HİKÂYE UZUN BU KÖŞEYE SIĞMAZ!

BM yememiş içmemiş dünyanın en mutlu ülkelerini; özgürlükler, baskı hissi, yolsuzluk endeksi, sosyal destek, milli gelir gibi ölçüleri dikkate alarak sıralamış. Buna göre ülkemiz 149 ülke arasında Kamerun, Gine, Gambiya, Güney Afrika’nın ardından kendine ancak 104.sırada yer bulmuş…

Yine akademik özgürlüğü en fazla azalan 6 ülke içinde ülkemiz 100 üzerinden 5 puan almış…

TÜİK’in verilerine göre nüfusun 3’te 1’i ağır yoksulluk içinde yaşıyormuş. 23 milyon 704 bin yoksulu olan ülkemiz, gelir eşitsizliğinde Avrupa birincisi olmuş…

27 farklı üniversitede toplam 8 fakülte kapatılırken, 6 ayda CB tarafından bir imzayla 50 fakülte daha kurulmuş. Saray bir kez daha YÖK’ü devre dışı bırakmış…

Son 10 yılda YKS’ye 22 milyon kişinin girdiği, 207 üniversiteye sahip ülkemizde; “Kaynak yok, liyakat yok hoca yok, alt yapı yetersiz. Buna karşın öğrenci çok! Dünya standartlarını ancak birkaç vakıf üniversitesi yakalamış!” şeklinde açıklama yapan yetkililere göre üniversitelerimizin sadece 1/4’ü üniversite niteliği taşıyormuş…

Bu arada bu yıl liselerden 227 bin kişi mezun olmasına rağmen, mezunların 12 katı aday sınavlara giriyormuş. Yüksek Öğretime Kabul Sınavına 22 milyon kişi girse de 13,8 milyon kişi işsiz güçsüz ortada dolaşıyor, 2021 TÜİK verilerine göre başı da 418 bini lisans, 18 bini yüksek lisans, 766 doktoralı, 2 milyonu aşkın üniversiteli işsizimiz çekiyormuş…

Yine ülkemiz ne okulda ne işte olan yüzde 29’luk genç nüfusuyla OECD ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyormuş. Baskı iklimine, sık sık değişen YKS ve TYT sistemine, binlerce doktorun daha rahat çalışma koşulları ve şiddet ortamından uzaklaşmak adına ülkeyi terk etmeye hazırlandığına, Boğaziçi’nin başına gelenlere hiç girmiyorum…

Ancak! CB’na göre; “Dünyanın en çevreci projesi sayılan, her aşaması hukuka ve bilime uygun olan, kalkınma tarihinde yeni bir sayfa açacak olan, amacı İstanbul’un geleceğini kurtarmak olan, Türkiye’nin gururu sayılması gereken çılgın proje 6 yılda bitecek ve 15 milyar dolara mal olacak!” şeklinde tanıtılan Kanal İstanbul konusu hakkında bu kadar açıklamayla yetiniyorum…

Tabii ki her şey bu kadar iç karartıcı değil. Yerli yabancı 20 üniversiteden fahri doktora unvanı alan ve bu sanların hakkını vermek için gecesini gündüzüne katan CB YÖK’ü ve diğer kurumları devre dışı bırakarak, ihtiyaç var mı, yok mu demeden geçen hafta 10 fakülte daha açmaya karar verdi ve düğmeye bastı. 2 milyon 600 bin öğrenci sınava girecekmiş, çoğu yurt, kalacak yer, burs bulamıyormuş, mezun olunca iş yokmuş. Geçiniz önemli olan Kırgızistan’dan Saraybosna’ya, Hindistan’dan Uganda’ya, Peru’dan Katar’a, Adis Ababa’dan Japonya’ya verilen doktora payeleridir. Aslında yetmez, sayının 207 olması gerekir! Nokta…

Yazımı bitirirken tek bir soruyla yetiniyorum! Bir yanda öfkelenenler, bir yanda meraklananlar, bir yanda yaptıklarında durmadan kusur arananlar, bir yanda suçlu bulmak için bin dereden su getirilenler, bir yanda hiçbir adımından pişmanlık duymayanlarla bu gemi su almaz mı? Ya da soru çok, yanıt yoksa bu durum garip ve sıra dışı sayılmaz mı? Yine nokta…