Türkiye uçurumdan döndü. Türk milleti 16 Temmuz sabahı bambaşka bir Türkiye’ye uyandı.
Yıllardır FETÖ devletin içine yerleşirken üç maymunu oynayanlar neyse ki şimdi harekete geçti. Fethullahçı Terör Örgütü’nün tespit edilen tüm mensuplarına operasyon başlattı.
Bunlar güzel haberler. Ancak tabii bu süre zarfında darbe fırsatçılarını da görmüyor değiliz. Onları ayrıca uzun uzun inceleyeceğiz, Türkiye’nin geleceğine dinamit koymaya kalkanlara karşı bu köşeden de naçizane mücadelemizi vereceğiz.
Ama şimdi başka bir tehlikeye dikkat çekmek istiyorum.
Biz bir aydan fazla zamandır FETÖ ile uğraşırken, Türkiye’nin güneyinde garip şeyler oluyor. Amerikan destekli PYD, gün geçtikçe Akdeniz’e doğru ilerliyor ve malum koridorunu kurmak için mücadelesine hız veriyor.
AMERİKAN/PYD/İSRAİL KORİDORU
Suriye’de nelerin olduğunu tek tek yazmak yerine PYD’nin koridoruna eğilelim biraz.
Amerika önce 1991’de ardından da 2003’te Irak’ı iki kez işgal etti. 2 milyon kadar insan bu işgaller nedeniyle hayatını kaybetti. O yıllardan bu yana Irak topraklarında ne huzur kaldı, ne istikrar…
Amaç çok netti. Özerk bir Kürdistan kurmak. Bu amaç bir yere kadar başarıldı. Şimdi Erbil merkezli Barzani önderliğindeki Kuzey Irak yönetimi, bağımsızlığını ilan etmek için gün sayıyor. Biz de armut topluyoruz bu süreçte tabii… Bağımsızlığını kazandığı andan itibaren artık Türkiye’nin Kürdistan adında bir komşusu olacak.
MEŞRULAŞTIRMA POLİTİKASI
Tehlike bu kadar mı? Aksine, yeni başlıyoruz…
Kuzey Irak’ta son dönemde yaşananlar bunlarla da sınırlı değil. Musul’u bir günde işgal eden IŞİD yine görevini yaptı. Oluşacak bir Kürdistan için meşru bir zemin hazırladı. Şimdi de Peşmerge Musul’u ele geçirmek için harekete geçti. Öyle ya da böyle, ABD önderliğindeki Peşmerge güçleri gün gelecek IŞİD’i o topraklardan uzaklaştıracak, sonra da “teröre karşı mücadele eden kahraman millet” olarak dünyaya nam salacak. Zira bölgedeki Amerikan destekli sözde Kürtler, ne kadar meşrulaşırsa, bölge ülkelerini bölmek o kadar meşrulaşacak, o kadar kolaylaşacak.
Düşünebiliyor musunuz? Yıllardır statü sorunlu olan Kerkük’ü Barzani güçleri Musul işgali sayesinde bir günde işgal etti. Barzani, Kerkük’ten sonra şimdi Musul’u da topraklarına katmaya çalışıyor.
KUZEY IRAK’I KORİDORLA BİRLEŞTİRME
Peki bunun Suriye’deki PYD koridoruyla ne ilgisi var?
Çok ilgisi var.
Bakın Musul, Irak’ın Suriye’ye açılan kapısıdır. Şu an IŞİD’in kontrolünde olan Rakka’ya oldukça yakındır. Arada da PKK ile Barzani mücadelesinin baş gösterdiği Sincar (Şengal) bulunuyor.
Musul-Sincar-Rakka hattı şu an parçalı da olsa IŞİD’in elinde. Ama yavaş yavaş Kürt güçlerinin buralara yerleştirildiğini görüyoruz. Amerika’nın da hedefinin bu olduğunu zaten biliyoruz. Hedef, Kuzey Irak’ın topraklarıyla, Suriye’de kurulacak koridoru birleştirmek.
