ONLAR CUMHURİYETE DÜŞMAN!..
Elmanın bir yarısı TBMM’nin 97. Kuruluş Yıldönümünde aklınca şov yaptı...
Muhteremin kendisi ne yazık ki Gazi Meclis’in bugünkü başkanı!.. İşte bu Başkan başında bulunduğu kurumun kurucusu, ilk başkanı Büyük Devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuruna çıkmadı; bir kuru teşekkürü bile esirgeyerek, Anıtkabir’de saygı duruşunda bulunmaya ve özel deftere iki satır yazmaya gitmedi!.. Bu arada Cumhurbaşkanı da Anıtkabir’deki törene katılmadı, bilginize...
Daha sonra Meclis’te düzenlenen törende hiç üşenmeden, sıkılmadan tebrikleri kabul etti ama!.. Daha sonra TBMM’nin özel oturumunda, kim bilir kimlerin hazırladığı konuşmasını yaptı ve Ata’nın adını anmaktan özenle kaçındı; herhalde Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarından kocaman bir “aferin” almıştır!..
Yetmedi, kurucu kahramanlar için saygı duruşunda bulunulma talebini de “teamüllerde bulunmadığı” gerekçesiyle reddetti, iyi mi!.. Hangi teamüller acaba?
-Kindar, dindar nesiller yetiştirme teamülü mü? Yoksa TBMM’nin, Cumhuriyetin defterini dürme yolunda teamüller mi?!..
Elmanın diğer yarısı, tescilli Cumhuriyet düşmanı, Saray’ın “itibarlı tarihçisi” fesli muhterem Kadir Mısıroğlu da aynı sıralarda 23 Nisan dolayısıyla sosyal medyadan paylaştığı mesajlarda, içinde biriktirdiği ebedi kini kusuyordu:
-Meclis’in açılışının çocukla ne alakası var da, Meclis’in açılışını “ÇOCUK BAYRAMI” yaptın?!. Demek ki sen ÇOCUKÇA bir iş yaptın!..
Bitmedi; bu küstah yobaz, “oy” yerine “rey” sözcüğünün kullanılması gerektiğini söyleyerek Türkçe ve Arapça arasındaki tercihini şu lağım kokan sözlerle açıkladı:
-Arapça kelimeler bana göre Kuran kokuyor. Başımın üstünde yeri var. Kemalist kelimeler ise lağım kokuyor, nefret ediyorum!..
Bu kerameti kendinden “tarihçi” daha başından hiç çıkarmadığı fesin bile II Mahmut tarafından sarığa karşı “reform” yaparak getirildiğini, yobaz tayfasının “Fes” için “dinsizlik” diye ayağa kalktığını bile bilmiyor, şarlatanlığa bakar mısınız?!.
-Yeni Türkiye’nin “şeref sayfasında” ki muhterem zevattan ikisidir bunlar...
Gözleri ışık saçan çocuk!..
Elmanın iki yarısının Cumhuriyet’e meşreplerine göre “kin kustuğu” zaman diliminde Sosyal medyada bir “tecavüz mesajı” konuşuluyordu...
Facebook’ta Cumhurbaşkanı’nın yakın koruma polisi olduğunu profil sayfasında belirten, hatta buna ilişkin fotoğrafını bile paylaşan Fatih Menteş isimli şahıs, bir kadın kullanıcıya şöyle bir mesaj gönderdi:
-Seni yakalarsam tecavüz ederim atabokçu o...çocuğu pis şerefsiz terörist kafir fahişe!..
Hakarete uğrayan kadın ise bu “pek nezih” mesajı facebook’ta açıkça paylaşarak, şu yorumu yaptı.
-İşte Erdoğan zihniyetinin bir kadına göndereceği mesaj, Erdoğan gönüllülerinde yaptığım yorumları beğenmediği için bana özelden bu mesajı gönderdi... Bir de özel RTE koruması... Kimin şerefsiz olduğu belli...
Yine aynı sıralarda Cumhuriyet Türkiye’sinin alanlarında, okullarında, bu ülkenin pırıl pırıl gençleri 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı büyük bir coşkuyla kutluyorlardı. Türkiye Gençlik Birliği’nin organizasyonuyla on binlerce genç Anıtkabir’e yürüyor, büyük öndere sevgilerini sunuyorlardı örneğin...
Taksim Meydanı’nda minikler ellerinde Ata’nın büyük eseri “NUTUK” anıta çelenk bırakırken, Adana’da kırmızı beyaza bürünmüş çocuklar halk danslarıyla coşuyor, İzmir Konak Meydanı’nda Efeler yere diz vuruyorlar, yüzbinler hep bir ağızdan “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” nakaratıyla İzmir Marşını söylüyorlardı...
Trabzon’daki 23 Nisan etkinliklerinde ise kürsüye HALK-LİS temsilcisi Berfin Karan çıktı. Gözleri ışıl ışıldı... Şu, içimde çiçekler açmasına”, “güneşli günler göreceğiz çocuklar” diye düşünmeme neden olan şahane konuşmayı yaptı:
-Atamızın bize emanet ettiği milli egemenliğe millet olarak sahip çıkamadık. Halkın iradesinin sandıkta çalınmasına izin vermeyeceğiz. Artık Mustafa Kemal’in askeri değiliz. Bundan sonra HEPİMİZ BİRER MUSTAFA KEMAL’İZ...
Sağ ol, var ol Cumhuriyetin yürekli çocuğu...
https://twitter.com/umit_zileli