BUNU YAZMAK GEREK
Helalleşme derken, bu suç duyurularını unutmayın ama
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” sözü CHP’de olduğu kadar iktidarda da fırtınalar yaratıyor.
Gerçi Kılıçdaroğlu, “Hukuk çerçevesinde elbette hesap sorulacaktır” diyor demesine de bir iktidar değişikliği halinde “her şey, yapanın yanında kâr kalacakmış” havası da doğmadı değil.
CHP’nin hesap sorma ile ilgili ciddi bir hazırlığı var mı bilmiyorum ama Halkın Kurtuluş Partisi’nin bugüne kadar yaptığı suç duyuruları bile yeter aslında.
Bugün sizlere Halkın Kurtuluş Partisi’nin ekim ayında yaptıkları suç duyurularını topluca sunmak istiyorum.
Hepsi kayıt altında nasıl olsa, yeter ki diğer muhalefet partileri de bu konuda duyarlı davransın.
1 Ekim 2021
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Milli Eğitim Eski Bakanı Ziya Selçuk, Ulaştırma Eski Bakanı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, Ankara Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı İ. Melih Gökçek, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Mehmet Özhaseki, TCDD Eski Genel Müdürü Süleyman Karaman, AKP MKYK Eski Üyesi Ayşegül Esra Atik, 2014-2015 yılları arası AKP İzmir İl YK Üyesi Rahmi Genç, AKİT Kurucusu ve Yöneticisi Mustafa Karahasanoğlu hakkında “Adnan Oktar Cemaati’ne yardım ve yataklık” iddiasıyla….
4 Ekim 2021
Sayıştay raporlarında tespit edilen usulsüzlükler nedeniyle; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hazine ve Maliye Eski Bakanı Berat Albayrak, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Aile ve Sosyal Politikalar Eski Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Ulaştırma ve Altyapı Eski Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Bakan Yardımcıları, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Başkan Yardımcıları hakkında “Görevi Kötüye Kullanma”, “İhaleye Fesat Karıştırma”, “Zimmet” ve “Denetim Görevinin İhmali” iddiasıyla 6 ayrı suç duyurusu.
5 Ekim 2021
Dindar bir anayasa hazırlanması ve ilk dört maddenin değiştirilebilir olması çağrısını yapan Cumhurbaşkanlığı YİK Başkanvekili ve TBMM eski Başkanı İsmail Kahraman hakkında “Anayasayı İhlal”, “Yasama Organına Karşı Suç”, “Hükümete Karşı Suç” ve “2820 Sayılı Siyasi Partiler Yasasının 86 ve 87’nci Maddelerini İhlal” iddiasıyla suç duyurusu.
9 Ekim 2021
Sağlık sorunları nedeniyle 21 Şubat 2019’da TBMM’de yemin eden ve daha sonra Meclis’e gelmeyen CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın vekilliğinin düşürülmesi ve 2018’den itibaren ödenen maaşların faizi ile birlikte geri alınması için TBMM Başkanlığı’na yapılan başvuru.
12 Ekim 2021
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Fahrettin Poyraz ve Genel Müdür Yardımcısı Davut Arpa’nın birçok kurumdan maaş almasına karşı HKP avukatları, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Fahrettin Poyraz ve Davut Arpa hakkında “Görevi Kötüye Kullanmak Suretiyle Kamuyu Zarara Uğratmak” iddiasıyla suç duyurusu.
16 Ekim 2021
TÜGVA üzerinden ordu, emniyet ve diğer kamu kurumlarına yüzlerce kişiyi yerleştirilmesi, bu kişilerle ilgili sicil listeleri tutulması iddiasına karşı TÜGVA Kurucusu Bilal Erdoğan, TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu ve TÜGVA Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında, “Görevi Kötüye Kullanma” ve “Nüfuz Ticareti” suçlarından suç duyurusu.
18 Ekim 2021
Fehmi Koru’nun, 17-25 Aralık sürecinde Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün talimatıyla FETÖ lideri Fethullah Gülen’le görüştüğünü ve Fethullah Gülen’den bir mektup getirdiğini itiraf etmesi üzerine Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Fehmi Koru hakkında, “Suç işlemek için Örgüt Kurmak”, “Zimmet”, “İrtikâp”, “Görevi Kötüye Kullanma” ve “Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi” iddiasıyla suç duyurusu.
