O Hrant ki; 2006’da Fransa Parlamentosu’nda görüşülen Ermeni soykırımı yasasına karşı bildiri imzalama çağrısı yapmıştı.
100. Yıl saldırısı başladı..
Hem de Ermeni Diasporasının güçlü olduğu yerlerde, Ermeni soykırımı yalanına destek veren Batı ülkelerinin başkentlerinde filan değil, burada, Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul’da başlatıldı... Hem de Hrant Dink’in 8. Ölüm yıldönümünde, başyazarı olduğu Agos Gazetesi önüne asılan pankartla başlatıldı:
- Yüzleşin! Hrant’la, Soykırımla!
O Hrant’ki; 2006’da Fransa Parlamentosu’nda görüşülen Ermeni soykırımı yasasına karşı bildiri imzalama çağrısı yapmıştı. O Hrant’ki; Batı ülkelerinin 100 yıl önce de kendi hesaplarını yaptıklarını, kardeşi kardeşle kan içinde bıraktıklarını yazmış, “Bizim iyiliğimizden Avrupalılara ne?” sorusunu sormuştu...
Kendilerine “Hrant’ın Dostları” sıfatını yakıştıran, meşrebi belli insancıklar, Hrant’la soykırımı böyle bir anma töreninde bir araya getirme cingözlüğü göstererek, Ermeni Diasporasına tepe tepe kullanacağı bir başlangıç sunmuş oldu!.. Anma toplantısındaki koalisyon görülmeye değerdi; CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Milletvekili Şafak Pavey, HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Fethullah yakını Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil ve bir takım milletvekili, sanatçı, gazeteci karması...
İstanbul Şişli’de atılan bu işaret fişeği ile birlikte, “soykırım sezonu” açılmış oldu; bundan sonrasını dünyanın çeşitli başkentlerinde yapılacak eylemlerde izleyeceğiz...
- Hep söylerim, sevgili Atilla İlhan ne kadar haklıymış!..
* * *
Ermeni Diasporasına, “altın vuruş” yapma imkanı hazırlayan muhteremlerin yanında, gerçeği haykıran yurtseverler de “100 yıllık yalanı” deşifre etmek için var güçleriyle çalışıyorlar...
Doğu Perinçek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) kazandığı büyük zaferi “perçinlemek” için 28 Ocak’ta Strazburg’a gidiyor. Düzmece Ergenekon iddianamesiyle 6 yıl hapis yatırılan ve yurtdışına çıkışı yasaklanan bu soylu adam, milyonlarca yüreğin desteğiyle bu akıl dışı yasaktan kurtuldu. şimdi de temyiz duruşmasında “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” sloganını bizzat haykırarak, yüz yıllık yalanı, yalancıların yüzüne çarpacak..
Tüm devrimcilere, tüm cumhuriyetçi, millici yurtseverlere sesleniyorum; 28 Ocak’ta, Strazburg’da bu yürekli adamın arkasında durmak, görevimizdir. Özellikle Avrupa’daki yurttaşlarımıza büyük görev düşüyor:
-Soykırım yalanını tarihin çöplüğüne gömelim...
* * *
Aslında hiç vakit geçirmeden yapılması gereken bir şey daha var:
- Mehmet Perinçek’in yurtdışına çıkış yasağını kaldırmak!..
Bilmeyenler olabilir; Mehmet, Ermeni Diasporasının karşı tezler konusunda en korktuğu isimlerin başında gelir.. O da son derece alçakça yalanlarla Ergenekon davasına dahil oldu ve uzun süre Silivri zindanında misafir edildi!.. 2013 Şubatında, sevgili Mehmet içerdeyken Cumhuriyet gazetesindeki köşemde yazdığım, “Onurlu babanın yürekli oğlu” başlıklı yazımı paylaşmak istiyorum sizlerle:
“Mehmet Perinçek bir akademisyen...
Henüz 35 yaşında bile değil. Neredeyse 15 yıldır Rus devlet arşivlerinde “Ermeni meselesi” üzerine çalışmalar yapıyor.. Mükemmel derecede Rusça, Almanca ve İngilizce biliyor. Ve çalıştığı konular üzerine tam altı kitabı var... Dört kitabı ise Rusça, Almanca, Farsça ve Azeri Türkçesinde yayımlandı...
Mehmet Perinçek’in son kitabı, “Rus devlet arşivlerinden 150 Belgede Ermeni Meselesi” ni okuyorum. Elimdeki kitap, Ermeni milliyetçileri arasında büyük tepki ve öfke yarattı. Perinçek’le konferanslarda, sempozyumlarda karşı karşıya geldiler ve her defasında bırakın yayımladığı belgeleri çürütmeyi, doğruluğunu ve değerini arttırdılar.. Öyle ki, 2011 yılı 24 Nisan sözde soykırımı anma toplantısında kürsüye çıkıp, “Mehmet Perinçek’in bulduğu belgelerden daha fazlasını bulacağız, söz veriyoruz” diye ateşli konuşmalar bile yaptılar!..
