İkinci Dünya Savaşı’nda girişilen ve Hiroşima ve Nagazaki’ye atılarak savaşın sonunu getiren atom bombası sadece ABD’nin tekelinde kalmadı. İngiltere, Fransa, Rusya, Çin de nükleer silaha sahip oldu. Kuzey Kore, Hindistan, Pakistan ve İsrail de nükleer silah üretme potansiyeline sahip olan diğer ülkeler.
Ama her ülke bu silaha kavuşmanın özlemlerini yaşadı. İran da bu ülkelerin başında geliyor. İran 1979’da Şii İslam devrimini yaptığında batıdan kopmuştu. Irak savaşı ve Ortadoğu’da İsrail’in güvenliği nedeniyle ABD ile didişmesi İran’ın oldukça yordu. Ortadoğu’nun yeniden şekillenmesinde pozisyon alan İran nükleer programı ile Batı’nın hedefindeki bir ülke idi. 2010’dan beri uygulanan ekonomik ambargo sonucunda 100+ milyar dolar parası yurt dışında bloke edilmiş ve ambargolarla dünya ekonomik sisteminin dışına çıkmış İran ile ABD, Britanya, Rusya, Fransa, Çin ve Almanya Lozan’da anlaşmayı imzaladı. Artık İran dünya ekonomik sistemin bir parçası haline geldi.
Bunun dünya, bölge ve Türkiye ekonomisini etkileyeceği kesin. Bizi ne yönde etkiler ve beklentiler nedir, onu analiz edersek olumlu bir gelişme olacağını söyleyebiliriz.
TÜRKİYE-İRAN TİCARET HACMİ ARTAR
Bugün için 14 milyar dolar olan ticaret hacmi 2016’da 30 milyar dolara ulaşacağı bekleniyor.
- İran, büyük nüfusu ve pazarıyla Türkiye’ye başta dayanıklı tüketim malları olmak üzere birçok sektör için yeni fırsatlar yaratacak.
- Türkiye otomotiv yan sanayicileri İran’a satışlarını arttırabilecek.
- İran’la ayakkabı sektöründe hızlı bir ticaretin olması bekleniyor.
- Kimyanın kozmetik, plastikler ve mamulleri, eczacılık ürünleri, boya, organik kimyasallar gibi en önemli alt gruplarının ihracatında artış olacak.
- 2009 yılında 433 bin ton olan 2015’in ilk altı ayında 51 bin ton civarında kalan çelik ihracatının artık eski günlere dönmesi mümkün olacak.
- İran petrol ve doğalgazı, Türkiye üzerinden Avrupa’ya aktarma olanağı doğabilir.
- İranlı turist sayısında artış olacak. Türkiye’den İran’a giden turist sayısını yıllık 50 bin, bu rakamın 150 bine yükselmesi, İran’dan Türkiye’ye gelen 1 milyon turistin de 2 milyona yükselmesi bekleniyor.
- Büyük markalar İran’da mağaza açma konusunda önemli adımlar atacak. Özellikle tekstil sektörü bundan ciddi biçimde yararlanabilecek.
- Külçe altın ile ticaret dönemi kapanacak.
- Kayıt dışı dış ticaret ve aracılı işler sona erecek.
- Taşımacılık soluklanacak birçok kamyoncuya iş kapısı açılacaktır.
- İran petrolünün devreye girmesi ile petrolde ucuz fiyat politikası istikrar kazanabilir. Türkiye, piyasaya gelecek ekstra arzdan sonra petrol fiyatları üzerinde oluşacak baskıdan açık bir şekilde faydalanacağını uzmanlar dile getiriyor.
- İran ile yapılan 1 Ocak 2015’te yürürlüğe giren tercihli ticaret anlaşmasının da katkısı ile İran ile ticari ilişkilerimizin gelişmesi büyük olasılık.
- Bu anlaşma bölgede savaş riskinin azalmasını sağlarsa istikrarın gelişmesiyle bölgede yatırımlar artar.
- Dünya sistemine kapalı İran’ın ciddi revizyon yatırımlarına ihtiyacı var.Bunun için Türk yatırımcıları ve yüklenicileri için yeni pazar olanağı doğar.
BUNUN YANINDA RİSKLER DE VAR
İran zengin bir ülke. Bu anlaşmadan sonra bize sağlayacağı avantajlar yanında önemli risklerin de doğacağını özellikle reel sektör temsilcileri öngörüyorlar.
- İran’a ürün satmak için lisans alma gerekliliği reel sektörü zorluyor.
- İran, tarımı etkileyen gübreler, organik ve inorganik kimyasallar, yakıt ve plastik hammaddeleri bakımından oldukça zengin. Bu bize rakip olması demek.
- İran’ın Ortadoğu’da ki politikasını değiştirmeyeceği ve Suriye için 6 milyar dolar harcayan İran’ın elinin daha güçlü olacağı ve bu nedenle siyasi anlamda beklenen istikrarın olmayacağı fikri de birçok kişi tarafından paylaşılıyor.
- Küresel ölçekte firmalar da İran’a akın edecek. Bu da Tük yatırımcıların ciddi rakiplerle yarışması anlamı taşıyacak.
Ama herhalde bu anlaşma, Türkiye’nin ekonomisini olumlu etkileyecektir. Yeter ki dış politikada mezhepçiliği ve duygusallığı bırakıp akılla hareket edelim.
https://twitter.com/MPamukoglu
https://www.facebook.com/mustafa.pamukoglu.90