'GÜL ERDOĞAN'A KAZIK ATTI' SANAN YANILIR

Haber kanalları, internet siteleri haberi "flaş" başlıklarıyla duyurdu. Haber şu; "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Mısır'da devlet başkanı seçilen Sisi'ye kutlama mesajı gönderdi."

Aslında "sıradan" bir haberin "flaş" olmasının nedeni, Başbakan Erdoğan'ın, Mursi'nin devrilmesinden bu yana Mısır'a yönelik çok sert eleştiriler yapması, bu ülkeyi neredeyse yok sayması, büyükelçimizin geri çekilmiş olması.

Başbakan'ın Sisi adını duyduğunda bile tüyleri diken diken olurken Cumhurbaşkanı'nın Mısır'ın yeni devlet başkanını kutlaması ister istemez akla "Gül Erdoğan'a kazık mı attı, devletin tepesinde Mısır'la ilgili görüş ayrılığı mı var?" sorularına neden oldu.

Sakin olun, ne Gül Erdoğan'a kazık atıyor, ne de devletin tepesinde bir görüş ayrılığı var.

İşin özeti, "Gül'ün iyi polisliği, Erdoğan'ın da kötü polisliği oynuyor" olmasıdır.

Dikkat edin, Gül Sisi'yi ne zaman kutladı? Seçimden hemen sonra mı? Hayır. Amerikan Başkanı Obama Sisi'ye mesaj gönderdi, Gül de hemen arkasından kutlamada bulundu.

Bu kutlamanın başbakandan habersiz yapılması da mümkün değildir.

Gül'den Erdoğan'a rağmen Cumhurbaşkanlığı'na adaylığını koymasını bekleyenler boşuna ümitlenmesin.

NE GÜZEL SÖYLEMİŞ ATALAR, 'YEDİĞİN HURMALAR BİR YERİNİ TIRMALAR' DİYE

Vahşi cinayetleriyle İslam dinine de büyük zararlar veren El Kaide'nin geliştirip büyüttüğü IŞİD Türkmenlerin de yoğun olarak yaşadığı Musul'u ele geçirdi.

Türkiye'de bir telaş var şimdi.

Cumhurbaşkanı devlet adına konuştu, "Bu kabul edilemez, mutlaka müdahale edilir" dedi.

Başbakan ve diğer ilgililer aralıksız toplantılar yapıyorlar.

İyi de, bütün bunlar Türkiye'nin "derin Suriye politikası" yüzünden olmadı mı?

Bundan tam bir buçuk yıl önce yazdığım zaman kuşku duyanlar olmuştu. Esad'ı devirmek için vargücüyle çalışan Türkiye Afganistan'dan, Pakistan'dan, Libya'dan 10 binin üzerinde El Kaide militanını Türkiye'ye getirmişti.

Bu militanlar bizim topraklarımızda eğitildi, beslendi, Suriye'deki iç savaşa gönderildi. Yaralananlar geri getirildi, tedavi edildi, tekrar gönderildi.

10 bin olan El Kaide militanı sayısı giderek daha da arttı. Aralarında kavgalara bile başladılar.

Ve şimdi bu cinayet şebekesinin IŞİD kanadı tam da Kürtlerle petrol dansına başladığımız bir sırada Musul'u işgal ediverdiler.

Eee, ne demiş atalarımız: "Yediğiniz hurmalar bir yerinizi tırmalar."

Çık bakalım işin içinden çıkabiliyorsan.

ADAM BİR HUKUKSUZLUK ABİDESİ

Ağzından "demokrasi, hukuk, insan hakları" kavramları hiç düşmüyor.

Düşmüyor düşmemesine de yaptığı her iş, söylediği her söz demokrasiye de hukuka da insan haklarına da karşı.

Halkın protestolarını "darbe" olarak niteleyip polisi saldırtıyor, 11 kişinin ölümünden sonra "Emri ben verdim" diyebiliyor.

Türkiye'ye giriş yapan kaçakçıları terörist zannederek ölüm fermanlarını imzalayabiliyor.

Kendine oy vermeyen herkesi hain, dış güçlerin maşası, nesebi gayri sahih, paralelci ilan etmekten çekinmiyor.

"Teröriste dokunmayın" talimatı verebiliyor.

Sonra işine gelmeyince "Neden vurmadın?" diye sorabiliyor.

İşte dün de kendi belediye başkanlarına "Cemaate ne verdiyseniz geri alın, onlardan gelen hiçbir isteği yerine getirmeyin" dedi.

Çünkü adam hukuksuzluk abidesi.

Zamanında cemaate verdikleri hukuksuzdu, yerine getirdiği istekleri hukuksuzdu. Şimdi aynı yöntemle geri istiyor.

Mesele bu kadar basittir.

AMAN SAKIN SÖYLEME

Adam şiddetle akan dere kenarından geçerken birini sularla boğuşurken görmüş.

Hemen bir ağaç dalı bulup, dereye eğilerek adama uzatmış ve sudan çekip çıkarmış.

Adam çamur içinde, yüzü gözü görünmüyor. Kendini kurtarana şöyle bir baktıktan sonra "Tanımadın beni, ben başbakanım, dile benden ne dilersen" demiş.

Bir anda adeta kanı çekilen adam hızlı adımlarla dere kenarından uzaklaşırken "Aman" demiş, "sakın seni benim kurtardığımı kimseye söyleme, başka ihsan istemez."


https://twitter.com/can_atakli_