BioNTech AŞISINDA ÇİN KUŞKUSU!!!
Okurlar Korona ile mücadele konusunda ne kadar duyarlı olduğumuzu, aşı olunması konusunda bu köşeden defalarca uyarılar yaptığımızı bilirler...
Bu arada hem Sağlık Bakanı Fahrettin Koca hem de bilim adamları "aşı olun" diye toplumu uyarmaya devam ederken, Sinovac başta olmak üzere bazı aşıların yan etkileri ve gelecekteki olası tehlikeleri ile ilgili sosyal medyada, fısıltı gazetesinde ve bağnaz çevrelerdeki propagandalar da durmuyor...
İşte bu sırada kafa karıştıran bir olay yaşandı...
Dün bir arkadaşım sosyal medyadan yapılan bir paylaşımı gönderince kuşkulandım...
Bir kadın, özel bir hastanede annesine BioNTech diye, üzerinde Çince yazılar olan bir aşının yapıldığını duyurmuştu!!!
İki doz BioNTech olduğum için üçüncü aşının zamanı da gelince (bu olayı da araştırmak üzere) randevu alarak dün saat 12.00'de İstanbul Göztepe'deki Süleyman Yalçın Hastanesi'ne gittim...
Tek bir odanın önünde 5-6 kişi bekliyordu... İçeri girdiğimde aşıya hazırlanırken, şişeyi görmek istediğimi söyledim...
Üzerinde Çince yazılar olan şişe konusunda "BioNTech mi" diye sorunca hemşire, "Evet, herkese bu aşıyı yapıyoruz. Bakanlık onaylı" dedi!..
Ancak şişenin üzerinde BioNTech olduğuna ilişkin hiçbir yazı yoktu!..
Sadece bu şişedeki maddeyi şırıngaya çekerek aşıyı yaptılar ama bendeki kuşku daha da arttı...
Servisteki doktor ve hemşirelerin hiçbiri olaydaki çelişkiye açıklık getirmeyince, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya sosyal medyadan sorduğum soruyu yinelemek istiyorum;
Çin aşısı ile ilgili tartışmalar bitmezken, toplumun bir kesiminde aşı ile ilgili kuşkular giderilemezken, bir de yurttaşlara "BioNTech" diye yapılan aşıların şişelerinde Çin aşısı kuşkusu yaratan manzaraya ne demeli?.. Neden herkesin bildiği BioNTech yazılı şişelerden değil bunlar?..
Türkiye'nin neredeyse her tarafına dağıtılan bu aşıların üzerinde neden sadece Çince yazılar var, neden açıkça ve anlaşılır biçimde BioNTech yazmıyor, nerede, kim tarafından üretiliyor ve nereden geliyor bunlar?..
Bu çelişkiler yüzünden toplumun endişesi ve kuşkusunu kim giderecek Sayın Bakan?..
Vurguncuya operasyon göstermelik mi?..
Her şeyi adeta davul zurna çalarak yapmak ne yazık ki gelenek haline gelmiş bu ülkede!..
Sosyal yaşamda, ekonomide ve benzeri alanlarda devlet vatandaşın ihbarı ve tepkisi üzerine zar zor harekete geçerken, devletin kendisi ne yazık ki en hassas olayda bile, önceden bağıra, çağıra, yani hırsızı-vurguncuyu-stokçuyu adeta uyara uyara operasyon yapmak alışkanlığından vazgeçmiyor...
Tabii her şeyin böyle aleni duyurularak ve adeta "kaçın geliyoruz" algısı yaratılarak yapılması birçok operasyonun fiyaskoyla sonuçlanmasına da yol açmıştı...
İşte Koronanın dünyayı sarsmaya başladığı iki yıl öncesinden bu yana, sağlık ve temizlik malzemelerinden gıdaya kadar her üründeki fahiş fiyatlar toplumun tepkisini çekerken, AKP iktidarı bu rezaleti uzun süre izlemekle yetindi... Çünkü siyaset ve ticaretin aynı anda yürütüldüğü, kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan bir düzende, hele de yandaşlık üzerinden köşe dönenlerin devasa marketler, hastaneler, okullar kurduğu bir süreçte, buradaki rezaletlere bürokrasinin müdahale etmesi neredeyse imkânsız hale gelmişti...
Sonuçta bu yılın başlarında, piyasadaki Korona vurgunu büyük boyutlara ulaşınca ve halk arasında infial oluşunca, Sanayi, Ticaret ve Maliye Bakanlıkları ile diğer ilgili kurumlar art arda denetim ve operasyon yapılacağını defalarca basın açıklamalarından, sosyal medyadan duyurarak, sözde harekete geçeceklerini ilan ettiler...
Ancak bu açıklamalar Koronayı bahane ederek vurgunculuğu zıvanadan çıkaranlar için yıldırım hızıyla bir uyarı olduğu için de, hırsızlar tedbirini aldı, devlet olay yerine gittiğinde büyük oranda eli boş döndü...
Binin tepesine stokçunun...
Piyasayı denetlemesi gereken bakanlıklar, bu yılın başında, bazı kazıkçı şirketlerin kontrol edildiğini ve sözde cezalar yazıldığını duyurdular ama, sonra ne oldu acaba?..
Yapılacağı önceden duyurulan operasyonların fos çıkacağı baştan belliydi... Çünkü özellikle gıda ve temizlik ürünlerindeki fiyatlar ahlaksızca bir boyuta ulaşmaya devam etti...
Peki; AKP iktidarı, suçlulara karşı operasyon yapılacağını günler öncesinden duyurulması tuhaflığından neden vazgeçmiyor?..
İşte bakınız, sözde piyasa denetimleri Korona vurgunculuğuna karşı etkili olmayınca, binlerce ürüne yüzde 40 ile 400 arasında zam yapan üreticiler, aracılar, pazarlamacılar iyice zıvanadan çıktılar...
Ve bu kez daha berbat bir tezgah uygulamaya konuldu.. Çünkü şimdi de stokçuluk denen rezalet milletin boğazını sıkıyor... AKP lideri Erdoğan son bir haftadır sürekli aynı konuşmayı yapıyor; "Stokçuluk haramdır, stokçuluk yapanlara göz açtırmayacağız, gerekli cezayı görecekler, mallarını da el koyacağız" diyor ama tüm bu açıklamalar, daha önce bir çok konuda adeta davul zurna çalarak duyurulan operasyonlar gibi etkisiz kalacak...
Çünkü "atı alan Üsküdar'ı geçti" denilecek...
Siz bakmayın İzmir'de, stokçuluk yaptığı gerekçesiyle, bir otomotiv şirketine 545 bin lira ceza yazılmasına...
Stokçuluk sadece otomobil ve yedek parça sektörüne özgü değil ki... Gıdadan giyime, ilaçtan elektroniğe kadar her alanda stokçuluk almış başını gidiyor... Marketlerde, mağazalarda birçok ürün bulunamıyor, şirketler yılbaşında planlanan büyük zamlarla milleti kazıklamak için pusuda bekliyor...
Meselenin özeti bellidir;
Bir yerde haksız kazanç, usulsüzlük, vurgunculuk varsa, ne yapılacaksa devletin kendi gizliliği içinde, acilen ve etkili biçimde yapılmalı...
İnsanları en basit olayda bile, sabahın köründe başka şehirlerdeki otel odalarında gözaltına alan, hatta kara yollarında radar pususu kurarak sürücülere milyonlarca ceza yazdıran devlet, acaba konu kazıkçı, karaborsacı, vurguncu ve stokçular olunca (önlem almalarına fırsat verilmeden) neden bir gece ansızın tepelerine binmiyor ki?..
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac