Mitinglerde ağzından dini terimleri düşürmeyen, camilerde namaz şovu yapan ve son olarak kurtuluş çaresi olarak elinde Kuran’la miting alanlarına çıkan Erdoğan değil mi?..
Dini siyasete alet eden, imam-hatip furyasıyla gerici takımına selam çakan, türban çıkarcılığıyla kitleleri cumhuriyete karşı galeyana getiren Erdoğan’ın AKP’si değil mi?..
Tarikat ve cemaat şeyhlerinin elini eteğini öpen, bir dönem Fethullah’la kol kola yürüyen, CHP’yi “cami yıktılar” yalanı üzerinden vurmaya kalkışan AKP’liler değil mi?..
Hac ve umre şovlarıyla seçmen üzerinde din sömürüsü yapan yine AKP cenahı değil mi?...
Peki; dini terimleri, makamları, mevkileri ve malzemeleri siyasi çıkar için kullanan, halkın inançlarını sömüren AKP zihniyeti nasıl olur da Türk bayrağı ve Atatürk posterlerini siyasi çıkar aracı olarak gösterebilir ki?.. Evet, ne yazık ki bunu da yaptılar!..
CHP’NİN BEYLİKDÜZÜ ‘HAKİMİYET’İ!..
Dün odaTV’de gördük; AKP Beylikdüzü İlçe Örgütü utanmadan arlanmadan CHP’yi bayrak ve Atatürk üzerinden pasifize etmeye kalkışmış!..
AKP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı tarafından kaymakamlığa ve İlçe Seçim Kurulu’na gönderilen 2 ayrı yazıda, ilçeye Türk bayrağı ve Atatürk resimleri asan CHP’li belediyenin seçmen üzerinde “hakimiyet algısı” yarattığı öne sürülmüş... 2 Mayıs 2015 tarihli saçma sapan yazılarda şöyle denilmiş:
“Beylikdüzü Belediyesi tarafından, ilçemiz genelindeki büyük meydan ile ana yollarda Atatürk resmi, Türk bayrağı ve Beylikdüzü Belediyesi logosunu taşıyan flama ve bayrakların seçim takvimi içinde asıldığı, Belediye Başkanı’nın mensubu olduğu CHP lehine Beylikdüzü genelinde hakimiyet algısı yaratılarak ulusal iradenin ve vatandaş oyunun etkilendiği...”
Utanmazlığın bu kadarına pes doğrusu... Senin dini siyasete alet etmen “hakimiyet algısı” yaratmıyor da, vatanın ve milletin sembolü olan bayrak ile ülkenin kurucusu olan Atatürk posteri hakimiyet algısı yaratıyormuş!!!
Dün Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile konuştum... CHP’li başkan, ilçe seçim kurulunun AKP’nin talebini reddettiğini belirterek şunları söyledi;
“Biz Beylikdüzü’nün her yerine Atatürk posteri ve bayrak asıyoruz... Çünkü bayrak milletin bayrağıdır... Atatürk de hepimizin lideri... Kimse bunlardan kesinlikle rahatsız değil... AKP’lilerin girişimi ahmaklık ve siyasi işgüzarlıktan başka bir şey değil...”
AKP ilçe yönetimine söylenecek tek söz var; Bre ahmaklar, bayrağın hakimiyet algısı yaratmadığı bir topluluk ulus olamaz, bir ülke de devlet... Atatürk’e gelince; “O” olmasaydı zaten siz de yoktunuz...
AKP EŞ GENEL BAŞKANI KİM?..
“Halkla buluşmalar”, yandaş kanallardaki “icraatın içinden” takiyeleri, açılış ve temel atma bahanesiyle yapılan mitingler, AKP’yi işaret eden konuşmalar, salon toplantıları...
Yalnızca hemşeri toplantıları değil, zat-ı muhterem öylesine sıkışmış ki, İstanbul’da taksicileri bile bir salonda toplayarak nutuk verdi...
Daha bitmedi, “İstanbul’un Fethi” gerekçesiyle miting gibi kutlamalar, ilçeleri dolaşmak, sokaklarda yürümeler de Çankaya’nın siyasete alet edilmesinin yeni versiyonları...
Aslında tüm bunların ardındaki telaş belli; Davutoğlu’nun imdadına yetişmek ve “başkanlık” planı için AKP’yi yeterli oy oranına kavuşturmak...
Peki kim yapıyor tüm bunları?.. Kim olacak, aslında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı seçilen ve siyasetten uzak durması, herkese eşit mesafede olması gereken zat...
Ancak “Milli Görüş gömleğini çıkardığını” öne sürse de seçim dönemindeki kanunsuz davranışları da gösteriyor ki, Erdoğan siyasetçi gömleğinden bir türlü kurtulamıyor...
Hal böyleyken Erdoğan için artık “cumhurbaşkanı” ya da “Çankaya’daki zat” vs. gibi adlandırmalara gerek yok... Erdoğan bir siyasi lider gibi davrandığı için ona artık “AKP Eş Genel Başkanı” demek herhalde hiç de yanlış olmaz...
UÇAĞA MOLOTOF ATMAK!..
Bırakın AKP Hükümeti’nin bir icraatı olmasını; gerçek şu ki, “devlet” Hakkari’nin Yüksekovası’na kadar havaalanı yapmış... İnşaat için milyonlarca lira harcanmış...
Peki, buna karşı Yüksekova’da neler olmuş?.. Tablo vahim, PKK’lılar defalarca devletin şantiyesini basmış, araçları yakmış, işçileri kaçırmış, müteahhidi tehdit etmiş ve havaalanı yapımı tam 250 gün gecikmiş...
Devlet sonunda güçlükle de olsa şiddete boyun eğmemiş ve havaalanını bitirebilmiş... Dün de açılış yapılmış...
Böylesi bir olay nedeniyle yöre halkının devleti alkışlaması gerekir değil mi?.. Ama ne gezer, vay sen misin havaalanının açılışına gelen?..
Dün bir baktık Yüksekova’da kepenkler inmiş, molotoflar havada uçuşmuş, barikatlar kurulmuş, polisle çatışma çıkmış... Yani dün halkın yararına bir yatırımın açılış günü olduğu için Yüksekova diken üstündeymiş...
Kimse kusura bakmasın; doğruya doğru, yanlışa yanlış... Bir ilçeye bile havaalanı yapılabilmişse bu bir “devlet” yatırımıdır... Olayı siyasi çekişmeye indirgeyerek, ortalığı savaş alanına çevirmek tek kelimeyle saçmalık...
Merak ediyoruz, Hakkarililer dün açılan havaalanını kullanmayacak mı, uçaklara binip iki saatte İstanbul’a gidince devlete beddua mı edecekler?.. Eminim aklı başında her yurttaş “Allah devlete zeval vermesin” diyecek...
Hatta AKP’ye düşman olmakla devletin yatırımını engellemeyi birbirine karıştıran zihniyet de o havaalanını kullanmak zorunda kalacak...
O halde “özgürlük” ve “barış” nidalarıyla mitinglerde havaya beyaz güvercin bırakan zihniyetin, uçakları engellemesi zavallıca bir çelişki değil midir?.. Söyler misiniz; neden, niçin bu anlamsız öfke?..
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac