KOALİSYON-OPERASYON

Türkiye’nin iki ana gündemi var:

Koalisyon ve Operasyon...

İkisi de benziyor.

İkisi de –syon ile bitiyor.

Birisi yapıcı ikincisi ise yıkıcı olarak yansıtılıyor.

Büyük medya, AKP ile CHP arasında koalisyon kurulursa gerginliğin azalacağını, yapıcı bir iktidara kavuşacağımızı, 
Çözüm Süreci’ne devam edileceği fikrini şırınga ile zerkediyor. Aynı koalisyona HDP dışarıdan destek vereceğini belirtiyor, MHP kendisini mümkün olduğunca uzağında tutuyor.

Aynı medya, PKK’ya yönelik operasyonları  
Çözüm Süreci’nin ve dolayısıyla barışın yıkımı” olarak yansıtıyor. HDP operasyonlara da aynı çerçevede yaklaşıyor. MHP ise operasyonları alkışlıyor ama hükümeti de terörün sorumlusu olarak gösteriyor.

Bütün cepheleriyle ele alalım ki, kafalardaki soru işaretlerine bir nebze ışık tutalım:

ERDOĞAN’DAN MHP’YE ARACI

AKP: Herkesin merak ettiği konu Tayyip Erdoğan’ın CHP ile yapılacak koalisyona bakışı. Erdoğan’ın gönlünde yatanın erken seçim ile kendi kontrolündeki bir AKP’nin tek başına iktidar olması olduğu yazılıyor. Ancak aynı Erdoğan’ın AKP ile MHP’nin koalisyonuna sıcak baktığı ise işlenmiyor. Bir kesin bilgiyi biz paylaşalım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MHP’ye adam yolladığı ve ikna etmek için bazı öneriler yaptığı güvenilir kaynaklardan aktarıldı. Bu da Saray’ın MHP seçeneğinde de ısrarcı olduğunu gösteriyor. AKP’de operasyonlara bakış açısı ise görünen kadarıyla net. Ancak Ahmet Davutoğlu’nun PKK ile PYD’yi aynı kefeye koymaktan imtina etmesi ve yine özel olarak duyduğumuz bilgiye göre CHP’ye “Çözüm Süreci’ni sizinle sürdürmek istiyoruz” demesi Davutoğlu’nun kafasında Erdoğan’dan ayrı bir plan mı var sorusunu gündemimize getiriyor.


CHP, MERKEZ MEDYA GİBİ


CHP: Parti yönetimindeki dönüşümün tamamlanmasıyla, CHP’de Atatürkçü-Ulusalcı kanadın görüşleri tamamen devre dışı bırakıldı. Bu nedenle Davutoğlu’nun AKP’sine sıcak bakılırken, Erdoğan’ın müdahalelerine karşı da kamuoyu nezdinde basınç oluşturma çabaları gözleniyor. Koalisyon görüşmelerinde Erdoğan’a yakın olduğu bilinen isimlerle muhatap olunması ise CHP’nin açmazı olarak görülüyor. Yine de görüntü olarak yapıcı durmaya, merkez medyanın yayınları çerçevesinde hareket etmeye dikkat ediyor. Operasyonlar konusunda ise AKP’den çok HDP gibi düşünüyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun son “90’lara geri dönüş” yönünde Vahap Munyar’a yaptığı değerlendirme, Fethullah Gülen medyası ve HDP ile benzerlik gösterdi. Çözüm Süreci konusunda ısrarcı. Koalisyon konusundaki ana çatlaklardan birini oluşturması muhtemel bu görüş, ilerleyen günlerde CHP tabanında nasıl bir etki yapacak, göreceğiz. Ancak CHP tabanında kendini Atatürkçü, Milliyetçi, Cumhuriyetçi olarak tanımlayan insanların bile PKK’ya karşı operasyonlara, salt Erdoğan karşıtlığı nedeniyle karşı çıkması, CHP’nin dönüştürülmesi operasyonunun başarıyla sonuçlandığına ilişkin bir veri olarak gözüküyor.

Diğer partileri ise aktarmaya gerek yok. MHP’nin de HDP’nin de pozisyonları belli.

Yani önümüzdeki dönemi belirleyecek konular, Koalisyon ve Operasyon ikilemi arasında gidip gelecek.

Bu tartışmada canı yanan ise Türkiye, Türk milleti olacak.

Bir tarafta okyanus ötelerinden pişirilen koalisyon planları, diğer taraftan operasyonlarla tamir edilmeye çalışılan açılım ve bölünme açmazı Türkiye’nin önünün maalesef bir süre karanlık olacağını gösteriyor.

Ancak unutulmamalıdır ki, gecenin en karanlık anı, güneş doğmadan önceki ana denk gelir.

Güneşin yeniden tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerinde doğacağı günler için mücadele etmek görevi de ülkenin gerçek sahibi olan biz Türk milletine düşüyor.

Hepimize kolay gelsin…