AFRİN’E ULAŞMAK
Rakka’ya operasyon beklemede. Zira henüz koridoru kurmak için Rakka’nın ele geçmesine ihtiyaç yok. Rakka, Washington’un dünyaya “IŞİD tehlikesi hala var, aman ha” demesinin coğrafik ve somut tanımı sadece.
Hatırlayalım, PYD’yi başarılı bir şekilde meşrulaştıramayan ABD, Suriye Demokratik Güçleri adı altında, çoğunluğunu PYD’lilerin (ya da silahlı güçleri YPG’lilerin) oluşturduğu “çakma” bir örgüt kurdu. Sözde kantonlardan hareket ederek ve güya “IŞİD’e karşı savaşıyoruz” diyerek Akdeniz’e doğru bu taşeronları sürmeye başladı. İçlerine sokulan ve komutanlık yapan, Amerikan, İngiliz, Alman ve Fransız özel kuvvetler elemanlarıyla örgütü isteği gibi yönlendirdi.
ABD VE PYD GÖZÜ EL BAB’A DİKTİ
“Özgürlük” ve “Bağımsızlık” rüyasıyla emperyalizme hizmet ettiği herkesçe kabul edilen bu örgüt, son olarak Menbiç’i ele geçirdi. Kısacası yine kendi kontrollerinde olan Afrin’e çok daha fazla yakınlaştı. Şimdi bir engel daha kaldı. El Bab. (Türkiye sınırındaki Cerablus-Mare hattını başka bir yazıda ele alırız)
Menbiç PYD’nin eline geçer geçmez, Suriye Demokratik Güçleri adlı çakma örgüt yine bir sözde konsey kurdu. Ve bu sözde konsey, “El Bab’ı almak için yeni planlar yapıyoruz” diye açıklama yaptı. Alırlarsa, kantonlar birleşecek. Sadece kuzeyde Cerablus, batıda da Hatay kalacak…
Suriye rahatsız.
Rusya rahatsız.
Türkiye rahatsız.
İran rahatsız.
Irak rahatsız.
Lübnan rahatsız.
Kim memnun? Amerika, İsrail, Suudi Arabistan, Katar, vb. ülkeler.
Bu koridoru önlemek için en kritik anahtar ülke Türkiye. Ankara, acilen harekete geçmeli, bu koridorun oluşmasını önlemek için mutlaka çözüm üretmeli. Bir yandan FETÖ operasyonları sürerken, birinci sıraya bu gündemi yerleştirmeli.
Sırf koridor planlarını bozmayalım diye PKK’nın son dönemde artan saldırılarını hafızamıza kazıyalım.
RUSYA GÖRÜŞMESİ EN BÜYÜK FIRSAT
Şunu söylemek istiyorum.
İçeride teröristleri temizleyelim, kardeşliğimizi yeniden kuralım, devlet yapılanması gerekliyse hep birlikte ele alalım… Tamam ama bunları yaparken, güneyimizde yeni bir Kürdistan’la karşılaşmayalım. Zira bu sözde kantonlar, koridorlar, Barzani’nin Kürdistan’ı ile birleştiği an, koca bir coğrafya ile bir düşman ve emperyalistlerin kontrolünde bir komşumuz olacak. Vakit geç olmadan, çözüm bulalım. Kapıları açık olan bir ülkenin dışarıdan gelen tozu varken, evi temizlemeniz yeterli olmaz. Önce dışarıdaki pisliğin temizlenmesi ve ardından da kapıların kapatılması gerekir.
Rusya ile görüşme bu temizlik için büyük bir fırsattır.
Suriye politikasında atılacak ne adım varsa, artık vakit kaybetmeden atılmalıdır.
Yoksa iş işten geçecek. Yeni bir koridor hayalini, coğrafyamızda kurmaya başlayacaklar.