Neredeyse bir yüzyıl sonra yeniden başımıza geçirilmek istenen “Yeni Sevr” planlarını bozacak, ülkeyi kanlı bir iç savaştan, paramparça olmaktan kurtaracak yalnızca bir tek güç vardır: Cumhuriyetçi Cephe.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü gazetesinden arkadaşımız Saygı Öztürk’ün röportajında gayet açık bir tespit yaptı:
- Ülke bir iç savaşa doğru gidiyor!..
Bizim, epey uzun süredir yazdığımız, Tv’lerde dillendirdiğimiz “felaketi” ana muhalefet lideri olarak doğruladı, üstelik altını çizerek... Doğru, ülke bir iç savaşın eşiğine kadar yuvarlanmış durumda.. Güneydoğu’da artık polisi, askeri bırakın bir yana, devlet tüm organlarıyla yok hükmünde!.. PKK, güvenlik gücüyle, yargısıyla hatta vergi toplayan maliyesiyle adeta adı konulmamış bir devlet görünümünde!.. Ülkenin Başbakanı sıfatını taşıyan Davutoğlu, PKK’nın ilçeleri dahi ele geçirdiğini, köklü aileleri, esnafı göçe zorladığını itiraf etti bile.. Bu en yetkili ağızdan yapılmış bir itiraf olmasının yanında çok daha vahim bir sonuca da işaret ediyor ne yazık ki:
- Ülke yalnızca bir iç savaşa değil, çok kanlı sonuçlar doğurabilecek bir parçalanmaya da gidiyor!..
Üstelik yalnızca Kürt sorunu nedeniyle bir parçalanmadan söz etmiyorum; 2015 Türkiye’nin Ermeni sorunuyla da tahayyülleri aşabilecek bir boğuşmasına sahne olabilir. Bir iç savaşın yaşandığı, çok önemli bir coğrafyadaki bir ülke, birden fazla bölünmeler için de en müsait ülkedir, tarihte çok sayıda örneği var!.. Çok uzakta aramanıza da gerek yok; kendi yakın tarihimizde en yalın şekliyle bulabilirsiniz!..
- Ancak, başımıza sarılan bu büyük bela, Türk milletinin kaderi değildir!..
* * *
Türk milleti bu büyük emperyal oyunu çözebilecek güçtedir...
Öncelikle, bu iktidarın Türkiye üzerine oynanan oyunları, yapılan pazarlıkları önleme, ülkeyi bu kaos ortamından çıkarma gücü yoktur, olamaz da!.. Çünkü, iktidardaki parti, bizzat bu oyunların, bu pazarlıkların, kısacası içinde bulunduğumuz felaketin hazırlayıcılarının kuyruğunda bir partidir. Bir diğer deyişle;
- AKP bir proje partisidir!..
Bunu bizler zaten yıllardan beri yazıp, söylüyoruz hadi bunu geçelim.. Son söyleyenlere bakalım; Merkez Parti Genel Başkanı Abdürrahim Karslı televizyon ekranından açıkça ilan etti:
- Abdurrahman Dilipak, AKP’nin ABD, İngiltere ve İsrail tarafından kurulduğunu iddia etti ve kuruluşa destek veren bu güçlerin şu üç şartı ileri sürdüğünü söyledi:
1) Biz sizi iktidara taşıyalım.
2) Size karşı çıkacak olanları opere edelim.
3) Size gerekli finansal destekleri getirelim.
Karşılığında istedikleri ise şunlardı:
a) İsrail’in güvenliğini artıracaksınız, önündeki engelleri kaldıracaksınız.
b) Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), yani sınırların değişmesi.
c) İslam’ın yeniden yorumlanmasında bize yardımcı olacaksınız...
Ali Bulaç ve Abdurrahman Dilipak gibi iki İslamcı yazar da tanıklıklarını beyan edince “proje” olanca çıplaklığı ve vahametiyle ortaya dökülüverdi!.. Eğer ABD, İngiltere ve İsrail üçlüsünün vermek ve almak istediklerine bakarsanız, tümünün gerçekleştiğini görebilirsiniz:
1) AKP mucizevi bir süreç sonunda, yüzde 34 oyla TBMM’nin yüzde 66 sandalyesinin üzerine oturuverdi.
2) Ona karşı çıkanlar müthiş operasyonlarla (Ergenekon, Balyoz, OdaTv vs..) oyun sahasının dışına itiliverdi!..
3) Yıllarca her sıkıştıklarında finansal destek anında yaratılıverdi!..
Karşılığında ne aldıklarına bakalım;
a) İsrail her anlamda kollandı. Siz “one minute”, “Mavi Marmara” oyunlarıyla oyalanırken, örneğin Malatya Kürecik’e füze kalkanları kuruluverdi!.. İran bize mi füze yollayacaktı acaba?!. Suriye, Hangi füzeleriyle Türkiye’yi vuracaktı acaba?. geçiniz...
b) BOP’un eşbaşkanı olduğunu defalarca iftiharla söyleyen Başbakan, Ortadoğu’da ki her türden “değişime” milyonlarca insanın kanı pahasına destek oldu...
c) Vee, islamın yeniden yorumlanması ayağını da Fethullahçılara pas etti. Ama Tayyip Bey işin bu kısmını pek içine sindiremediği için Fethullah Gülen’le boğaz boğaza geldikten sonra ipe un sermeye başladı!..
İşte yukarda yazılı olan nedenlerden dolayı, bir “Proje Partisi” olan AKP iktidarı, emperyal planların bozulmasında hiç bir rol alamaz, almamalıdır da!..
Neredeyse bir yüzyıl sonra yeniden başımıza geçirilmek istenen “Yeni Sevr” planlarını bozacak, ülkeyi kanlı bir iç savaştan, paramparça olmaktan kurtaracak yalnızca bir tek güç vardır:
- Cumhuriyetçi Cephe.
En geniş anlamda, Cumhuriyete bağlı, ülkeyi “çağdaş, laik ve sosyal hukuk devleti” olarak yeniden inşa etme şiarına bağlı tüm Cumhuriyetçilerin, yurtsever solcuların, millicilerin kuracağı bir ittifak, ülkeyi bu bataklıktan, bu kan deryasından kurtarabilir..
Gelecek yazıda, bu güç birliği ya da ittifakın nasıl olması gerektiğini, anayasasını ve en temel programını sizlerle paylaşacağım. 2015, bu ülkenin nereye doğru evrileceğinin ya da devrileceğinin çok açık bir şekilde ortaya çıkacağı yıl olarak tarihe geçecek ve önümüzde yalnızca 6 aylık bir süre var.
- Başkaca hiç bir şansımız da yok!..
2015’in , Aydınlık bir Türkiye’nin kurulacağı bir yıl olması dileğiyle...
https://twitter.com/umit_zileli