“Bu seçim ölüm-kalım savaşı...”, “Bu seçim cumhuriyet için son seçim...”
Yukarıdakilere benzer uyarıları son 13 yıldır defalarca duyduk... Bu ülkede azıcık cumhuriyet duyarlılığı olup da bu uyarıları bir kez olsun dillendirmeyen tek cumhuriyet yurttaşı yoktur herhalde?..
Evet, ne yazık ki her defasında karanlık “öcü”ler ordusu geliyor diye korkutulmakta haklıydık... Çünkü AKP’nin iktidara yürüdüğü her seçim, paslı bir dişlinin ucundaki bıçak gibi cumhuriyeti kemirdikçe kemirdi...
Söylesenize; 10 yıl önce Atatürk büstlerine çelenk koymanın, Nutuk okumanın, bayrak asmanın, ulusal bayramları kutlamanın “yasak” olacağını kim söyleyebilirdi ki?..
Ulusalcılığın, Atatürkçülüğün, vatanı-milleti, bayrağı sevmenin neredeyse “terörist”lik olacağını kim iddia edebilirdi ki?..
Ne yazık ki “bu seçim rejimin son seçimi dedikçe” AKP iktidara geldi ve her defasında gerçekten de cumhuriyetle pervasızca savaştı... Hem de cumhuriyet kurumlarının gözleri önünde; satılmış kalemşorlar ve gafillerin desteğiyle!!!
“Bugün yokluktan çağdaşlık yaratan cumhuriyetten geriye ne kaldı” derseniz, yanıtını gafiller ve takım tutar gibi parti tutan zavallılar dışında herkes çok net biçimde görebilir;
Atatürk’ten, laiklikten, aydınlanmadan, Altıok’tan uzaklaşılmış; gericilik-bölücülük kıskacında ihanetin rövanş tuzağına sürüklenmiş, şiddeti dayatarak kazanım elde etme tehdidine teslim edilmiş bir şaşkın ve ürkek ülke...
AYDINLANMA VE GAFİLLER!..
Yalnızca bunlar mı?.. Bu ülkede, gerici ve bölücülerin sokaklarda katliam yapabileceğini, Atatürk heykellerinin ateşe verileceğini, büstlerin yerlerde sürükleneceğini, ayrılıkçıların “IŞİD” bahanesiyle Güneydoğu’da dinci Kürtlere karşı bile katliam emri verilebileceğini kim söyleyebilirdi ki?..
Teröristlerin devletle “özerlik” pazarlığı yapacağını, cemaatin devlet içinde “paralel yapı” kurabileceğini, cumhuriyet karşıtı Fethullahçılarla AKP’lilerin bile kendi aralarında amansız bir savaşa tutuşabileceğini kim hayal edebilirdi?..
En acısı da salt “AKP ile kavgalı” diye bu ülkede, cumhuriyetçi, aydın, “solcu” geçinen parti, dernek, kurum, kuruluş ve medya işbirlikçilerinin cemaatin kucağına oturacağını kim öne sürebilirdi?..
Söyler misiniz; 10 yıl önce bu ülkenin Atatürkçülerinin, gerçek solcularının, eğilmeyen aydınlarının ve ulusalcılarının “terörist” diye cezaevine atılabileceğine kim inanabilirdi?..
Yetmedi?.. Atatürk’ün kurduğu CHP’nin günümüzdeki yöneticilerinin, gerici “sağdan oy alma” uğruna, seçim döneminde cemaatin televizyon kanallarına sığınabileceğini kim düşünebilirdi?..
CHP yöneticilerinin, PKK’nın partisi için her fırsatta “HDP’nin barajı aşması bizi mutlu eder” diye propaganda yaparak asli tabanına bir başka partiyi işaret edeceğini ve bu şekilde kendi oylarını düşürebileceğini kim görebilirdi?..
SAVRULAN CUMHURİYET!..
Peki, adını Atatürk’ün koyduğu Cumhuriyet gazetesinde, Hikmet Çetinkaya gibi korkakların cemaatçilerle kol kola gireceğini, o gazetenin yalnız HDP-PKK’ya değil, cemaate de yanaşabileceğini, yazarlarının “soykırım” zırvasıyla cumhuriyete adeta savaş açabileceğini kim düşünebilirdi?..
Geçmişteki kanlı süreç bir çırpıda unutularak; PKK’nın partisi HDP’nin cemaatçiler, sahte solcular, dönekler, liboşlar, Atatürk ve cumhuriyet düşmanları tarafından elbirliğiyle pohpohlanacağına kim inanabilirdi?..
Daha düne kadar PKK ve Öcalan için “bebek katili” diye manşetler atan Doğan Grubu ile cemaat medyasının HDP’yi parlatmak için televizyonlarda bağlamalı-darbukalı şovlar düzenleyeceğini kim sezebilirdi?..
Ve ne yazık ki bu ülkedeki zavallı bir güruhun, gericiliğin panzeri olacakmış gibi bölücülüğün uzantılarına alkış tutarak “gaflet, dalalet ve hatta hıyanet” içine düşeceğini kim düşleyebilirdi?..
Yalnız kinci cumhuriyetçilerin değil, gericisi, bölücüsü, Sorosçusu, cemaatçisi, işbirlikçisi ve Altıok’u kelepçelemiş Truva kısraklarının da bu koroya katılmaktan çekinmeyeceğini kim kestirebilirdi?...
İŞTE SEÇMENİN ROTASI...
Evet; tüm bunları okurken ve yine “bu seçim cumhuriyet için son seçim” derken, cumhuriyeti tahrip eden tek mekanizmanın AKP’den ibaret olduğunu mu düşünüyorsunuz?..
Gericiden-bölücüden, oy alma gafletiyle AKP’ye benzeyen muhalefetin beceriksizliğini, güvendiğiniz dağların tepelerindeki karları görmüyor musunuz?..
Yalnız AKP’nin değil; onunla mücadele etmesi gerekenlerin de ne yazık ki Atatürk’ten, laiklikten, cumhuriyetten, aydınlanma ve Altıok’tan uzaklaştığını, rotalarından çıktığını, ideolojik savrulmayla cumhuriyeti yalnız bıraktığını fark etmiyor musunuz?..
Sözün özü; cumhuriyet ne yazık ki, gericilik-bölücülük ve onlara karşı duramayanların işbirlikçilik kıskacında her geçen gün giderek eriyor...
İşte tam da bu zamanda; “bu cumhuriyetin son seçimi olabilir” diye isyan edebilirsiniz... O halde sakın ola gaflete düşmeyin; gericiye, bölücüye, Atatürk, Altıok ve cumhuriyetten uzaklaşanlara sakın ola oy vermeyin...
Takım tutar gibi parti tutan gafilleri bir an önce uyandırın, “cumhuriyet, laiklik, aydınlanma, vatan, ulus, bayrak” diyenlerin safına geçiniz... Zihinlerdeki barajları, barikatları geç kalmadan yıkınız...
Unutmayın ki, bu kazanımları savunmayan cumhuriyeti savunamaz... Unutmayın ki, bu yaşamsal değerleri sahiplenmezsek geriye cumhuriyet diye bir şey de kalmayacak!..
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac