BİZE BİR SEVİNÇ HEDİYE EDİN N’OLUR!
Okurla yazar arasında duvar olmamalı diyenlerdenim. Hele de bu puslu havada. Hele de 7 şiddetinde deprem kadar ağır tahribat yapan bu karanlık ortamda. Hele de anlamaya çalıştıkça tıkandığımız bu baskı ikliminde…
Sayıları 100 bini bulan, açığa alınan, meslekten atılan, hayatı karartılan, geleceği, umutları, hayalleri bitirilenlerin yeri nasıl dolacak? Ya da kimlerle doldurulacak? Adli, idari, ihbari mekanizma yansız ve tarafsız olacak mı? Kimin hain kimin kandırılmış olduğuna nasıl karar verilecek? Siyasilerin mesaj içerikli bazı çıkışları adli makamları etkileyecek mi? Kafaları kurcalayan, yanıt alınamayan sorular cevap bulacak mı? Eğitimden sağlığa, kültürden medyaya, ekonomiden teröre ülkenin darboğazı sayılan sorunlar nihayet bulacak mı?
Memleketi 14 yıldır yöneten kadro; ordusu, ekonomisi, toplumsal barışı, kardeşlik duygusu yerle bir edilmiş ülkeyi başkanlığa geçince hemen düzeltecek mi? Başkanlık gelince; toplum heyecanlanıp, nefesler rahat alınıp, yılların sıkıntısı silinip, umutlar açıp, yaratıcı düşünce, özgürlük ve barış rüzgârları yeniden esecek mi?
Merak uyandıran, nasıl yani dedirten, tepki yaratan, ters rüzgârlar estiren, ayrıştıran, ötekileştiren, bölen, parçalayan uygulamalar için bir soru işaretinin gölgesiyle soruyorum! Daha neler olacak? Siyaset erbabının başkanlığa yönelik açıklamaları daha neleri içerecek? Soru işaretleriyle ilerliyor ve bir eğitimci olarak soruyorum!
Eyyy siyaset erbabı! İnsanlar, hele de gençler, en çok da öğrenciler, daha çok da eğitimli gençler gidiyor. Gitmenin yollarını arıyor, gidenler dönmeyi düşünmüyor. Haberiniz var mı? Bugünlerde herkesin dilinde ve gündeminde; “Vatandaşlık alma”, “oturma izini sağlama”, “çalışma izni başvurusu yapma” vb gibi planlar var. Gençlik gidiyor ve biz buna “beyin göçü” diyoruz. Kimler mi? Yüreğiniz yeterse sıralamaya çalışayım. Aklınıza hangi meslek gelirse gelsin insanlar gitmemin peşinde. Profesör, doktor, avukat, mimar, mühendis, yönetici, tüccar, sanatçı, öğretmen, gazeteci, akademisyen, kuaför, modacı, tekniker, bankacı, şirket sahibi, eczacı vb. aklınıza hangi meslek gelirse gelsin iş aramaya, iş kurmaya gidiyor. Ardına bakmadan ülkesinden ayrılmayı düşünüyor bu insanlar.
Neden mi? Nedeni o kadar çok ki! Yarın korkusuyla gidiyor, gelecek kaygısıyla uzaklaşıyor, korku iklimin yarattığı boğucu havadan kaçıyor, kutuplaştırılan ülkenin yarattığı gerginlikle baş edemiyor. Özetle çekip gidiyor, kaçıp gidiyor, bıkıp gidiyor, kopup gidiyor…
Ey en küçük bir adımdan mitoloji yaratanlar!
Ey köprüler için destan yazanlar!
Ey AVM’lerden menkıbe çıkaranlar!
Ey yönetim erbabı!
Eğitimli kesimin ülkeden gitmenin yollarını aradığını duymuşsunuzdur. Bunu geç dile getirmek muhtemelen benim cehaletimdir. Giderek gün ağırlaşıyor, geçmiş uzaklaşıyor, gelecek görünmüyor. Haberiniz var mı ve önleminiz nedir?