SUÇLU "TRAFO'YA GİREN KEDİ"

AKP gezi süreci itibari ile başlayan; ardından tüm yolsuzluk ve talan haberlerine rağmen şaibeli de olsa, görünürde galip çıkan parti oldu…

1600 sandıkta usulsüzlük tutanağı tutuldu. 40 ilde, 40 ayrı trafoya, 40 ayrı kedi aynı anda girerek elektriklerin kesilmesine neden olup bir ilke imza attılar…! Enerji Bakanı Taner Yıldız oturduğu koltuğa yakışmayacak açıklamalarda bulunarak 'espri yapmıyorum arkadaşlar, trafoya kedi girdi' dedi…! Kesintinin tek suçlusu 'KEDİ' ilan edildi.

Yakılan oylar, sahte oy pusulaları, 40 otobüs dolusu türbanlı kadının oylarını kullanmak üzere taşıma yoluyla İstanbul’a getirilişi ve daha bunun gibi pek çok şey seçimlere ve demokrasiye gölge düşürdü. Sivas’ta insan yakanların, sandıktaki oyları yakmayacağı zaten düşünülemezdi...

Ve sıra nihayet o meşhur balkon konuşmasına geldi. Sn. Başbakan’ın arkasında inci taneleri gibi dizilen, adları iddialara göre yolsuzluk, talan haberlerine karışan… Kuran’a hakaret eden her kim varsa, vardı... Başa geldiği günden itibaren özgürlükleri, demokrasiyi bu ülkenin tüm temel taşlarını yerle bir eden Sn. Başbakan son yaptığı balkon konuşmasında ses tonunu daha da keskinleştirerek, önümüzdeki günlerde takınacağı tavrı açık ve net ortaya koydu... Bundan sonraki hedefleri yolsuzluk dosyalarının üzerini bir an önce kapatmak ve unutturmak olacaktır... Ranta, talana, ötekileştirmeye, ülkeyi bölme planlarına kesintisiz devam ederek, görevlerini tamamlama yolunda hızla ilerleyeceklerdir.

Toplumun % 45’i ülkesini seven, dirlik, beraberlik içinde kalmaya çalışan, gelecek nesilleri düşünenlerden yana değil… Çocuklarımızı öldüren, doğayı katleden, Kuran ile dalga geçen, kul hakkı yiyen, demokrasiyi tramvay olarak gören, eşit yurttaşlık hakkına sahip çıkmayan, özgürlük karşıtı olanlardan yana istikrar devam etsin diyerek oyunu kullanmış ve bu insanlara itibar etmişlerdir…!!! Bu vebal onların üzerindedir. Ömürleri boyunca bu vebal ile yaşayacakları kesindir..!

Ama kazandıklarını sandıkları % 45’in karşısında % 55 halk gücünün olduğu unutulmamalıdır. Uzun yıllar sonra Türk toplumu seçimlere, % 90’a varan katılımı sağlamış ve bu DİKTA yönetimine dur deme gerekliliğini göstermiştir. Artık karşılarında susup oturan halk kitleleri yerine, sesini çıkaran hakkını arayan kitleler var.  1901 Kayseri doğumlu Döne Karaçavuş ve oğlunun sandığa gelişi ve birçok hastanın sedyelerle sandığa taşınması bunun henüz bir başlangıç olduğunu bizlere göstermiştir. Artık kimse kaderci olmasın. Ülkenin geleceğini karatmaya çalışanların önünde büyük çoğunluk sağlanmış ve genel seçimlerde bunu gösterme şansımız doğmuştur.

Bugün Yüksek Seçim Kurulu’nun önünde, oyuna sahip çıkmaya çalışan, hiçbir marjinal yapıya ait olmayan insanların üzerine polis tarafında biber gazı ve su sıkılıp insanlar dağıtılmaya çalışıldı...  Medya’nın canlı yayın araçlarını kaldırıp basını sansürlediler... Bu faşizm den başka bir şey değildir. Direkt olarak Ana Muhalefet ve seçmenine doğrudan sıkılan 'Kurşun' dur… Muhalefeti susturmanın adı terörle mücadele olmuştur... Ama bizler; yılmayacağız, yorulmayacağız… Bu Ülkeyi faşizmden arındırana dek yolumuza devam edecek ve Demokrasiyi yeniden inşa edeceğiz.

Bizler geldikleri günden beri ülkeyi ortaçağ karanlığına gömmek isteyenlerden kurtulup, Millet olarak aydınlığa çıkmayı başarırken…

Karanlıkta Yaşayan İnsanların Terk Edecek Gölgeleri Bile Olmayacak…!



https://twitter.com/ceydaknay
https://www.facebook.com/ceymin