Şeker fabrikaları Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler sürecinde satılmıştı...
Türkiye ayağa kalkmış, ekonomik gelecekleri bu fabrikalara bağlı olan yörelerde protesto gösterileri yapılmış hatta satılan tüm fabrikalardan elde edilecek gelirin “Saray’ın bir yıllık giderinden az olduğu” bile iddia edilmişti...
-Deyim yerindeyse; bu fabrikalar 80 milyonun gözlerinin içine baka baka “babalar gibi” ya da geleneksel deyişle “bağırta, bağırta” satıldı!..
Satış sırasında zamanın başbakanı Binali Bey, Tarım Bakanı sıfatlı muhterem Eşref Fakıbaba ve de AKP ileri gelenleri, bu fabrikaları satın alan firmaların en az 5 yıl süreyle üretim yapma zorunluluğu bulunduğunu, işçilere asla dokunulamayacağını, sözleşmenin aksine hareket eden şirketlerin teminat olarak yatırdıkları paraların yanacağını ve devletin fabrikaları geri alacağını falan söylediler!..
Gelelim “şeytana pabucunu ters giydiren” öykümüzün kahramanlarına ve devletin, milletin göz göre göre nasıl kazıklandığına!..
Satılan fabrikaların üç tanesini; Bor, Yozgat ve Afyon Şeker Fabrikalarını aynı şirket lüpledi, pardon satın aldı!.. Doğuş Yiyecek Grubu... Bunlardan Bor şeker Fabrikası 366 milyon TL’ye el değiştirmiş oldu... Yine iddialara göre “sudan ucuz” fiyata giden Bor Şeker fabrikası tam 5 ay süreyle bu şirket tarafından devralınmadı!..
Yanlış okumadınız, Bor Şeker satıldıktan sonra tam 5 ay süreyle, tabir yerindeyse “p.ç gibi” ortada kaldı, iyi mi!.. Sonra ne oldu peki?.. Doğuş Gıda Grubu lütfedip 5 ay sonra devraldığı fabrikayı hemen ertesi gün bir başka firmaya sattı!.. Bu inanılması olanaksız durumu şu şekilde de tanımlayabilirsiniz:
-Firma, devletin sözleşmesini, kirli bir mendil gibi fırlatıp atmıştı!..
“Ülke için şükret kardeşim!..”
Kime sattı, bunu biliyoruz, birazdan anlatacağım... Kaça sattı? İşte onu bilmiyoruz!..
Olay duyulup, ortalık karıştıktan sonra, Doğuş Gıda Yönetim Kurulu’nun “cingöz” Başkanı Süleyman Karakan önce aynen şunu söyledi:
-Paramız yetmedi. Aldık, sattık, ne var bunda?!.
Hani, “hem suçlu, hem güçlü” derler ya, aynen o vaziyet!.. Kardeşim paran yoksa niçin aldın? Aldığın diğer iki şeker fabrikasında da aynı “katakulliyi” mi yapacaksın? Bunun adı buz gibi sahtekarlık değil mi? Diğer firma böyle şaibeli bir satışı kaça kabul etti? soruları da havada asılı kaldı tabii!..
Üstelik tüm sürecin ihale şartnamesine uygun olduğunu da iddia edip, hiç utanmadan şunu da söyledi:
-Devlet sanayicisine yardımcı oluyor... Ülke için şükredin!..
Yüzsüzlüğe bakar mısınız?.. Pekii, özelleştirme İdaresi’nin muhterem Başkanı Ahmet Aksu bu skandal için ne dedi acaba? Yüzünü görsek, sesini duysak soracağız ancak ortada yok arkadaş!..
Pekii, aslında ne olması gerekiyordu?.. İhale şartnamesine göre Bor Şeker, ihaleye giren diğer şirketlere devredilmesi, olmuyorsa ihalenin iptal edilmesi gerekiyordu!.. Avukat Gökhan Candoğan olup biteni şöyle anlattı:
-Burada açıkça bir hileli satış var. Bu bir satış değil, firmaların 12 milyon teminatlarını kurtarmak için yapılan bir operasyon!..
Doğuş Gıda, satın aldığı diğer fabrikalardan Afyon Şeker Fabrikası’nı Ağustos sonunda devralmıştı. Yozgat Şeker Fabrikası ise hala ortada bekliyor!.. Peki ya üretim ne oluyor diye soracak olursanız, söyleyeyim:
-Ruhuna el Fatiha!..
Şöhreti dillere destan aile!..
Gelelim Bor Şekeri satın alan firmaya...
Adı DSL İnşaat sanayi ve Ticaret Şirketi... Sermayesi ne kadar? 366 milyonluk fabrikayı alan bu şirketin sermayesi yalnızca 100 bin TL(yazıyla yüz bin!) Ticaret odası kayıtlarına göre şirketin ağırlıklı işi konut inşaatı olarak görülüyor... Bu da Bor Şeker’in sahip olduğu toprak açısından epey dikkat çekici!..
Peki, kim bu şirketin sahipleri? Aslında siz bu aileyi pek yakından tanıyor, biliyorsunuz:
-Dişli ailesi!..
Aynı zamanda Sırma Grup’un da Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Davut Dişli, Yakınlarda Amsterdam Büyükelçisi olarak atanan Şaban Dişliile FETÖ davasında binlerce yıl hapis cezası istemiyle yargılanan tümgeneral Mehmet Dişli’nin de amca oğlu!..
Peki DSL’in sahipleri kimler? Emir Haktan DişliYönetim Kurulu Başkanı, Sadık Enes Dişli Başkan Yardımcısı, Eren Ali Dişli ise Yönetim Kurulu Üyesi... Bu üç kardeş, Davut Dişli’nin çocukları...
Şirketin başındaki Emir Haktan Dişli 2017 yılında evlenmiş, nikah şahitliğini de Cumhurbaşkanı Erdoğanyapmıştı... Peki bu aile, böylesine şaibeli bir satışa nasıl dahil oldu, Bor Şeker Fabrikası’nı hangi cüretle satın aldı?..
-İşte orasını da bilemiyoruz!..
Sizin bir fikriniz var mı?..
https://twitter.com/umit_zileli