UZUN BIÇAKLAR GECESİ

O tetikçiler Uzun Bıçaklar Gecesi'ni okusun  


Tarihin her evresinde, iktidarın pis işlerini üstlenen, muhalifleri gammazlayan, itibarsızlaştıran, her türden ahlak dışı işleri kotaran güruh için çeşitli sıfatlar kullanıldı... Ancak kullanılan tüm sıfatlar, sonuçta tek bir sözcükte somutlaştı: -Tetikçi!..


Cumhuriyet tarihine baktığımızda, her dönemin el üstünde tutulan, “saldır” komutu verildiğinde, muhatabını büyük bir şevk ve zevkle parçalamayı görev edinen, bu sayede mal, mülk ve şöhrete ulaşan, iktidar devrildiğindeyse, onunla birlikte, belki de daha öncesinde adeta buharlaşan çok ama pek çok tetikçi tarihin karanlık sayfalarına bir dipnot bile olamadan gömülüp yok oldu!..


-Bugün gördüklerimizin, geçmiştekilerden hiç ama hiç farkı yok...


* * *


Kimdir bunlar?..


Örneğin; taa Hürriyet gazetesinin kapısının önüne dek götürdüğü müritlerinin önünde, “1 Kasım seçimlerinde hangi sonuç çıkarsa çıksın Erdoğan’ı başkan yaptıracağız” deme cüretini gösteren, gazetenin camını çerçevesini indiren vandallara komut veren, daha dün dört tane it tarafından darp edilen Ahmet Hakan’a, “dayak fetvası” verebilecek denli gözü dönen, adeta ödüllendirilircesine milletvekili yapılan, AKP kongresinde, hem de Hürriyet baskınının ertesinde divan üyeliği ile taltif edilen Boynukalın muhterem, sizce bu cesareti nereden almakta, üstüne üstlük bir maharet sergilemişçesine koskoslanmaktadır?..


Örneğin; Cem Küçük isimli “köşe yazarı”, “televizyon(lar) konuğu” muhterem, insanları tasnif etme, kimin içeride, kimin dışarıda olacağına dair hükümler verme, iktidara eleştiri yapan gazetecilere “biz göz yumduğumuz için yaşıyorsun” mealinde tehditler savurma özgürlüğünü hangi mahfillerin desteğinde yapabilmektedir?.  Üstelik, bu muhteremin binde biri kadar konuşan, yazan gerçekten gazeteci sıfatına haiz insanlar mahkemelerde, cezaevlerinde süründürülürken...


Örneğin; Mehmet Metiner ismini taşıyan, belediye başkanı danışmanlığından, “köşe yazarlığına”, ardından milletvekilliğine yükselen muhterem, hangi cüret ve cesaretle, havuz medyası ekranından bir gazete patronuna “senin dişlerini, tırnaklarını sökecek kudrete sahibiz” diyerek, apaçık suç işleme özgürlüğünün keyfini sürebilmektedir?..


Örneğin; Güneş gazetesi isimli mevkute; hangi karanlık odakların desteğini arkasında hissetmektedir ki, kendini savcı, yargıç yerine koyup bir gazete patronunun bileklerine kelepçe takan kurgu yapıp, “yok mu tutuklayacak yargıç” alçaklığını cümle aleme ilan edebilmektedir?..


-Yoksa tüm bunlar, “büyük senaryonun” olmazsa olmaz en bayağısından parçaları mıdır?..


* * *


Bunlar yalnızca son günlerin örnekleri...


Yoksa örnek çok, örnek binlerce.. Koca ülkeyi “benden olmayanlar yaşamaya layık değil” iklimine mahkum edenlerin yaptığı “en adisinden” oyunlardan yalnızca bir kaç tanesi...


Önce yurtsever, ahlaka, haysiyete, onura önem verenlere seslenmek istiyorum; sesinizi çıkarmadığınız, korkuyla başınızı yastığın altına sakladığınız her an, biraz önce saydığım değerlerden hızla uzaklaştığınızı, köleleştiğinizi, haysiyetinizi tümüyle yitirdiğinizi bilmeniz lazım... Tek ve asla unutulmaması gereken gerçek; her türden faşizme, gericiliğe, zorbalığa yaşamınızı dahi ortaya koyarak karşı çıkmayı bilmektir. Cahil zorbalardan, faşist diktatör bozuntuları ve uşaklarından ancak bu şekilde kurtulabilirsiniz...


Son olarak da, mürşidine en “duygusal!” şekilde biat etmiş yanaşma tetikçilere sesleniyorum; tarih asla paspas olmuş müritleri yazmamıştır, yazmayacaktır da... Sizlerin de sonu, sizlerden önceki tetikçiler gibi hiç bir iz bırakmadan yok olmak olacaktır... Eğer “bu çok soyut oldu, ne olacakmış ki?” diye soracak olursanız sizlere NAZİ Almanya’sının o büyük dönüşümünü sağlayan geceyi sindirerek okumanızı öneririm.


-Uzun Bıçaklar Gecesi!!!


https://twitter.com/umit_zileli