26 Ekim 2021
Ekmeğini çöplerden çıkartan atık kâğıt işçilerine düzenlenen polis müdahalesine karşı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Vali Yardımcıları, İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş ve İstanbul İlçe Emniyet Müdürleri hakkında, “Zor Kullanma Yetkisine İlişkin Sınırın Aşılması ve Görevi Kötüye Kullanma” iddiasıyla suç duyurusu.
28 Ekim 2021
“Muhtarlar diyor ki ‘Mahkeme kararı var yıkamıyoruz.’ Ya arkadaş sen gece yık, mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin. Kim yıktı biz nereden bilelim ya” diyen Süleyman Soylu hakkında “Basın Yoluyla Suç İşlemeye Tahrik” iddiasıyla suç duyurusu.
1 Kasım 2021
Demirören Holding’in Ziraat Bankası’ndan çektiği 300 milyon dolar ve 1 milyar 118 milyon lira krediye karşılık ipotek ettirdiği İstanbul Göktürk Kemer Country’deki golf sahası arazilerinin, Ziraat Bankası tarafından eski sahibi Demirören’e 15 milyon liraya kiralanması üzerine Yıldırım Demirören, Recep Tayyip Erdoğan, Berat Albayrak, Lütfi Elvan, Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, Ziraat Bankası Eski Genel Müdürü Hüseyin Aydın, 2018-2021 yılları arasında görev yapan Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcıları ve Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında “Nitelikli Dolandırıcılık”, “İrtikâp”, “Görevi Kötüye Kullanma” ve “Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi” iddiasıyla suç duyurusu.
Bİ SORALIM BAKALIM
Tamam, sormak yasak ama gerçekten bu kadar para nereye gidiyor?
Zamanında sadece başbakanlar kullanırdı örtülü ödeneği.
Başbakan, icranın başıydı.
Çok önemli bir olay karşısında eğer acil para bulunması gerekiyorsa bu hemen bulunmalıydı.
Bu nedenle başbakanların kullanması için böyle bir ödenek ayrılmıştı.
Başbakanlar, örtülü ödeneği nereye harcadıklarını açıklamak zorunda değildi.
Üstelik bunun açıklanması da istenemezdi.
Örneğin bir milletvekili “Örtülü ödenekten nereye para harcandı?” diye bir soru önergesi veremezdi.
Bunun da ötesinde örtülü ödenekten harcanan parayı açıklamak da suç sayılıyordu.
Peki örtülü ödenekten nereye para harcanır?
Keyfe harcanmaz elbette.
Devletin çok acil yapması gereken bir işte kullanılır örneğin.
Bunlar da genellikle istihbaratı ilgilendirdiği için zaten gizlidir ve hatta bazıları hukuka da pek uygun olmayabilir.
Örtülü ödenekler bütün dünyada vardır. Bugüne kadar başbakanların örtülü ödenmek harcamaları neredeyse hiç konu olmadı.
Çünkü her dönemde bütçede ayrılan payın üzerine çıkıldığı görülmedi hatta öyle ki çoğu zaman örtülü ödenekler bir sonraki yıla geçilirken arttı bile.
Ancak Erdoğan döneminde her şey çok daha farklı oldu. Öncelikle örtülü ödenek çok ciddi biçimde artırıldı.
Yetmedi hemen her yıl ek ödenek ayrıldı.
Örneğin ekim ayında örtülü ödenekten 311 milyon lira harcanmış. Bu rakam eylül ayında 93 milyonmuş.
2021 bütçesinde saraya 2 milyar liralık örtülü ödenek konmuş.
Ama daha onuncu ay bittiğinde bu rakam zaten 2 milyar 200 milyon lira olmuş bile.
Tamam sormayalım soramayalım da, insan haliyle çok merak ediyor.
Öyle değil mi?
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
İsrail’le “tutuklu takası” yapılabilirmiş
Çamlıca Kulesi’nin seyir alanından Erdoğan’ın evinin fotoğraflarını çektikleri gerekçesiyle üç İsrailli yakalandı biliyorsunuz.
