60 GÜN SONRA SİYASETİN SEYRİ...

7 Haziran seçimlerinin üzerinden iki ay geçti... Türkiye 60 günü aşkın süredir, “hükümet kurulacak mı, koalisyon ortağı kim olacak” sorusunu tartışıyor... İşte bu ortamda derinleşen siyasal kriz ekonomiyi vururken, artan terör olayları da toplumdaki gelecek kaygısını büyütüyor...


Bu belirsiz ortamda, dolar fırlarken ve terör kaos yaratırken AKP-MHP-CHP arasında koalisyon görüşmelerinin nereye varacağını sorgulayan haberlere önceki gün bir yenisi daha eklendi...

İçeriği pek sürpriz olmasa da yabancı bir ajansın “Kasımda seçim var” şeklindeki haberi siyaset kulislerini iyice hareketlendirmiş...

İddiaya göre, MHP “Kasım’da seçim şartıyla” AKP’nin azınlık hükümetine destek verecekmiş... Peki bu beklenti ne kadar gerçekçi?.. Geliniz, partilerin cephesinden siyasetin geleceğiyle ilgili işaretlere bakalım;

Açıkça söylemek gerekirse; Türkiye, AKP’nin yüzde 41 oy alması nedeniyle siyasal olarak kilitlenmiş bir vaziyette çırpınmaya devam ediyor...

Seçmen AKP’den tamamen vazgeçmek yerine, Davutoğlu-Erdoğan ikilisine bir tokat atarak uyarıda bulunmakla yetindiği için ortaya çıkan hükümet krizi giderek derinleşiyor, toplum ise şaşkın ve bıkmış halde çare bekliyor...

İşte bu seçmen tokadı yalnızca AKP’yi değil, halktan gerekli desteği görmeyen muhalefet partilerini de sarstığı ve kaygan zeminde bıraktığı için kriz giderilemiyor...

CHP yakasındaki asıl telaş!..

Örneğin, CHP yönetiminin ısrarla hükümet olmaktaki asıl derdi “parti içi mesele”lere dayandırılıyor!.. Seçim hezimetlerinin ardından tabandaki yaygın eleştiri şu; “Parti yönetimi varlıklarını sürdürmeyi hükümet olmaya bağlamış...”

İşte bu yüzden seçim öncesi AKP’ye yönelik “yolsuzluk” taarruzları bile unutulmuş” şeklindeki eleştiriler CHP’yi iyice sarsarken, parti yönetimi tabanın tepkisine kulak tıkamış, ısrarla AKP’nin kapısında bekliyor...

CHP’deki bu şaşırtıcı hükümet telaşı partiyi erozyona uğratırken taban da aslında çok öfkeli... “Madem AKP ile hükümet kurulacaktı, Erdoğan’la neden mücadele edildi, hırsızlardan kim hesap soracak” sorusunu kimse yanıtlamak istemiyor...

Taban gündeme ısrarla “Gezi”deki katliam ve 17-25 Aralık’taki yolsuzluk ve rüşvet olaylarına yönelik duyarsızlığı getirse de CHP yönetiminin bunları ne yazık ki unuttuğu gözleniyor!..

Yani ana muhalefet açısından toplumsal tepkiler belli ki seçim meydanlarındaki “alkış” propagandasının kalabalığında kalmış gibi görünüyor!..

AKP’ye koltuk değneği!..

Ana muhalefeti AKP ile koalisyona zorlamak için CHP’nin oylarının yükseldiğini gösteren anketlerin uydurma olduğundan da kimsenin kuşkusu yok...

Taban, cumhuriyetle savaşan bir partinin koltuk değneği olmaya çalışan CHP yönetimine çok şaşırıyor ama o cephede kimse pek umursamıyor...

Bu arada başta Sezgin Tanrıkulu’ndan gelen TSK’nin operasyonlarına yönelik tepkiler, parti gençliğinin Suriye’de PKK-PYD yöneticileriyle görüşmesi ve belediyelerdeki yolsuzluklara yönelik sessizlik de CHP tabanını şaşırtıyor, umutsuzluğa sürüklüyor...

Anlaşılıyor ki, AKP ile olası bir koalisyon CHP’de büyük bir erozyon yaratacak... Kılıçdaroğlu da bunu sezmiş olmalı ki, “Oyumuz düşse de koalisyona evet” diyerek AKP’ye açık çek vermekten nedense kaçınmıyor...

Oysa CHP yönetimi ne yaparsa yapsın küçük bir ihtimalle AKP ile koalisyona girişse bile hükümetin uzun soluklu olmasının da imkanı yok... Yani gidişat nafile!..

Haluk Koç’un “Biz elimizi taşın altına koymak istedik amaaa” şeklindeki dünkü açıklamalarına bakılırsa, bir CHP-AKP koalisyonu giderek güçleşiyor...

Velhasıl herkes görüyor ki; tek başına iktidar derdindeki AKP, koalisyon iddiasıyla CHP ile oynayarak zaman tüketiyor, parti yönetimi de ısrarla masada kalmaya çalışıyor.

MHP kilit parti...

AKP’nin CHP ile görüşmesinin göstermelik bir oyundan ibaret olması Davutoğlu ekibinin MHP ile perde gerisindeki iletişiminden de anlaşılıyor... Bu görüşmelerin ardında aslında Erdoğan’ın gelecek kaygıları olduğu da biliniyor...

Evet, herkes farkında ki, AKP ile MHP tabanı birbirine çok yakın... MHP’nin her kritik dönemde AKP’ye Meclis’te destek vermesi de unutulmuyor...

Son yıllarda birçok önemli yasa MHP desteği olmasaydı Meclis’ten geçmeyecekti... İşte bu yüzden MHP’nin bir koalisyon hükümeti içinde olacağını baştan beri söylüyoruz... Yapılan anketlerin sonuçları da, iki partinin tabanının AKP-MHP koalisyonunu istediğini gösteriyor...

Bu kapsamda Faruk Çelik’in dün yaptığı, “MHP’li Semih Yalçın’la ikili görüşmelerimiz sürüyor” şeklindeki açıklaması da AKP’nin, MHP ile perde gerisinde görüşmeyi hızlandırdığını kanıtlıyor...

Ve tabi ki, Bahçeli’nin “şerefsiz” çıkışı gündemi sarsmış olsa da aslında PKK’ya yönelik operasyonlar, “açılım sona ersin” beklentisindeki MHP ile AKP arasındaki köprüyü güçlendirmiş gibi duruyor...

Üstelik PKK’ya silah bıraktırılmasını da hükümet görüşmeleri için koşul olarak ne süren Devlet Bahçeli, Kandil’in bombalanması ve terör örgütünün şehir yapılanmalarına yönelik operasyonlar nedeniyle koalisyon konusunda esnemiş görünüyor...

Tüm bu tablodan şu özet çıkıyor; PKK eylemlerine tepkisizlik, emanet oylarla barajı aşan HDP’yi eritiyor... AKP’nin kapısında beklemesi CHP’yi de erozyona uğratıyor. Toplumun terör ve şiddet yorgunu olması nedeniyle PKK’ya yönelik operasyonlar AKP ile MHP’ye yarıyor.

Sonuçta MHP destekli bir azınlık hükümetiyle Kasım’da seçime gitmekten başka yol görünmüyor...


https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac