ANALİZ
Ne yapacaklarını şaşırdılar artık
Saray medyası çok zorda.
Her gün zamlar, yağmur gibi yağıyor.
İşsizlik artıyor.
Dolar, Euro tutulamıyor.
Döviz fiyatları tarihin en yüksek düzeyinde.
Türkiye ekonomisi hiç bu kadar zavallı duruma düşmemişti.
Tüm bu koşullar içinde iktidarı desteklemek, propagandasını yapmak tabii ki çok zor.
Eh, pek akıllı da olmadıkları için sarayı nasıl destekleyeceklerini, hangi haberleri nasıl yapacaklarını bir türlü bilemiyorlar.
Şu ana kadar ekonomik sıkıntıyı “görmeme” numarasını başardılar.
Açın bakın saray medyasını ne işsizlikten, ne doların yükselmesinden, ne hız kesmeyen zamlardan haber bulamazsınız.
Zamlarla ilgili olan haberler de “Stokçular, fırsatçılar zam yapmaya kalkıyor” türü sığlıklardan öteye gitmiyor.
Buna karşı dev finans kuruluşlarının Türkiye’ye gelmeye hazır olduğunu, yabancı sermaye çevrelerinin Türkiye’yi övdüğünü, ihracat artışı nedeniyle parayı nereye koyacağımızı bilemediğinizi anlatan haberler var.
Saray medyasına göre Türkiye’de asla bir ekonomik kriz yok.
Döviz artışı tamamen dış güçlerin ve muhalefetin eşi.
İşsizlik ise tamamen muhalefetin palavrası, aslında iş çok ama millet iş beğenmiyor.
Bir tarikatın adı Türkiye olan gazetesi, dün “8 bin TL maaşla işçi yok” başlığı ile çıktı.
Sözde gazete, “Türkiye’nin yıllardır çözemediği iş beğenmeme problemi artık üretime de ket vurmaya başladı. Anadolu’da birçok sektör ve işletme, maaşları 8 bin TL’ye kadar yükseltti. Ancak yine de çalışacak eleman bulamıyorlar. Böylece üretim ve gelir azalıyor. Yeni siparişler de alınamıyor!” diye haber yaptı.
Körfez’de bir tersane varmış, nitelikli işçi arıyormuş, maaşları 8 bin liraya kadar çıkarmışlar ama kimse beğenip de çalışmıyormuş.
Bu saray gazetesi tersanenin müdürünü de konuşturmuş, yazdıkları haber inandırıcı olsun diye.
Yine bir ayakkabı üreticisini de konuşturmuşlar.
O da gece gündüz çalıştıklarını, muazzam ihracat yaptıklarını ama eleman bulmakta zorlandıklarını belirterek “8 bin lira maaş ödüyorum, yine de yok” demiş.
Millet de bu saçmalıkları, bu yalakalıkları okuyor ne yazık ki.
8 bin lira maaşı bile kimse beğenmiyorsa nasıl oluyor da 10 milyonun üzerinde işçi sadece asgari ücrete talim ediyor.
Onların günahı ne?
Saray medyasının görmediği görmek istemediği aslında şu:
Elbette bazı sektörlerde çalışan bulunamıyor.
Ama bunlar iş beğenmedikleri için değil, o işi yapacak nitelikleri taşımıyorlar.
Yani biri bu işe başvuruyor da sonra “Bu maaşa çalışmam” demiyor, o nitelikte kimse yok ki başvursun.
Sırf İmam Hatiplerden mezun olanları, yüksek okullara gönderebilmek için meslek eğitimin canına okundu.
Eskiden sanat okulları vardı, tüm ara elemanlar buralardan yetişirdi.
Şimdi bunların hiçbiri kalmadı.
Ortalıkta ya üniversite bitirmiş ama hiçbir niteliği olmayan gençler var, ya da hem okumamış hem de hiçbir meslek kazanmamış olanlar var.
Böyle olunca 50 bin lira da maaş verseniz istediğiniz nitelikte eleman bulamazsınız ki.
KOMİK
Bu başlıktan o anlam çıkmıyor ki…
Sabah gazetelere bakıyorum, günlük yazılarım için notlar alıyorum.
Akit gazetesinin manşetini görünce gözlerime inanamadım.
“Fırsatçılık kul hakkıdır” manşeti atılmıştı.
Ne demek şimdi bu?
Siz ne anlarsınız bu başlıktan?
Tıpkı “İnsanın suç işleme özgürlüğü de vardır” diyen İslamcı yazarın dediği gibi değil mi bu da?
Başlığın altını okuyunca durum değişiyor tabii.