Terörle mücadele ekipleri ve Cumhurbaşkanlığı korumalarının ortak operasyonu ile gözaltına alınan bu kişiler daha sonra tutuklandı.
Suçları askeri ve siyasi casusluk.
Erdoğan’ın evinin fotoğraflarını çekerek casusluk yaptıkları ileri sürüldü bu kişilerin.
İsrail devleti biraz şaşkın “Bu kişiler sıradan insanlar, neden böyle bir yolla casusluk yapsınlar ki?” diye sordular.
Sonra dışişleri bakanlığı ile ilişkiye geçtiler. En azından karı-koca İsraillilerle bir görüşme ayarladılar.
Bakalım arkası ne olacak, bilmiyoruz biz de beliyoruz.
Dün istihbarattan emekli bir dostum aradı “Bak bakalım İsrail’de tutuklu Türk var mı?” dedi gülerek.
“Niye?” diye sordum.
“Ben var diye biliyorum, buradan Mescid-i Aksa önündeki gösterilere gönderilen Türkler var, İsrail onlardan bazıları yakalamıştı, bu üç kişiyi onlarla takas itmek için kullanabilirler” diye ekledi.
Sonra da telefonu kapadı.
Olabilir mi?
Niye olmasın ki..
KOMİK
Ne yani şimdi intiharla mı övünüyorlar?
Yıl 1995’ti.
Recep Tayyip Erdoğan çok küçük bir farkla İstanbul’a belediye başkanı seçilmişti.
Henüz görevinin birinci yılındaydı.
Seçilmeden önce hükümetin “İstanbul Boğazı’na Üçüncü Köprü” projesi vardı.
Erdoğan o sırada İstanbul’u kazanmış muzaffer bir komutan edasıyla DYP-SHP hükümetine kafa tutuyordu.
“Üçüncü Köprü bir cinayettir, bu bir intihar olur” diye bağırıyordu o sıralar.
“İnşallah bu proje başlamadan bu hükümet gidecek, İstanbul bu ihanet projesinden kurtulacak” diyordu.
Erdoğan yıllar sonra iktidara geldi.
Artık başbakandı ve geçmişte, muhalefette olduğu sırada söylediklerinin tam tersini yapmaya başladı.
“Bu bir cinayettir intihardır” dediği üçüncü köprünün temelini 2013’ün Mayıs ayında kendisi attı.
Köprü inşaatı 27 ayda tamamlandı ve Ağustos 2016’da trafiğe açıldı.
2017 yılında Eskişehir’de konuştu Erdoğan.
Artık geçmişi tamamen unutmuştu.
Çanakkale Köprüsü’nü kastederek bakın aynen şunları söylemişti;
“Yarın, dünyanın bir numaralı köprüsünün temelini atıyoruz. Hani Türkiye batmıştı, bitmişti. Cebimizden bir kuruş çıkmıyor bakın. Niye? Türkiye güvenli bir ülke, güvenilir bir ülke. Türkiye’yi anlayan anlıyor. Anlamayan, o inadında devam ediyor. Biz ‘hayır’cıları yeni tanımadık. Hatırlayın, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü yapılırken ona “Hayır” diyenleri biliyorsunuz değil mi? Aynı şekilde Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne “Hayır” diyenleri biliyorsunuz değil mi? İzmit Körfezi’ni birbirine bağlayan Osmangazi Köprüsü’ne “Hayır” diyenleri biliyorsunuz değil mi? Marmaray’a “Hayır” diyenleri biliyorsunuz değil mi? Avrasya Tüneli’ne “Hayır” diyenleri biliyorsunuz değil mi? Şimdi merak ediyorum, Çanakkale Köprüsü’ne ne diyecekler? Sıkıysa “Hayır” desinler. Diyemezler, hep yanıldılar.”
Nereden nereye?
Dün “intihar, cinayet” diye karşı çıktıklarını bugün “Biz yapınca böyle büyük eserler yaparız” diye göklere çıkarıyorlar.
https://twitter.com/can_atakli_