Çünkü, kitaptaki belgeler, daha “1915 Ermeni Tehciri” nin çok öncesinden başlayarak Anadolu’daki Müslüman ahaliye karşı nasıl bilinçli ve toplu kıyımların yapıldığını, Bir zamanlar “Millet-i Sadıka” olarak adlandırılan Osmanlı Ermenilerinin akın akın nasıl Rus ordusuna katıldığını tek tek anlatıyordu!.. Mehmet Perinçek, kitabın 6. Baskısına yazdığı önsözde bir büyük müjde daha veriyordu:
-Birinci Dünya Savaşı sırasında Çarlık Askeri Mahkemelerinin Ermeni çetelerinin Müslüman nüfusa yönelik katliam ve yağma politikasını ortaya koyan tutanaklarını da yayına hazırlıyoruz. İki cilt olarak basılacak bu tutanaklar, 800’e yakın arşiv belgesinden meydana geliyor.
Müthiş değil mi?.. her türlü tehlikeyi göze alarak, dünyanın dört bir yanında dişe diş mücadele eden ve hep kazanan bu genç adamın kitaplarının yayımlandığı ülkelerde “Ermeni meselesi”ne dair ezberler darmadağın olmuş durumda.. Hele yeni belgeler yayımlanınca sözde soykırımın 100. Yılı olan 2015’e hazırlanan Ermeni Diasporasının tezgahının büyük darbe yemesi hiç de sürpriz değil... di!..
-Ama dostu olmaktan büyük onur duyduğum sevgili kardeşim Mehmet Perinçek tam 18 aydır tutuklu olarak Silivri’de ikamet ediyor!..
* * *
Pekii, Mehmet niçin tutuklu?..
Yukarıda anlattıklarım yüzünden, iyi mi?!.. Savcı, iddianamesinde suçlamasını aynen şu sözcüklerle yapıyor:
-Milli bir meseleyi sahiplenme görüntüsü altında insanların milli duygularını istismar ettikleri, bu sayede toplumun çok farklı kesimlerine hitap edebildikleri, güvenlerini kazandıkları bu topluluğu Ergenekon Silahlı Terör Örgütü’nün amaçları doğrultusunda yönlendirmeyi amaçladıkları anlaşılmıştır...
Suçlama bu... İstenen ceza ise 15 yıl... Bir başka deyişle Rus arşivlerinde geçen her yıla karşılık 1 yıl ceza!.. ancak şöyle bir çarpık ve de komik bir durum var; Mehmet bu araştırmalarını Dışişleri Bakanlığı’nın görevlendirmesi, Rus hükümetinin Türk Milli Eğitim Bakanlığı emrine verdiği bursa hak kazanarak, yapmış, iyi mi?!.. Haa unutmadan, Dışişleri bakanlığı tarafından görevlendirildiği dönem Abdullah Gül’ün bakan olduğu dönem...
-Bu kurumların iddianamede adı bile yok!..
Üstelik Mehmet Perinçek hakkında da bilimsel çalışmalarının, yayımlanan kitap ve makalelerinin dışında tek bir delil veya tanık da yok!.. Daha da acısı; PKK’nın iki numarası Şemdin Sakık’tan kız kardeşini pazarlayanlara, katillere, oto hırsızlarına kadar geniş bir tanık yelpazesini dinleyen Silivri Mahkemesi Heyeti, Mehmet’in çalışmalarından doğrudan bilgi sahibi olan dönemin Dışişleri Müsteşarını, dönemin ve bugünün Moskova büyükelçilerini, şu an Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olan Türk dili Konuşan Ülkeler Konseyi Genel Sekreteri’ni tüm taleplere karşın dinlemeye lüzum görmedi!..
Ermeni Diasporası’nın yalanlarını paçavraya çeviren yürekli bir yurtseverin hazin hikayesidir bu... Hem de 100. Yıl saldırısına ramak kalmışken...
-Ahh be kardeşim Mehmet, sen niçin Sevgili Doğu Perinçek’in oğlusun?!..”
Evet, çıktığı her tartışmada, yazdığı her kitapta, Ermeni Diasporası ile içerdeki ve dışardaki “tarihçi” kılıklı piyonları titreten, yalanlarını belgelerle yüzlerine çarpan bu altın değerindeki akademisyenin de şu an eli kolu bağlı durumda. Hem de çökmüş, komplo olduğu ortaya çıkmış bir dava nedeniyle!.. Yalnızca o mu, Ermeni soykırımı yalanlarını bir bir, çürütülmesi olanaksız belgelerle ortaya koyan Talat Paşa Komitesi’nin başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ve vatanını her konuda olağanüstü bilgi ve deneyimleriyle savunabilecek, yalanları çürütebilecek, müthiş katkılar sunabilecek kadrolar da aynı yasağın pençesinde... Sözüm muktedir geçinenlere:
-İşlediğiniz günahlardan kurtulmanız olanaksız.. Ama, tarihe bir nebze olsun “iyi bir kaç şey de yapmışlardı” dipnotu ile geçmek istiyorsanız, şapkanızı önünüze koyup düşünmenizi öneriyorum...
-Yarın çok geç olacak!..
https://twitter.com/umit_zileli