Orada şu denmiş;
“Zillet iktidarının oluşturduğu ekonomik kriz yaygarasının etkisinde kalan bazı vatandaşlar kirada, gıdada ve malda fahiş kâr elde etmeye çalışıyor, stokçuluk ve karaborsacılık gibi yollara tevessül ediyor. Akit’e konuşan ilahiyatçılar ise İslam ahlakına uymayan yollara tevessül edenleri uyarırken ‘Fahiş kar peşinde koşmak stokçuluk fırsatçılık kul hakkı yemektir’ dedi”
Eğer haber gerçekten buysa gazetenin başlığı “Fırsatçılık kul hakkı yemektir” olmalı.
“Fırsatçılık kul hakkıdır” dediğinizde bu fırsatçılık, stokçuluk, karaborsacılık yapanlar için bir hak gibi anlaşılır.
Bu arada herhalde dikkatinizi çekmiştir.
Sarayın bu gazetesine göre de ekonomik kriz falan yok.
Bunların hepsi muhalefetin uydurması.
Allahım sen bunları ıslah et.
YENİ ÖĞRENDİM
Halkın Kurtuluş Partisi’nden yeni suç duyusu
Halkın Kurtuluş Partisi AKP genel başkanı Erdoğan, Bakan Elvan, Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu ve Para Politikası Kurulu üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
HKP avukatları, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yılın 11’nci Para Politikası Kurulu sonrası, politika faizini yüzde 16 seviyesinden yüzde 15 seviyesine indirmesine karşı harekete geçti.
Parti avukatları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu ile Para Politikası Kurulu Üyeleri; Dr. Emrah Şener, Mustafa Duman, Taha Çakmak, Prof. Dr. Elif Haykır Hobikoğlu ve Prof. Dr. Yusuf Tuna hakkında, “Görevi Kötüye Kullanma” suçunu işlediklerini belirterek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu dilekçesinde, “Şüpheliler Türk Lirası’nın hızla değer kaybetmesine neden olmuşlardır. Neredeyse bütün ekonomistlerin uyarılarına rağmen Para Politikası Kurulu, AKP Genel Başkanının tehdide varan söylemleri karşısında TL’yi pula dönüştüren kararın altına imza koymuşlardır” denildi.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Ne yapmış da MİT bu Türkleri kurtarmış?
Saray medyasının internet sayfaları dün öğleden itibaren “büyük bir MİT başarısı” haberleri ile doluydu.
Muhtemelen bugünkü gazete manşetlerinde de bunu göreceksiniz.
Libya’da 7 vatandaşımız hapisteymiş.
Gerçi haberde “alıkonulmuş” olarak tanımlanıyor.
Sonra MİT ve Katar istihbaratı ortak bir çalışma yaparak bu 7 Türk’ü yurda getirmişler.
AKP genel başkanı bu Türkleri telefonla arayıp hepsine geçmiş olsun dileklerini iletmiş.
Erdoğan ayrıca MİT’e ve yardımcı olan Katar’a da teşekkür etmiş.
Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yayınlayarak, “Vatandaşlarımızın durumu, Trablus Büyükelçiliğimiz ve Milli İstihbarat Teşkilatımız başta olmak üzere tüm ilgili birimlerimiz ve kurumlarımız tarafından etkin bir eş güdüm ve iş birliği içinde sürekli olarak takip edilmiş, vatandaşlarımızın salimen serbest kalmaları için yoğun gayret sarf edilmiştir” demiş.
İyi de bu 7 Türk ne yapmış da Libya’da alıkonmuş?
MİT, bu 7 kişiyi Libya’da operasyon yaparak mı kurtarmış?
Katar’ın bu operasyonda rolü neymiş?
Anlayan var mı?
Belli ki İsrailli casus kepazeliğinden sonra MİT’e “dev operasyon yaptı, dünyayı titreten gizli servis, CİA’dan, Mossad’dan daha güçlü” denebilmesi ve milletin beyninin yıkanması için yapılmış bir operasyon bu.
Bİ SORALIM BAKALIM
Osman Öcalan’ın gömülmesi tamam da ya Apo ölünce….
İktidarın pek sevdiği Osman Öcalan, öldükten sonra kısa süreli bir sorun yaşandı.
Bazı AKP’liler bu teröristin vatan topraklarına getirilmesini teklif etmişlerdi.
Ama bu hayalleri gerçek olamadı, Türkiye’nin hesapta “kırmızı bültenle aradığı” ancak seçimlerde AKP’ye oy verilmesini sağlamak için TRT ekranlarına çıkarılan Osman Öcalan, Süleymaniye’de toprağa verildi.
AKP’lilerin Osman Öcalan için göz yaşı dökmelerini görünce ister istemez aklıma Abdullah Öcalan geldi.
İmralı’da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çeken PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan da herkes gibi bir gün bu hayata veda edecek.
Peki Öcalan ölünce nereye gömülecek?
İnternette aradım ama bugüne kadar “Öcalan’ın ölümünden sonra nereye gömüleceğine” dair bir bilgi bulamadım.
Bu konuda ya devlet ilgilileri henüz bir karar vermedi ya da alınan karar şimdilik gizli tutuluyor.
https://twitter.com/can_atakli_