürgün edilen İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nimet Demir’e ithaf ediyorum…
https://twitter.com/umit_zileli