Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu son yaptığı açıklamada göz yaşartıcı OC gazının tamamen bitkisel bir ürün olduğunu, yapılan araştırmalarda eğitim almış personel tarafından kullanıldığını, kalite güvenlik belgeli göz yaşartıcı gazların insan sağlığı üzerinde kalıcı etkisi olmadığının görüldüğünü açıkladı. Bakan Müezzinoğlu sanki kozmetikte kullanılan bitkisel bir güzellik ürününden bahseder gibi… Sanırım Bakan bey şaka yapıyor.! Ama bizler bu şakayı kaldırabilecek durumda değiliz.
Hopa'da polisin attığı biber gazından etkilenerek yaşamını yitiren Metin Lokumcu, Yalova'da polisin sıktığı gaz sonrası yaşamını yitiren astım hastası Çayan Birben ve Mersin’deki gezi olayları sırasında ağzına sıkılan biber gazı sonrası bu gaza bağlı olarak dil kökü kanserine yakalanarak ölen 36 yaşındaki Mehmet İstif… Evet, bu insanlar biber gazına maruz kaldıkları için yaşamlarını yitirdiler. Bu gazın etkilerinin dışında bir de gaz fişeğinin kafalarına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren, gencecik diğer gezi şehitlerimiz var ne yazık ki.!!
Evet, bu insanlar sizlere göre ‘ÖLMÜŞTÜR, GEÇMİŞTİR’…!!!
Fakat arkalarında bıraktıkları aileleri, sevdikleri ve bizler için geçen hiçbir şey yoktur… Bu acı kapanmayacak bir yaradır. Kimse bu yaranın kabuk bağlamasını beklemesin bizlerden.! Devletin kendi elleriyle öldürdüğü Gezi’deki canlarımız için ‘ÖLMÜŞTÜR, GEÇMİŞTİR’ söylem,, insanın duyduğu an kanını dondurup ürperten, insanlığından utandıran söylemdir. Bu çok insafsız ve insanlık dışı bir yaklaşımdır.
BU İNSANLAR ÖLÜP GEÇMEDİ…!!! HER BİRİ HEPİMİZİN HAYATLARINDA KALICI DERİN İZLER BIRAKTI…
Hayatını kaybeden her bir canımız, ortak bir noktada buluşup inandığı değerler uğrunda bu ülkenin geleceği için can verdiler… Ve, bu insanların bir diğer bir ortak noktaları ise Alevi olmaları.
Hatırlarsanız gezi sürecinde bir vekil çıkıp, Cemevleri terörist yuvalarıdır demiş ve asıl terör yuvasının Kandil olduğunu göz ardı etmiş, nefret söylemine devam etmişti. Vekile hatırlatmak gerekir… Terörist arıyorsanız dönüp Kandil'e, dağlara hatta ve hatta büyük şehirlerde eli kolu rahat serbestçe dolaşanlara bakacaksınız…!
Geçtiğimiz günlerde Bülent Arınç 'Allah polisimizi bu canilerden korusun… Polisimizi diri, diri yakmak isteyenlerle sonuna kadar mücadele edeceğiz' diyerek polise destan yazdırmaya devam edeceklerini açık ve net ortaya koydu.!
Diğer bir yandan eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın kardeşi Kızılay İstanbul Şube Başkanı İlhami Yıldırım’ın nefret söylemi hepimizin kanını donduracak cinsten. Okmeydanı’nda bir cenazeye taziyede bulunmak üzere giden ve burada polisin ateş açması sonucunda yaşamını yitiren, cenazesi 24 saat Cemevinin avlusunda savcının gelmesi için bekletilen Uğur Kurt’un ardından ‘YA BU ÜLKEDE EŞŞEK GİBİ SESSİZCE YAŞAYACAKSINIZ, YADA DEFOLUP GİDECEKSİNİZ’ söylemi asla kabul edilemez… Hangi hakla kimi nereden kovuyorsunuz, siz kimsiniz??
Okmeydanı’nda yaşanılan olayda iki suçsuz, masum insan yaşamını yitirdi… Bu insanların elinde ne bir silah, ne bir sapan, ne de yüzlerinde bir maske vardı.. Bu nefret dolu söylemler çokça söylenmeye ve dillenmeye başladı ne yazık ki..!
AKP’li İzmit Belediye Başkan Yardımcısı İbrahim Bulut, ‘Ülkemizin huzuru için, yüzünde maske elinde silah olanı öldürmek polisin yetkisi ve görevi olmalı açıklamasında bulunmuş… İbrahim Bulut’a hatırlatmak gerekir… Berkin henüz 14’ünde evine ekmek almaya giderken destan yazan polis tarafından öldürüldü..!! Berkin’in elinde ne bir silah nede yüzünde bir maske vardı… Tıpkı yitirdiğimiz diğer yiğit, gencecik fidanlar gibi... İbrahim Bulut’un vicdanı kör olduğu gibi, gözleri de kör sanırım.
Camiye ayakkabılarıyla girdiler uydurmacası nasıl ki tüm çıplaklığıyla ortadaysa Cemevlerine sıkılan kurşun ve orada katledilen Uğur Kurt bir o kadar gerçektir…! Taziye için gidilen cenazelerde artık kendi cenazelerimiz çıkıyor… ÖLDÜRÜLÜYORUZ…!!!
Ne yazıktır ki 'CENNETE GİTME HAYALİ KURANLARIN, CEHENNEME ÇEVİRDİKLERİ BİR ÜLKEDE YAŞAMAK ZORUNDA BIRAKILIYORUZ…!
https://twitter.com/ceydaknay
https://www.facebook.com/ceymin